Boşluktaki Bedenler / Stray Bodies
Yaşam ve Ölüm hakkı
Boşluktaki Bedenler başlıklı filmde, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, çünkü zaten olmayanlarda hak, hukuk ve adalet tartışmalı, kürtaj, ötenazi ve tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olma konusu, yaşayanların anlattıklarıyla ortaya konuluyor.
Boşluktaki Bedenler, Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali çerçevesinde gösterilen filmler içinde en çok ilgi çeken yarı belgesel film oldu; nasıl olmasın ki özellikle de kadınlar üzerinden, yaşam ve ölüm hakkını tartışıyor. Yaşamak ne kadar her bireyin hakkı ise, ölmek de hak olmalı. Dinsel baskı ve inançlarla insana yaşam ve ölüm hakkı sınırlanamaz. Böyle doğrudan yazınca çok korkunç ve insan haklarına aykırı gibi geliyor ama belgeseldeki öznel durumları izleyince, karşıt görüşlerle tartışmaları görünce, içine kendi yaşadıklarınızdan kesitler de koyunca film sizi hem sersemletiyor, hem de uzun uzun düşündürdükten sonra kendi kararınızı verme yolunu açıyor.
Kısaca özetlersek, filmde, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, çünkü zaten olmayanlarda hak, hukuk ve adalet tartışmalı, kürtaj, ötenazi ve tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olma konusu, yaşayanların anlattıklarıyla ortaya konuluyor.
Ötenazi
Ölme hakkından başlayalım, izlediklerimi görmeye zor tahammül ettim ve çoğu sahnede kulaklarımı tıkadım. Her insanın insanca yaşama hakkını nasıl savunuyorsak, insanca yaşamadığı ve üstelik çok da acı çektiği zaman, kendi kararı ve bilinciyle ölme hakkı olmalıdır. ÖTENAZİ, haktır ve bir doktor yardımıyla gerçekleştiğinde herkes için en uygun sonuçtur. Nasıl kurtulması mümkün olmayan kuduz vakalarında tıbbi ölümün gerçekleşmesi için beklenmiyorsa, ağır hastalarda, ya da elden ayaktan düşmüş ve insan onuruna yakışmayan biçimde yaşamaya mahkum olmuş, sadece kendisine değil, etrafına da yaşamı zehir eden hastalarda, tıpkı İsviçre’de uygulandığı gibi neden olmasın? Bu bölüm filmde çok başarılı anlatılmış.
Kürtaj
“Bedenim benimdir” ve hiçbir kadın bakamayacağı, istemediği çocuğu doğurmak zorunda değildir, çok daha tartışmalı bir konu. Kürtaj bir çok ülkede yasak. Bazen bizde olduğu gibi, sözde zorunlu durumlarda mümkün ama inanın hiçbir devlet hastanesinde yaptırma şansınız yok. Bu da özel hastaneleri, uygun olmayan koşulları, ya da kişinin kendisine zarar verme yollarını açıyor. Ve kadın iki kişinin eyleminden tek başına zarar görüyor. İstenmeyen gebelikleri önlemenin yolu, gençleri eğitmekten geçer. Hormonları tavan yapmış gençleri sokak hayvanları gibi kısırlaştıramayacağınıza göre onlara korunmayı öğretecek ve uygulatacaksınız. Yoksa hiçbir günahı olmayan embriyolar canlı canlı vakumlanarak hastane çöpü olup yok oluyor! Bu bölümde filmde yaşadığı ülke Malta AB üyesi olmasına karşın, kürtaj yasak olduğu için en yakın ülke Sicilya’ya, kürtaj olmaya giden bir genç kadının tek başına yaşadığı dramı ayrıntılarıyla anlatıyor.
Tüp Bebek
Bir yanda hamile kaldığı bebeği doğurmak istemeyen kadınlar, bir yanda evlat sahibi olmak istedikleri halde tıbben hamile kalamayanlar. Ya da yalnız yaşayan kadınlar, ya da eşcinsel kadınlar? Onlar da çocuk sahibi olmak istiyorlar. Ve tüp bebek yöntemini bütün ayrıntılarıyla ilk kez bu filmde bu bölümde izledim. İlginç bir deneyim ve tartışma konusu.
Boşluktaki Bedenlerin en çok beğeni alan tavrı hiç kuşkusuz, bu tartışılan konulara siyasi parti, kilise ve sivil toplum kuruluşlarının karar alma sürecini etkilemeye çalışmasını ve bunun için zaten zor bir karar alma sürecinde acı çeken insanların karşı karşıya kaldıkları propagandanın acımasızlığını anlatması ama bunun yanında karşıt görüşlere de yer vermesi. Elina Psykou, AB üyesi devletlerin farklı politikalarını da eleştirirken Avrupa Birliği’nin aynı hak ve değerleri savunmadığını ve ekonomik pazara dönüştüğünü de ortaya koyuyor. Bu da zaten zor durumda olan insanları, ailelerinden uzaklara, üstelik maddi manevi zorluklara seyahate zorluyor. Bu seyahatler bir tür sağlık turizmine dönüşüyor. Yunanistan’a ve Sicilya’ya kürtaj olmaya gelenler var.
Yarı dökümanter filmin amacı, bir sanat filmi yapmaktan çok, tartışma yaratılan konuda belgesel yapmak olduğu halde, sinematografik ögelere de saygı gösterilmiş. İki oyuncu kullanılmış, sanat yönetmeni, objeleri ve mekanları ustaca betimliyor. Olayın turistik yönü de ihmal edilmemiş, filmin çekildiği yerlerde kartpostal görüntülerine de bolca yer verilmiş. İki saat süren filmden çıkıp nefes almak, sorunsuz yaşadığınıza şükretmek ve bir şeyler içmek isteği duyuyorsanız bu sinemanın da başarısı!
Yönetmen / Senaryo : Elina Psykou
Görüntü Yönetmeni : Nikos Karanikolas
Kurgu : Nikos Vavouris
Oyuncular : Anastasia Kontou, Gaia Psykou
Yunanistan / Belgesel-Biyografi / 109 Dk.