Aile
Birçok dizide olduğu gibi Aile’de de yine birçok müzisyenden bilindik parçalar var. Sezen Aksu, Barış Manço ve de çokça Ankara havaları… Dizinin uzun diyalogları, karakterlerin oldukça abartılı sunumları dizinin ilk bölümü itibariyle dezavantajları olsa da yine de dizi belirli bir çıtayı tutturmuş ve çoktandır yapımı bekleyen izleyenleri hayal kırıklığına uğratmamış görünüyor. Serenay ve Kıvanç, kuşkusuz şu an ekranlara en çok yakışan ve rol yapma konusunda becerileri çok büyük iki isim. Dizide de bunun hakkını vermiş görünüyorlar…
Aileden Yaralılar…
Ülke popüler kültürü bakımından önemli isimlerin son dönem daha çok paralı streaming kanallarına yöneldiklerini gördük. Bunun hem çokça olumlu hem de olumsuz yönleri var kuşkusuz. Olumlu olarak görülen yönü dizilerin artık belirli bir kalite çıtasını tutturmaları hatta ülke sınırlarını aşarak Afrika’dan İspanya’ya, Latin Amerika’dan, Uzakdoğu’ya kadar büyük bir coğrafyaya ulaşarak önemli bir ihraç ürün haline gelmeleri. Yine diziler sezonluk depo edildiği için bir hafta kadar beklemeden tüm sezon dizileri kısa bir sürede, bir zamansal kopukluğa uğramadan rahatlıkla izlenebilmekte.
Bu aynı zamanda oyuncular için her hafta diziye yetişme stresini kısmen yok edip başka çalışma sahalarına mesela tiyatro gibi diğer alanlara daha vakit ayırmalarını da mümkün kılabilmekte. Ancak bu olumlu görülen yön, bazı olumsuz yanları da ihtiva ediyor. Özellikle Netflix ürünü yapımlar bizim de sık sık değindiğimiz üzere nerede ise “Netflix Estetiği” diyebileceğimiz bir türe kayarak yenilikçi açılımlara imkân tanımayacak bir sınırlılığa ulaşmaya başladı. Tabi bir de ülke koşulları düşünülünce, ekmek derdinde olan kimselerin internet ve üyelik paketi maliyetini rahatlıkla karşılayamayacağını da düşünmemiz gerek. Bunun belirli bir maliyeti var maalesef. Dolayısıyla orta ve üst gelir grubu insanlara ve mesleğe hitap eden dizi egemenliği var şu an bu sektörde.
Bir de klasik Kanal D, ATV, STAR, FOX TV, Kanal 7 gibi kanalların daha genel kitleye seslendiği ve oldukça da izlenen dizileri ekranlara taşıdıklarını görüyoruz. İşte yakın tarihte ekrana gelen iki dizi özellikle oyuncularının Türkiye’nin en popüler isimlerinden olması ve bunlara ait yapımların peşi sıra yayınlanması streaming kanallar bakımından ilginç bir sürecin habercisi gibi geliyor bana. Bunlar arasında Demet Özdemir ve Engin Akyürek’in başrollerini paylaştıkları “Adım Farah” dizisi geçen hafta FOX TV’de görücüye çıktı. Demet Özdemir ilk bölüm performansı ile çokça beğeni topladı. İlk bölümü 7 Mart itibariyle Show TV kanalında gösterime giren “Aile” dizisi ise merakla beklenen diğer bir yapım. Oyuncu kadrosunun zenginliği yalnızca başrol oyuncuları olan Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ ile sınırlı kalmayıp, Nur Sürer, Nejat İşler, Canan Ergüder, Ushan Çakır, Levent Ülgen gibi önemli isimleri de kadrosunda toplayan yapım sanırım bu senenin en çok merakla beklenen yapımı ve üzerine konuşulacak olanı kuşkusuz…
Bütün Mutlu Aileler Birbirine Benzerler; Her Mutsuz Ailenin Mutsuzluğu da Kendine Özgüdür… Anna Karenina/Tolstoy…
Türkiye’de çekilen diziler bahsinde ilk bölümden kanaat bildirmek zorsa da aslında bazı yönleri ile mümkün de. Bir ”Ay Yapım” dizisi olan Aile’nin yönetmen koltuğunda “Kara Para Aşk” dizisi ile “Bizim İçin Şampiyon”, “Yol Arkadaşım” gibi filmlerde de imzası bulunan Ahmet Katıksız bulunmakta. Dolayısıyla yönetmen sektöre yabancı bir isim değil. Dizinin senaryosunda ise Blu TV’deki “İlk ve Son” dizisinde de imzası olan ve yine sektörün tanıdığı başka bir isim olan Hakan Bonomo yer almakta.
Dizi, ailenin bulunduğu yer itibariyle İstanbul’u ana arter olarak belirlese de, dizide en azından ilk bölüm itibariyle İzmir de önemli bir yer tutuyor. Zaten yapım açılışını İstanbul’dan İzmir’e giden bir uçakla yapıyor. Varlıklı bir aile olan Soykanların aile reisinin intiharı üzerine bir nevi ondan sonra başlayan taht kavgasının galibi olan Aslan (Kıvanç Tatlıtuğ) kısa bir iş görüşmesi için İzmir’e gitmek için uçağa biner. Uçakta tedirgin hareketleri ile çevresine biraz rahatsızlık çıkartan psikolog Devin de (Serenay Sarıkaya) vardır. Aralarında uçakta başlayan tartışma sonrasında Devin’in acilen hastaneye gitmek istemesi nedeni ile Aslan’ın onu kendi aracına alması ile bir tanışıklığa dönüşür. Ve beraber ortak bazı yönlerini keşfederler.
Aslan’ın amcası İbrahim Soykan (Levent Ülgen) ile o kanlı konuşmasına şahit olan Devin’in kimliğine dair ipucunu ise Aslan, Devin’in uyuşturucu bağımlısı olan kardeşi Yağmur’da (Yüsra Geyik) bulur. Sonra kısa bir süre sonra İzmir Kordan’da yenilen tavuk pilav ve kısa bir ketçap krizine de yol açan tanışıklık belirli bir çekime doğru gider. Ancak bu sırada Aslan, ağabeyinin doğum günü yemeğine katılamaz. Bu da ailesi ile özellikle de annesi Hülya Soykan (Nur Sürer) ile bir gerginlik nedeni olur. Dizi, İzmir ve İstanbul eksenli devam edeceği hissini uyandırırken, diğer kısımlarında Devin’in de kardeşini alarak İstanbul’a getirmesi ve sonrasında ise Aslan ile yemeklerle, düğünlerle, Ankara havalı şarkılara eşlik eden görüntülerle devam eder.
Yani hikâyede mekânsal ortaklıklar böylelikle sağlanıp, İzmir’de yalnızca Aslan’ın amcası kalır. Ancak Aslan’ın kimliğine yönelik Devin’in yaptığı araştırmalarda ailenin köklerinin yasadışı bahisten başka karanlık noktalara doğru gittiğini, aile fertlerinin magazin basınının ilgisini sürekli çektiğini görüyoruz. Özellikle Aslan’ın annesinin Devin’i takip için adam tutmasından anlaşılacağı üzere o karanlık yönleri ile aile içi iktidar kavgasında eşinin gizemli intiharı sonrasında kayınvalidesi ile mücadelesindeki izleyeceği taktikler birçok cevaplanması bekleyen başka soruları ortaya çıkartacak. Çünkü ailenin yemekli toplantılarında suskun kalınan ve açığa çıkmayı bekleyen birçok soru halen ortada duruyor. Ancak dizinin ilk bölümünde daha çok özellikle Serenay ve Kıvanç’ın izleyenlere kendi popüler hallerini taşıyan izlerle çıkartılması tercih edilmiş.
Giyilen abartılı bol ceketli kostümlerden, ikilinin diyaloglarının uzun uzun önümüze serilmesine kadar ikilinin ününün avantajı sonuna kadar kullanılmak istenmiş, bu çok açık. Yani ilk bölüm daha çok iki karakter ve onu çevreleyen Aslan’ın ailesine şöyle bir yüzeysel değinmeyle sınırlı. Hatta kendisi de aileden yaralı Devin’in ailesine dair hiçbir bilgi tam olarak sunulmamış. Sanırım Devin’in annesi rolünde ileriki bölümlerde İpek Tenolcay’ı göreceğiz. Hatta bu karakter yoğunluğu bazen biraz abartıya da kaçarak “popüler grotesk” bir ikili önümüzde varmış hissini uyandırıyor. Ancak zengin Aslan’ın kendisine göre az popüler ve alt gelir grubundan Devin’i lüks arabası ile karşılamaları biraz Yeşilçam hissini de vermiyor değil. Ancak başta da belirttiğimiz gibi özellikle anne rolünde Nur Sürer, Nejat İşler, Levent Ülgen ve Canan Ergüder’in diziye ileriki bölümlerde daha büyük katkılar sunacağını düşünüyorum…
Belki de Sen Benim Kazanamayacağım En Güzel Kavgam Olacaksın…
İlk bölümü ikisi de aileden yaralı Devin ve Aslan’ın ilişkilerini temel alsa da, Aslan’ın ailesinin açılımı ile konunun daha ilginç bir rotaya gitmesi de mümkün. Ancak ikilinin ilişkileri de özellikle Devin’in sürekli “sıkılırsam basar giderim” demesinden ötürü çok da kolay değil. Bu nedenledir ki Aslan, bir yandan aile imparatorluğunun veliahttı olarak zorlu bir mücadele içindeyken, öte yandan Devin’e bu nedenle “belki de sen benim kazanamayacağım en güzel kavgam olacaksın” demekte. Uzun süreli ilk bölümde ikili ilişki ve aile arasındaki bu güç mücadelesine dair bazı fikirler edinsek de yine de önümüzdeki bölümler umarım konuyu çokça örneğinde gördüğümüz gibi ayarsız bir konuma sürüklemez.
Bir son not olarak da belirtelim ki birçok dizide olduğu gibi Aile’de de yine birçok müzisyenden bilindik parçalar var. Sezen Aksu, Barış Manço ve de çokça Ankara havaları… Dizinin uzun diyalogları, karakterlerin oldukça abartılı sunumları dizinin ilk bölümü itibariyle dezavantajları olsa da yine de dizi belirli bir çıtayı tutturmuş ve çoktandır yapımı bekleyen izleyenleri hayal kırıklığına uğratmamış görünüyor. Serenay ve Kıvanç, kuşkusuz şu an ekranlara en çok yakışan ve rol yapma konusunda becerileri çok büyük iki isim. Dizide de bunun hakkını vermiş görünüyorlar… “Aile”, her salı saat: 20.00’de Show TV ekranlarında…
Yönetmen : Ahmet Katıksız
Senaryo : Hakan Bonomo
Görüntü Yönetmeni : Sebastian Weber
Müzik : Toygar Işıklı
Oyuncular : Serenay Sarıkaya, Kıvanç Tatlıtuğ, Nejat İşler, Levent Ülgen, Nur Süer, Ushan Çakır, Canan Ergüder, Yüsra Geyik, Ecem Simge Yurdatapan, Umutcan Ütebay, Emel Göksu
Türkiye / Dram / Dizi 120 Dk.
Merhaba.
Kimseyi kirmak istemem fakat gercekten yorumlamak istedim. Diziyi bir turlu segredemiyorum; dizi hic keyif vermiyor. Nur Hanim mukemmel. Fakat bence diziye yakismamis oyuncu Serenay Sarikaya. Hic duygu veremiyor bana nedense. Cok hos, guzel bir kadin kesinlikle. Fakat hep tarzi ayni; asi kiz, surekli asimetrik ve sexy kiyafetler. Bilemiyorum, bence oyunculuk tek tip olmamali. Uzgunum, Serenay Sarikaya olmamis bu kadroya.
Tesekkurler.
Allah aşkına Kıvanç Tatlıtuğ u kim giydiyor yaa?1980 lerin alaturka Miami Vice ndan fırlamış gibi:))