Günün Kadını / Woman of The Hour
Canavar Ruhlu Bir Erkeğin biyografisi
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, 6284’lü yasayı uygula, HEMEN, ŞİMDİ
Elbette böyle bir filmi izledikten sonra ara başlığa İstanbul Sözleşmesini koyacaktım. Başka coğrafyalardaki kadın cinayetleri doğrudan ülkedeki cinayetleri çağrıştırıyorsa, Amerika’da 45 yıl önce yaşanan seri kadın ölümleri bugün hala ülkemizde yaşanıyorsa 6284 numaralı yasayı yeniden ve derhal uygulamaya koymanın vaktidir. Daha ne kadar kurban vereceğiz, daha ne kadar seyirci kalacağız?!...
Film hikayesi ile işte bize bu sözleri söylettiriyor.
ANNA KENDRİCK’İN İLK UZUN METRAJLI FİLMİ
Orijinal adı “Woman of The Hour” olan film Türkiye’de “Günün Kadını” adıyla Netflix’te gösterime girdi. Yönetmen koltuğuna filmin aynı zamanda oyuncusu olan Anna Kendrick oturdu. “Günün Kadını” Anna Kendrick’in ilk uzun metrajlı filmi olma özelliğini de taşıyor. Kendrick’in kadın olması nedeniyle günümüzde kanamaya hatta fışkırarak kanamaya devam eden bir konu ile, kadın tecavüzleri ve cinayetleri konusu ile başlaması elbette çok önemli. Yönetmen tüyler ürpertici gerçek bir olaydan yola çıkarak kurban kadınlarla bir nevi empati kurmuş. Olayın katil kahramanı Rodney Alcala. 1977,78, 79 yılları arasında birçok kadına tecavüz ederek öldüren caniyi filminde anlatırken şöyle bir empati kurmuş : “Bu katile ben de rastlamış olabilirdim” Bu yüzden biyografiyi sinemaya aktarırken gerçek olayların dışında bir kurgu yaratmış ve içine kendini koymuş. Televizyonda gösterilen şov niteliğindeki “Flört Oyunu” adlı programa katılan genç kız Sheryl canlandırıyor Anna Kendrick. Bir dekorla araya duvar konulmuş yan tarafta üç adam oturuyor. Shelley adamları görmüyor. Bu gençler ona gelen talipler. O, görmediği bu üç adama sorular soruyor ve cevaplarını beğendiği ve seçtiği adamla programın ödülü olan bir tatil gezisi kazanıyor.
Tabii o üç taliplinin arasında katil Rodney de vardır ve en güzel cevapları o vermiştir. Birlikte ödülü kazanırlar ama o tatile gidip gitmeyeceklerini izleyicilere bırakarak hikayenin bütünününe dönelim. Burada vurgulamak istediğim bu şov programının çok büyük bir ihtimalle yönetmenin kurgusu olduğunu söylemekti. Zira o dönemlerde Amerika’da nasıldı bilmem ama tek kanallı televizyonlarda bu tür programların olmadığı, bu şov programlarının doksanlı ve ikibinli yıllara denk geldiğini hatırlatmaktı.
RODNEY ALCALA KİMDİR?
Rodney Alcala, 1971 ile 1979 yılları arasında New York, Kaliforniya ve Wyoming’de sekiz cinayetten suçlu bulunan bir seri katil ve seks suçlusuydu. Ancak 100’den fazla kadın ve kız çocuğunu öldürdüğünden şüpheleniliyor. Bir moda fotoğrafçısı kılığına giren Alcala, sık sık kadınları hedef alarak onlara iltifat ediyor ve ardından fotoğraflarını çekmelerini istiyordu. 1980 yılında Alcala, 12 yaşındaki Robin Samsoe’yu öldürmek suçundan Kaliforniya’da ölüm cezasına çarptırıldı.
Cezası daha sonra Kaliforniya Yüksek Mahkemesi tarafından bozuldu ve kendisine yeni bir duruşma hakkı verildi. 1986’daki ikinci duruşmada da aynı cezayı aldı ancak o da 2003’te bozuldu. Sonraki yıllarda araştırmacılar, Alcala’yı diğer Kaliforniya cinayetleriyle ilişkilendiren adli tıp kanıtları keşfettiler… Sonuçta bu katil ömrünün sonuna kadar cezaevinde kaldı (Bu insan dışı mahluklara verilecek en etkili ceza, müebbet) 2021 yılında cezaevinde geberip gidiyor…
KADINLARIN ÇIĞLIĞI NE ZAMAN DUYULACAK?
Tam da Wikipedia bilgilerinde olduğu gibi mahluk kadınları profesyonel fotoğrafçı olduğuna inandırarak şehrin uzağındaki ıssız yerlere fotoğraf çekme bahanesiyle götürüp orada öldürüyor; hem de kadınların ağlayarak ona anlattıkları hayat hikayelerinden hemen sonra cinayeti işliyor. Nasıl oluyorsa hiçbir şey olmamış gibi ortalıkta dolaşmaya devam ediyor…
Bu kanlı hikaye tekrarlanarak sürüp gidiyor. Yukarıda bahsettiğim gibi araya kurgu giriyor. Yönetmen Flört Oyunu adlı evlilik ya da tanışma programını kurgularken aslında kadın için zor olan başka bir hikayeye de ayna tutuyor. Gösteri dünyasının da erkek hegemonyasında olduğunu her fırsatta kadını küçük düşürerek öne geçmelerine engel olduklarını gösteren bir alt metin okutuyor izleyiciye…
Filmdeki bir başka çarpıcı yön ise zaman zaman kadınların bu adamı polise şikayet etmelerine rağmen emniyetin olayı ciddiye almaması ve adamın cinayetlerine işlemeye devam etmesi… Hiç yabancı değil, biz bu hikayeyi de iyi biliyoruz. Filmin en sevdiğim bölümü caninin yakalandığı an!… Hem de yeni yetme bir kızın çok akıllı davranarak onu yakalatması derinden bir oh dedirtiyor ve asıl “Günün Kadını” olmayı hak ediyor. Da filmin sonundaki açıklamalardan anlıyoruz ki katil mahkemeyi beklerken kefaletle serbest bırakılıyor ve bu arada biri 12 yaşında kız çocuğu olmak üzere iki kadın cinayeti daha işliyor..
Yani yeniden tutuklanmanın maliyeti iki cinayet daha oluyor… Bakın ülkemize, artık tutukluluk ve mahkumluk için ölümler de yetmiyor, kadınların çığlığı duyulmuyor…
Yönetmen : Anna Kendrick
Senaryo : Ian MacAllister McDonald
Görüntü Yönetmeni : Zach Kuperstein
Müzik : Dan Romer, Mike Tuccillo
Oyuncular : Anna Kendrick, Tony Hale, Jedidiah Goodacre, Daniel Zovatto, Kelley Jakle, Max Lloyd-Jones, Dylan Schmid, Matthew Kevin Anderson
ABD / Biyografi-Suç-Gerilim / 95 Dk.