Ana Yurdu, senaristliğini de yönetmen Senem Uzun’un üstlendiği, yerli ve yabancı bir çok festivallerden ödüllerle dönen bir yapım.
Önce, filmin konusunu kısa bir özet geçelim. Eşinden ve İstanbul’daki işinden ayrılan Nesrin, başladığı romanını bitirebilmek için yakın tarihte vefat eden anneannesinin köydeki evine gitmeye karar verir. Burada , sancılı geçen boşanma işlemlerinin ardından biraz olsun rahatlamak ve başladığı romanını bitirmek ister. Tabi bir de bir süre yalnız kalmak. Ancak bu yalnız kalma fikri köydeki komşulardan ve bir süredir konuşmadığı annesinin ısrarla yanına gelme fikri ile bozulur.
Annesi Halise’nin gelişi ile birlikte hem yalnız kalma isteği gerçekleşmez hem de yazmayı planladığı romanını yazmayı devam ettiremez.
Tutucu bir yapısı olan anne Halise kızı Nesrin’e sürekli nasihatler verir. Kızı Nesrin ise annesinin tam tersi özeliklere sahiptir. Modern bir yapısı olan Nesrin annesi ile sürekli kültür çatışması yaşar. Annesinin nasihatlerini ilk başta reddetmesine rağmen annesinin duygu sömürüsünü andıran hareketleri ile dediklerini zaman zaman yapmak durumunda kalır.
Zamanla birbirlerine açılmaya başlayan iki ayrı neslin kadını , eften püften sebeplerle yine kültür çatışmasının içine girerler…
İki kadının sürekli didişmeli ilişkileri minimalist olarak perdeye yansıtılmış. Doğal ışık ile verilen atmosfer ikilinin didişmelerini gerçekçi olarak karşımıza çıkarıyor.
Filmin en önemli noktalarından birisi, erkek karakterlere neredeyse hiç yer vermemesi. Film, tamamen farklı nesillerden olan kadınların hayata nasıl tutunduklarına dair bir kesiti izleyicilere sunuyor.
Film, iki kadının hikayesini anlatsa da aslında filmde hiç görünmeyen ama üçüncü bir kadın karaktermiş gibi filmin içinde bulunan bir kadın daha var. O da Nesrin’in anneannesi. Anne kız ikisi de 3. Kadına özlem duyuyorlar. Ancak; özellikle Nesrin’in annesi Halise, annesine karşı büyük bir özlem içinde. Onun bu duygusal patlamaları bir şekilde annesini kaybedişine bağlanıyor. Nesrin’de anneannesine karşı derin bir sevgi beslemekte. Ancak annesi Halise kadar hassas bir karaktere sahip değil.
İlk başlarda annesini geri göndermek için çaba gösterse de annesinin duygusal tepkileri ile birlikte hep bu isteğinden vazgeçmek durumunda kalıyor.
Minimalist hikayesi , ancak çarpıcı ikili ilişkileri ile Ana Yurdu izlenmesi gereken bir film, kaçırmayınız. İyi seyirler.