Takipçi / Lurker
İstanbul 41.Uluslararası Film Festivali kişisel önerilerim 7
N Kolay Galaları arasında yer alan, ödüllü “The Bear” ve “Beef” dizilerinin yapımcısı, yazar Alex Russell’ın ilk yönetmenlik denemesi “Lurker”, günümüzün patolojik şöhret tutkusunu sosyal medya şöhretinin karanlık yönleri aracılığıyla mercek altına alan, ilginç, rahatsız edici, kimi zaman korku filmi kadar ürkünç, müthiş etkileyici bir çalışma.
İlk gösterimi 2025 Sundance Film Festivalinde yapılan “Lurker / Takipçi” epey masumane biçimde başlıyor. Yükselişe geçmekte olan pop yıldızı Oliver (Archie Madekwe) Los Angeles’te bir giysi dükkânına girdiğinde, çalışanlardan Jamie (Sunny Suljic) ona tutkulu bir hayran olarak yanaşmaya yeltenirken, soğukkanlı iş arkadaşı Matthew (Théodore Pellerin) Oliver’ı tanımaz. Dükkânın fon müziğinde çalan Oliver’ın hoşlanacağı türden parça, Matthew ile şarkıcının ilginç bir sohbete girişmesi ve Oliver’in çıkarken Matthew’yu Hollywood’daki mekânına davet etmesiyle sonlanır.
Masumane dedik ama filmin özgün adı olan “lurker”ın sözlük anlamının “sinsice pusuya yatan” olduğunu bilen biraz da şüpheci bir seyirci, Oliver’in hayranlarının ilgisinden sıkıldığını, onlardan uzak durmaya çalıştığını büyük olasılıkla sosyal medyadan öğrenmiş Matthew ’nun şarkıcının ilgisini çekmek amacıyla tanımamış gibi davrandığını ve ilginç bulacağı müziği bilinçli olarak çaldığını düşünebilir tabii ki.
Mathew eve ilk geldiğinde, hemen hepsi Oliver’in çocukluk arkadaşı olan, yakın dostu Sweet (Zack Fox), zeki ve becerikli menajeri Shai (Havana Rose Liu), ve anında bu yeni gelene şüpheyle bakan belgeselci, müzik videoları direktörü, teknisyeni Noah (Daniel Zolghadri) ile tanışır. Bu tanımadıkları çocuğu, saf, az biraz beceriksiz, ama düzgün fiziği ve inanılmaz doğal gülümsemesiyle hafif salak ama müthiş samimi bulan çetenin olasılıkla münasebetsiz kabul ritüeli olan şaka yollu saldırısını başarıyla atlatan Matthew giderek Oliver’ın kardeşi, en yakın arkadaşı, sosyal medya kankası olur. Etrafındaki herkes süperstarın gözüne girmek için olağanüstü çaba gösterirken böylesine bir güven ve sevgi Matthew’ yu çok mutlu eder.
Matthew ile samimi bir dertleşme anında Oliver, arızalı bir çevreden geldiğini, asıl ailesinin etrafındakilerden oluştuğunu, ve artık kendi ailesini seçecek/oluşturacak gücü olduğunu söyler. Gerçekten de sosyal medyadaki ya da ünlülerin çevresindeki eğreti tapınırcasına hayranlık kültü giderek aile kavramının yerine geçmiştir ve bu sebeple de tedavi edilemez bağımlılığa dönüşmektedir. Oliver sayesinde Instagram hesabının çok sayıda takipçisiyle kendi de bir sosyal medya fenomenine dönüşen Matthew’ nun bağımlılığı da Oliver’a olan bu yakınlığıdır ve edindiği yer onun için her şeyden önemlidir. Ta ki, eskiden çalıştığı dükkândan arkadaşı Jamie, el yapımı kazakları Oliver’in dikkatini çekene ve Hollywood’daki eve takılmaya başlayana kadar.
Matthew, Jamie’nin aynen “All About Eve” deki Eve gibi, kendi yükselişi için ciddi bir tehdit olabileceğini hemen fark eder. Ancak Matthew filmdeki Margot gibi kaderine boyun eğecek biri değildir. Oliver onun sorun olmaya başladığını hissetse bile, Matthew’nun gündemden düşmemek için, şantaj dahil yapmayacağı hiçbir şey yoktur; çünkü bu gözden düşmenin çok ötesinde, artık bir ölüm kalım savaşımına dönüşmüştür.
Zeki, kurnaz, hesapçı Matthew, sevecen beceriksizliğini, Norman Bates’i anımsatan o saf gülümsemesini bırakmaksızın, pusuda yatan bir örümcek gibi, o masum görünen ancak lazer kadar delici bakışlarıyla Oliver’ın ağını örme çabasına girişir…
“Lurker” ın senaryosunu da yazan Alex Russell, bu trajikomik medyatik öyküyü anlatırken, Oliver’ın müzikal gelişimi aracılığıyla ustalıkla sanatsal yaratının temeline, özüne giriyor. Yönetmen olarak tüm ekibinden kusursuz bir takım oyunculuğu elde ediyor ama, filmi asıl iki başoyuncusu alıp götürüyor.
Archie Madekwe’nin varoş çocuğu, yükselmekte olan pop şarkıcısı Oliver’a getirdiği doğal yorum çok başarılı. Madekwe canlandırdığı kişinin yükselme arzusu ile yaptığı müzikle bağlantılı şüphelerini ustalıkla dengeliyor, kendinden emin tavrının gizlediği güvensizliği başarıyla hissettiriyor, umursamaz ve şımarık davranışlarına karşın hâlâ var olan saflığını ve masumiyetini aksettiriyor.
İlk kez izlediğim Théodore Pellerin ise sevecen, sevimli bir Matthew ile başlıyor. Önce huzur bozuyor, giderek tedirginlik yaratıyor, en sonda da adamın tüm ürkünçlüğünü, bencilliğini ve acımasızlığını açığa çıkararak yarattığı kişiliğin tüm karanlık noktalarını adım adım ve derinlemesine var ediyor. Özgün ve çok güncel bir konu, usta işi bir sahneleme ce çok başarılı oyunculuklar. Vizyonda kaçırmayın derim.
Yönetmen / Senaryo : Alex Russell
Görüntü Yönetmeni : Patrick Scola
Kurgu : David Kashevaroff
Oyuncular : Théodore Pellerin, Archie Madekwe, Havana Rose Liu, Sunny Suljic, Daniel Zolghadri, Zack Fox, Wale Onayemi
ABD-İtalya / Gerilim-Dram / 100 Dk.