Aşka Düşmek / Falling Into Place

Aşka düşmek mi, düşememek mi?

Filmi çok beğenen de oldu, sonradan konuştuğumuz sinema yazarı arkadaşlarım arasında, benim gibi bunalan ve hadi ama diyen de. Evet ama hayat böyle, istediğin hızda gitmiyor ki, acı çeke çeke, bunala bunala da diyebilirsiniz.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Filmin senaryosu, yönetmeni ve başrol oyuncusu aynı kişi olunca ben biraz tedirgin oluyorum. Woody Allen misin birader? Ama kimisi terzi gibi, kendi tasarımını dikip giymek istiyor. Alman vatandaşı Aylin Tezel de öyle; yazmış, oynamış, oynarken yönetmiş. Çok fena da olmamış, ama biraz uzun olmuş. Zaman zaman tempo, tempo, hadi ama, hızlan biraz diye dürtükleyesim geldi, bu da her şeyi kendisinin yapmasından kaynaklanıyor bence. Yönetirken oynayınca, oynarken yönetince hızlanamıyor, kurguda kıyıp da atamıyor! Oysa mesele belli; gençler, aşk ve seks istiyorlar. Evet, artık otuzlu yaşlarında da ergen değilse de gençler, henüz yollarını bulamamış olduklarına göre. Birlikte oldukları kişiler var ama bir şeyler eksik, tatmin olmuyorlar. Bunalıyorlar, yenisini arıyorlar. Buldum derken kaçırıyorlar. Bu aralar böyle. Bireysel tatminsizlikler başrolde.

Londra’da yaşayan Kira (Aylin Tezel) istemediği halde ayrılmak zorunda kaldığı ilişkisinden ötürü kafasını dağıtmak için İskoçya’ya gidiyor. Gri, yağmurlu hüzünlü bir atmosfer. Kasabanın kahvesinde tanıştığı bir gençle hoş ve dostça, hatta çocukça bir akşam geçiriyor. Sabaha kadar birlikte oluyorlar. İan’la ruh ikizi gibiler ama İan, Kira sabah uyandığında çoktan gitmiş, ne bir telefon, ne bir adres. Çünkü İan da kasabaya ailesini, yaşlı anne babasını, hasta kız kardeşini kısa bir ziyarete gelmiş ama onun da Londra’da bir ilişkisi var, iyi gitmiyor ama niye iyi gitmediği de çok belli olmadığından ite kaka sürüyor.

Bundan sonrası bunalım, bunalım. İkili şehirdeki hayatlarına geri dönüp kafa göz yara yara yaşamlarını yeniden inşa etmeye çalışır ve mutsuz ve umutsuz yaşarken… Çünkü sonunda ellerinde kalan ne aşk, ne iş! Nihayet doğru yolu buluyorlar: yaratıcılık, üretim. Sonrasında da birbirlerini buluyorlar. O kadar mutsuzluktan sonra mutlu son. Çünkü kendini bulmadan aşkı bulmak da mümkün değil. Ama buraya kadar “zarif bir melankoli!” Sonrası masal gibi son. Koca Londra’da samanlıkta iğne bulmak?

Filmi çok beğenen de oldu, sonradan konuştuğumuz sinema yazarı arkadaşlarım arasında, benim gibi bunalan ve hadi ama diyen de. Evet ama hayat böyle, istediğin hızda gitmiyor ki, acı çeke çeke, bunala bunala da diyebilirsiniz.

Bu sıkıntıyı, buhranı, bunalımı gerek puslu, yağmurlu, karanlık görüntülerle, gerek oyuncularının uzaktan çekimleriyle ve çok iyi verdiğini kabul edelim, Aylin Tezel’in. İyi de oynuyor. İan rolünde Chris Fulton da çok çekici. Hele gülümsemesi. Bu arada Alman vatandaşı olan Aylin Tezel Türkiye’ye hiç gelmemiş. Belki filmi festivallerde gösterilirse gelir, yabancı gibi.

Yönetmen / Senaryo : Aylin Tezel

Görüntü Yönetmeni : Julian Krubasik

Müzik : Ben Lukas Boysen, Jon Hopkins

Oyuncular : Aylin Tezel, Mike Noble, Chris Fulton, Alexandra Dowling, Rory Fleck-Byrne, Samuel Anderson, Anna Russell-Martin, Kathryn Howden, Layo-Christina Akinlude, Michael Carter, Juliet Cowan, Olwen Fouéré, Kevin Mains, Cian Barry

Almanya-İngiltere / Dram-Romantik / 113 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz