Anasayfa Film Eleştirisi ve Yorumlar anne!

anne!

6423
2

anne!

anne! filminin yönetmen koltuğuna 1969 ABD doğumlu ” Pi(1998), Bir Rüya İçin(2000),Kaynak(2006),Şampiyon(2008), Siyah Kuğu(2010), Nuh’un Gemisi(2014), Jackie(2016)” filmlerinden tanıdığımız Oscar ödüllü yönetmen Darren Aronofsky oturmuş. Darren, filmin senaryosuna da imza atarken Oscar ödüllü ve Oscar adayı oyuncuları filminde oynatarak şov yapmaya soyunmuş ama maalesef o şovu gerçekleştiremiyor. Film aslında iyi başlıyor, merak uyandıracak şekilde devam ediyor ama bir yerden sonra ipin ucunu kaçırıyor ve saçmalamaya başlıyor. Tabiri caizse cıvıtıyor. Bu tip karanlık bakış açısı ile hikaye anlatan filmlerin senaryosu ve kurgusu çok sağlam olmalı. Yapacağınız her hata size acı, sert bir eleştiri olarak dönebilir. Darren, bu orijinal hikayesinde ne yazık ki yukarıda belirttiğim hatalara düşüyor.

Şair olduğunu öğrendiğimiz 50’li yaşlardaki O ((Javıer Bardem), 30 yaşlarında ki eşi Anne (Jennifer Lawrence) ile birlikte Issız ama cennet gibi bir yerde yaşamaktadır. Çiftin hiç komşuları yoktur. Şair, ilham gelmediği için yazamamaktadır ve arkadaşı olmadığı için de çok sıkılmaktadır. Kadın ise hamiledir ve kalbi şaire karşı sevgiyle doludur. Birgün eve ”Adam” gelir ve kalacak yeri olmadığı için şair,  anne’nin istememesine rağmen adam’ı evine kabul eder. Ertesi gün adam’ın eşi ”kadın” da eve gelir. Eve iyice yerleşen misafirler anne’nin yaşamını kötü yönde değiştirmeye başlar. Bu durumdan en çok şair mutludur. Beklediği ilham gelmiş ve yazmaya başlamıştır. Ancak, eve gelen misafirler çoğaldıkça anne’nin yaşamı da olumsuz olarak değişmeye başlar..

Yönetmen ve yazar Darren, filminde tek taraflı sevginin yeterli olmadığını ama çok şeyleri değiştireceğini ifade ederken diğer yandan gittikçe çoğalarak hunharca tüketen insanların kötü yüreklerini de gözler önüne seriyor. Hikayede, çıkar savaşları, bencillik, düşüncesizce hızlı tüketim ve dünyaya hakim olma mücadeleleri insanoğlunun sonunu getirir mi ? sorularının cevabının seyirci tarafından verilmesi istenirken, sadece ”Annelerin çocuklarına duyduğu sevginin” saf ve temiz olduğunun altı kalın çizgiyle çiziliyor ve dünyayı kaostan annelerden başka kimsenin kurtaramayacağı ısrarla vurgulanıyor.

Yakın plan çekimlerin bol olduğu ve tek mekanda geçen hikaye, çoğu din adamının ve Tanrıya inanan bir sürü insanın tepkisine neden olurken ”-Yuh artık, bu kadarda olmaz. Saçmalıyorlar artık!” dedirtecektir. Kutsal kitapta ”-Tanrı, insanoğlunu kendi suretinde yarattı” diye yazıyor. Yönetmende bu hadisten yola çıkarak bu hikayeyi yazmış ve Tanrının yalnızlığını, yarattığı her şeyin sadece kendisini sevmesini istemesini, kıyametten sonra dünyayı yeniden yaratırken saf anne sevgisine ihtiyaç duyduğunu  seyirciye anlatmak istemiş. Anne’nin gözünden anlatılan hikayede anne ”-benim tek yapmaya çalıştığım bu eve hayat vermeye çalışmak ve sevmek, sen ise kimseyi sevmedin hep sevilmeyi istedin” diyor bir repliğinde. Bence bu replik tüm hikayeyi özetliyor zaten, fazla söze gerek yok.

Filmin oyunculuklarını beğendim. Öne çıkan dört oyuncuda oldukça iyi performans ortaya koymuş. Kurguda yaşanan aksaklıklar filmin temposunu etkilemiş. Jenerik müziğini sevdim.

Sözün özü: anne! bazılarını çok kızdıracak hikayesi ile sansasyon yaratacak bir psikolojik bir gerilim. anne! usta oyuncu kadrosu ve değişik konusu ile  bu tür filmlere ilgi duyan izleyiciler için ilginç bir deneyim olabilir. İyi seyirler.

OrtaKoltuk Puanı:

2 YORUMLAR

  1. Film doğum öncesi sendromunu anlatıyor.
    Prenatal sendrom kadınlarda doğum öncesi görülebilen psikolojik değişimler.
    Filmin adının mother olması bu sebepten.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz