Bob Dylan : Tam Bir Bilinmez / A Complete Unknown

BOB DYLAN’IN 4 YILI

8 dalda Oscar adayı, James Mangold’un “TAM BİR BİLİNMEZ”i vizyonda

Bob Dylan’ın 1961- 65 yılları arasındaki kariyerine odaklanan film ilham kaynaklarını Dylan’ın tanıştığı insanlardan, Vietnam Savaşı’ndan ve o yıllarda yaşanan JFK suikasti gibi trajedilerden alıyor. Müzik tarihinin en etkili şarkıcı, söz yazarlarından biri olan Dylan’ın kariyerinin bir bölümünü ekrana taşıyan film, cesur ve heyecan verici bir müzikal biyografik drama.

OrtaKoltuk Puanı:

 

James Mangold’un Bob Dylan’ın hayatının 4 yılını anlattığı “Tam Bir Bilinmez / A Complete Unknown” Cuma günü vizyona girecek. Film 8 dalda Oscar’a aday gösterildi, 6 Bafta Ödülü için de yarışacak. Altın Küre’de de 3 adaylığı vardı. “Tam Bir Bilinmez” sadece bir müzik biyografisi değil, yaratıcılığın, şöhretin ve insan ilişkilerinin karmaşıklıklarını derinlemesine inceleyen bir film. Film sadece 4 yıllık bir zaman dilimine odaklanarak, uzun bir biyografik filmin tuzağından kaçınıyor ve tarihteki tek şair müzisyenin ruhunu yakalamayı başarıyor.

Filmin senaryosunu, Elijah Wald’ın “Dylan Goes Electric” adlı kitabından yönetmen Mangold, Jay Cocks ile birlikte yazdı. Bu senaryo Dylan’ın hayatındaki belirli bir döneme odaklanarak, türün klişelerinden uzak durmayı başarıyor ve duygusal açıdan yankı uyandıran bir bakış açısı sunuyor. Olağanüstü oyuncu performansları, hassas bir mizansen ve müziğin ustalarıyla bütünleşmesiyle film, bir dönemin ruhunu ve müziğini, popüler kültürünü perdeye taşıyor. Dylan’ın 1961- 65 yılları arasındaki kariyerine odaklanan film, ilham kaynaklarını Dylan’ın tanıştığı insanlardan, Vietnam Savaşı’ndan ve o yıllarda yaşanan JFK suikasti gibi trajedilerden alıyor.

Tam Bir Bilinmez” ironik başlığıyla film, Dylan kadar ünlü olan ve aynı zamanda bilinmezleri barındıran bir kişilik hakkında bir film olmasıdır. Filmin senaryosu dönemin tarihi olaylarını ustalıkla hikayeye yerleştirerek, dramatik olarak etkileyici olmayı başarıyor. Dylan’ı bohem Greenwich Village’deki barlarda, bakımsız sokaklarında, plak dükkanlarında gezinirken gösteren sekanslar, N.Y.’u filmin bir karakteri olarak hissettiriyor. Halk kahramanı Guthrie ile tanışma arzusu, başlangıçta bir baba figürü olan şarkıcı Seegar ile bağlantı kurmadan önce onu N.Y.’a getiren şeydir. Müzik tarihinin en etkili şarkıcı ve söz yazarlarından biri olan Dylan’ın uzun ve dolambaçlı kariyerinin bir bölümünü ekrana taşıyan film, cesur ve heyecan verici bir müzikal biyografik drama.

MÜZİKAL BİYOGRAFİK DRAMA

Filmin sürprizlerinden ve hasletlerinden biri, oyuncuların tüm performanslarını (dublör kullanmadan) şarkıları kendilerinin söylemesi. Bu filmin otantik duygusuna katkı veriyor. Chalamet’nin performansı Dylan’ın kişiliği hakkında neredeyse hiçbir şey ortaya koymuyor. Filmin adı “tam bir bilinmez” bunun kasıtlı bir tercih olduğu kadar bir manifesto da olduğunu gösteriyor. Film adını Dylan’ın en ikonik şarkılarından birinin (Like A Rolling Stone) sözlerinden bir alıntıdan alıyor. Filmin bir diğer hasleti Dylan’ın şarkılarının yalnızca bir film müziği olarak kullanılması yerine, bu anlamlı şarkıların tarihi olayları yansıtma gücünün altının çizilmesi. Örneğin Küba Füze Krizi sırasında “Master of War” performansında, Dylan’ın tarihi olayara yanıt verme gücünü ortaya koyuyor.

James Mangold müzisyenin anlaşılması zor kişiliğini yansıtırken, aynı zamanda onun gizemli çekiciliğini de korumayı başarıyor. Titiz kişiliğiyle yönetmen, Dylan’ın kendisinden çok, müziğinin onu dinleyen ve yolunun kesiştiği kişiler üzerindeki etkisini anlatıyor. Mangold’un çizdiği Dylan portresinde 2 baba figürü (Guthrie ve Seeger) ve 2 sevgili (esmer Baez ve sarışın Sylvie) bulunmaktadır. Film, Dylan tarafından elektrikle güçlendirilmiş enstrümanlara geçişle ilgili tartışma hakkındadır. Film Dylan’ın o dönemde sevgilisi olan, üniversite öğrencisi ve sanatçı Sylvie Russo ile arasındaki aşk hikayesine de odaklanıyor. İkili hayatlarının bu döneminde görünüşte birbirlerinden ayrılmaz durumdaydı ve birbirlerine ilham perisi olarak hizmet ediyordu.

Jay Cocks, Martin Scorsese’nin “Masumiyet Çağı / The Age of İnnocence” ve “N.Y. Çeteleri / Gangs of N.Y.”, Kathryn Bigelow’un “Tuhaf Günler / Strange Days” filmlerine yazdığı senaryolarla tanınan deneyimli bir senarist. Cocks, Scorsese’nin 2 filminden sonra “Tam Bir Bilinmez” ile Oscar’a 3. kez aday. Film Dylan’ın bir bestesiyle değil, Woody Guthrie’nin klasik “So Long İt’s Been Good to Now Yuh” kaydıyla açılıp kapanıyor. Dağınık kirli saçları, Bolşevik şapkası, eski püskü elbiseleri, omuzunda gitarıyla 19 yaşındaki Bobbie, Minnesota’dan N.Y.’a otostopla gider.

Bob Dylan’ın (Timothée Chalamet) amacı yakın zamanda hastaneye kaldırılan, ölümcül derecede hasta idolü Woodie Guthrie (Scoot McNairy) ile tanışmaktır. Dylan’ın yakın arkadaşı ve yol göstericisi, sol görüşlü müzisyen Pete Seeger (Edward Norton) ile birlikte hastanede Guthrie ile tanışır. Dylan, Guthrie için bestelediği bir şarkıyı seslendirir ve 2 halk müzisyenini etkiler. Seegar N.Y.’a taşınmaya ikna ettiği Dylan’ın tanınmasına yardımcı olur. Bir konserde tanıştığı Sylvie Russo (Elle Fanning) ve Dylan arasında bir ilişki başlar. Dylan tanıştığı Joan Baez (Monica Barbaro) ile sanatsal işbirliğinin ardından flörte başlar. Russo 1965’te Dylan’ı terkeder. “Tam Bir Bilinmez”de Mangold – Chalamet ikilisi Dylan’ı efsanevi bir figür olarak takdim ediyor. Dylan’ın hastaneye kaldırılan Guthrie’yi ziyaret ettiği sekans duygusal olarak çok başarılı. Dylan’ın elektrikli enstrümanlar kullanmadaki israrı ve isyanı, sanatçının neden bu kadar ün kazandığını açıklıyor.

Timothée Chalamet filmde gitar ve mızıka çalarak Dylan’ın 40 şarkısını seslendiriyor. Tüm performansların canlı olarak kaydedildiği çekimlerde Monica Barbaro, Edward Norton ve Body Holbrook kendi enstrümanlarını çalıp söylediler. James Mangold ile “Walk The Line”daki beraberliğini bu filmde sürdüren, Yunan asıllı görüntü yönetmeni Phedon Papamichael, ustalıklı bir sinematografiyle 1960’ların Greenwich Village’in atmosferini doğru bir şekilde yeniden yaratıyor. James Mangold daha önce “Sınırları Aşmak / Walk The Line”ta (2005), müzisyen Johnny Cash’ın çocukluğundan kariyerinin ortasına kadar olan dönemi anlatmıştı. Cash’ı Joaquin Phoenix canlandırmış, sevgilisi June’u oynayan Reese Witherspoon bu rolle Oscar kazanmıştı. “Tam Bir Bilinmez”de Johnny Cash’ı Boyd Holbrook canlandırıyor. Tod Haynes, Dylan’ı anlattığı 2007 tarihli “Beni Orada Arama / I’m Not There”de şarkıcıyı aralarında Cate Blanchett, Richard Gere, Heath Ledger’in bulunduğu 6 oyuncu can vermişti.

Film, karmaşık bir ruh haline sahip Dylan’da T. Chalamet, ayrılıp barıştığı Sylvie’de Elle Fanning, can dostu müzisyen Seegar’de Edward Norton, efsanevi Joan Baez’de Monica Barbaro ile kusursuz bir oyuncu kadrosuna sahip. Ancak Sylvie, Dylan’ın o dönemdeki partnerinin mahremiyetini korumak için, Dylan’ın şart koşmasıyla, senaryoda yer almış kurgusal bir karakter. Film 2018’den beri yapım aşamasındaydı. Covid’in gelişi filmin yapımını birkaç yıl geciktirdi, ancak bu süre zarfında Chalamet, Dylan’ın şarkılarını canlı olarak seslendirebilecek kadar, iyi gitar çalmayı da öğrendi. Fransız – Amerikalı Timothée Chalamet Dylan rolünde yalnızca müzikal yeteneğini değil, aynı zamanda duygusal karmaşıklığını yansıtarak iyi oyunculuğunu kanıtladı.

Hikayenin temelini oluşturan akıl hocası Pete Seeger karakteri müzik gelenekleriyle sanatın kaçınılmaz evrimi arasındaki gerilimi sembolize ediyor : kısa rolüne rağmen Edward Norton muhteşem performansıyla Oscar’a 5. kez aday oluyor. Folk dünyasının yükselen yıldızı Joan Baez Dylan’ın kariyerinin gelişiminde önemli rol oynar. Birçok konserde sahneyi uyumlu bir şekilde paylaşırlar. İlişkilerinin başında Baez daha fazla bir şöhrete ve güce sahip olsa da Dylan, sanatsal açıdan onu geride bırakmaya kararlı gözükür. Baez’i canlandıran karizmatik Monica Barbaro’nun performansı, Dylan’ın portresine başka bir boyut katıyor.

KARS’TAN ABD’YE NOBEL ÖDÜLLÜ DYLAN

Mangold ve Jay Cocks’un elinden çıkma mükemmel senaryo, Dylan’ın kendi jenerasyonunun bir şairi haline gelmesiyle ilgili söylediklerini abartmıyor, Minneapolis’ten Newport’a uzanan zorlu bir yolculuğun kilometre taşlarını ele alıyor. Mangold atrıntılara geçmeye çalışmadan, 2016 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen sıra dışı bir sanatçının ilham verici portresini çiziyor. Nobel Akademisi’nin ödüle ilişkin yaptığı açıklamada şarkıcı, söz yazarı, şair, müzisyen Bob Dylan için “Amerikan şarkı geleneğine yeni ve şiirsel bir ifade tarzı getirdi” ifadesin kullandı. Bob Dylan hem Oscar, hem Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış olan 2 yazardan biridir. (Diğeri George Bernard Shaw).

Robert Allen Zimmerman adıyla, Abraham ve Beattie’nin oğlu olarak dünyaya gelen Bob Dylan’ın büyükbabası Zigman ile babaannesi Anna Zimmerman aslen Kağızmanlı idi. Dylan hayatının 40 yıllık kariyerini kaleme aldığı 3 serilik “Kronikler” adlı kitabının ilk cildinde babaannesinin Kağızmanlı olduğunu ve evlenmeden önce adının Kırgız olduğunu belirtti. Litvanyalı Yahudi dede Zimmerman, Trabzon’dan Odessa’ya ve oradan yaşanan antisemitizmden sonra, 1902’de ABD’ye göç etmek zorunda kalmıştı. Nobel Ödülü’nü aldıktan sonra Dylan, Zimmerman soyadını neden değiştirdiği sorulduğunda, “dönemin Amerikan toplumundaki antisemitist tanımlamalardan kaçınmak için” cevabını vermişti.

Yönetmen : James Mangold

Senaryo : Jay Cocks, James Mangold

Görüntü Yönetmeni : Phedon Papamichael

Kurgu : Andrew Buckland, Scott Morris

Oyuncular : Timothée Chalamet, Edward Norton, Elle Fanning, Monica Barbaro, Boyd Holbrook, Dan Fogler, Norbert Leo Butz, Scoot McNairy

ABD / Biyografi-Müzik-Dram / 140 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz