Cannes Festivali Direktörü İstanbul’daydı
Cannes’ın Altın Palmiyeli filmi “Bir Düşüşün Anatomisi”nin ülkemizde vizyona girdiği günlerde, festivalin Genel Direktörü Thierry Frémaux İstanbul’daydı. Nuri Bilge Ceylan ile buluşmak, yeni Türk yönetmenleri hakkında bilgilenmek ve tatilini geçirmek amacıyla şehrimize gelen Frémaux, sinema yazarlarıyla tanışacağı bir toplantı tertip edilmesini talep etti. Sinematek / Sinemaevi’nde 10 sinema yazarının katıldığı sohbet toplantısının 2 saati aşan süresinde, Thierry Frémaux sorulan tüm soruları samimiyetle ve açık yüreklilikle yanıtladı. Kaldığı Pera Palas Otelinden Kadıköydeki Sinematek’e tam randevu saatinde gelen Frémaux, İstanbul’a geliş sebebini anlattı.
Sinematek bahçesinde sinema yazarlarıyla tanışan Frémaux, yanında bulunan eşini bizlere tanıştırdı. Ben kendisine Türk basınında Cannes Film Festivalini izleyen, yaşayan gazetecilerin en eskisi olarak, 1966 tarihli akreditasyon kartımı gösterdim. Hemen cebinden cep telefonunu çıkarıp kartın fotoğrafını çekti. Rahmetli eşim Tuna’nın akreditasyon kartını gösterip, o dönemde gazete eşlerinin de projeksiyonlara katılma imkanları olduğunu hatırlattım. Bu bilgiyi anında eşiyle paylaştı. 6 yıl evvel yazdığım “Cannes Film Festivalinde 50 Yıl” anı kitabımı imzalayıp kendisine takdim ettim. Kendisine Cannes Festivali sayesinde “Mayıs 68 Olaylarını” Fransa’da yaşama imkanını bulduğumu, ancak genel grev yüzünden Fransa’yı terketmekte çok zorlandığımı anlattım.
Sinematek’in toplantı odasında yapılan sohbette Frémaux : “Ziyaret ettiğim her ülkede (Fransa’da yaptığım gibi) sinema yazarlarıyla sıkı bir diyalog kurmaya çalışır ve buna çok önem veririm” diye söze başladı. Cannes Film Festivali ve çalışma yöntemleri üzerine etraflı bilgiler verdi. Bazı kritik konularda söylediklerinin “out of record” sayılmasını talep ettiği için, ben sohbetin ana hatlarından bahsetmekle yetineceğim. Söylediklerinden, Cannes Film Festivali’nin neden “dünyanın en prestijli festivali” ünvanını koruduğunu anladık. Örnek vermek gerekirse, bu festivalin Avrupa’da evvelce gösterilmeyen filmlerini kabul edişinin sebebini Frémaux şöyle açıkladı : “Dünya prömiyeri yapma şartımız bir endişeye dayanıyor. Ben bir yarışma filmi yaratıcısını, filmini evvelce izlemiş bir eleştirmenin, gösterimden 24 saat önce yazdığı yazıda yerin dibine batırması ihtimaline imkan tanımam. Tüm eleştirmenler festivalde filmi izledikten sonra istediklerini yazarlar. Bazı filmler için yönetmen ve yapımcıların sinema yazarlarından talep ettikleri ambargo’ya Cannes’da bugüne kadar titizlikle riayet edildi”.
9 yaşından beri judo sporu yapan Frémaux, 16’sında siyah kuşak sahibi oldu. Lyon Lumiere Enstitüsü Direktörü olan Frémaux 2001 yılından beri Cannes Film Festivali’nin 1 numaralı sorumlusu. Prensip sahibi bir yönetici olarak, sinema salonlarını yaşatmak için mücadele verdiğini anlatan Frémaux, Cannes’ın NETFLİX, Disney, Amazon gibi platformlarının yapımlarını, hangi sebeple resmi seçkilerine kabul etmediğini örnekler vererek anlattı. 130 dakikalık sohbetin sonunda katılımcıların telefon numaralarının ve e mail’lerinin listesini alan Frémaux, kendileriyle bir hatıra fotoğrafı çektirdi.
Şehir dışında olduğu için sohbete katılamayan Sinematek Başkanı Emin Alper, toplantıdan sonra Thierry Frémaux ile bir araya geldi. Alper’in geçen yıl Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünde gösterilen “Kurak Günler”i eleştirmenlerin övgüsünü almıştı. Mayıs ayında festivalin 12 günlük süresinde, olağanüstü enerjisiyle her yere yetişmek zorunda olduğu için sürekli hareket halinde olan, kendisiyle irtibat kurmanın adeta imkansız olduğu Thierry Frémaux ile sohbet etmek, alçak gönüllü ve samimi kişiliğine tanıklık etmek keyifliydi.