Cesar ve Rosalie / César et Rosalie
İki erkek aynı kadını severse!
Romy Schneider filmleri haftasında sona gelindi, Cesar ve Rosalie, oyuncu kalitesiyle göz kamaştırıyor
Sinematek ve İnstitut Français işbirliği ile sunulan Romy Schneider filmlerinden Fransa’da çevirdiği birkaç filmi kısa aralıklarla izledim. Sonuncusu Cesar ve Rosalie, seyretmesi bir gün önce izlediğim “Önemli Olan Sevmek” gibi seyirciyi zorlamak, rahatsız etmek niyeti taşımadığı için olsa gerek, en tat aldığım film oldu. Belki de tipik bir Fransız filmi olduğu için: Aşk, dostluk ve üçlü ilişki. Genellikle iki kadın bir erkek arasında yaşanan bu durum, bu kez iki erkek ve bir kadın arasında yaşanıyor. E ne de olsa aşık olunan kadın Romy Schneider. Gözlerinin içine baktıkça kayboluyorsunuz, dalgalı bir denizde gibi. Bir de tabii Claude Sautet yönetimi, üzerine Yves Montand gibi bir ünlünün deli dolu, biraz bıçkın, biraz şaşkın bir aşığı canlandırması ve sevdiği kadını elinde tutabilmek için akla hayale gelen ne varsa yapması. Öte yandan yine Fransız sinemasının yakışıklılarından Samy Frey’in gençliğinin en havalı haliyle Rosalie’nin unutamadığı aşkı David’i canlandırması.
Rosalie, bağımsız figür
1972 yapımı filmin konusunu yazmakta sakınca yok, gören çoktan görmüştür: Rosalie ve David, birbirlerine aşıktır ama çizgi band ressamı David işi gereği çekip gittiği için Rosalie geriye kalan yakın arkadaşları ile evlenir. Birbirlerini seven ama aşık olmayan çift, bir küçük kızları olduktan sonra ayrılır. David, yıllar sonra geri dönüp arkadaşlarını görmeye gider, Rosalie’nin hurda tüccarı, hali vakti yerinde bir adamla birlikte yaşadığını öğrenir. Rosalie’nin annesi ise 3. Evliliğini yapmak üzere olup kendisini de düğüne davet ettiği için bu davette Rosalie ile karşılaşacaktır.
Rosalie, David ile karşılaşmasından çok etkilenir. O kadar ki kadını saydığı ve elinde tutmak için elinden gelen her şeyi yaptığı Cesare’a bu çok ağır gelir, çok kıskanır. Filmin bundan sonrası Cesare’ın David’i saf dışı bırakmak için elinden gelen her şeyi yaptığı, her üç kağıdı denediği trajik bir maratona dönüşür. Zaman zaman başarılı da olan Cesare, Rosalie’yi kaptırmaz, elinde tutar ama David’i ikinci kez kaybeden Rosalie’nin hayata küsmesine, ruhunu ve neşesini kaybetmesine dayanamaz. David’i bulup ikna eder ve kendi elleriyle getirir Rosalie’ye. Üçlü bir süre dost olarak tuhaf bir beraberlik yaşarlar.
Ama bu kadarı Rosalie için bile fazladır: Bu kez ikisini birden terkedip gidecek olan odur, ve arkasında kalan iki erkek çareyi birbirlerinde, dost olmakta bulur! Yedikleri içtikleri ayrı gitmezken kendine nihayet bir erkeğe ihtiyaç duymadan ayakta duracağı bir hayat kurmuş olan Rosalie geri dönüp bu ikiliyi iki iyi dost olarak gördüğünde film son bulur!
Biri ak biri kara
Filmde Cesare, zaman zaman obsesif kompülsif bir aşık olarak Rosalie için yapabileceği her şeyi yaptı, hatta şiddete başvurdu. Zaman zaman hangisini öldürecek diye korkuyla bekledim. Ama bir Fransız filminde aşk ve aldatma için kimse kimseyi öldürmez. Sonunda bir şişe şarabın önünde dost olurlar. Yine tipik Fransız filminde evin köşesindeki bara gidilir sık sık ve bardaki herkes birbirini çok iyi tanır, en iyi de barmenler! Sevişmek, akşam yatmadan önce diş fırçalamak gibi gerekli ve sıradan bir iştir ve mutlaka yapılır. Kadınlar şık giyinir, burada Romy’yi Yves St Laurent giydiriyordu. Erkekler de şık kostümler içindeydi. Beni tek şaşırtan evde Cesar ve arkadaşlarının poker partileri ve o partilerde Rosalie, yani Romy’nin onlara içki servisi yapmasıydı! O duman duman odada 4-5 erkek sürekli içip dururken Romy bir koltukta büzülmüş oturuyor ve buz ve içki taşıyordu! Ki o kadın canı istediği için çekip sevgilisine gidecek ve bunu saklamayıp rahatça söyleyecek kadar da bağımsız ruhluydu!
Diğer erkek modeli David ise Cesare’ın tam tersi : Cesare’ın aksine David yakışıklı ve genç. Cesare ne kadar obsesif ve kadınının üzerine düşüyorsa, David de o aşkına rağmen o kadar ilgisiz, fütursuz. Biri her şeyi veriyor, öteki giderken haber bile vermiyor! Kadın ne yapsın, en güzel halinde, dünya şekeri küçük kızı, ailesine düşkünlüğü, becerikli ve akıllı oluşuyla, şıklığı, zarafetiyle vazgeçilmez biri. Ama bu özellikler hiç birine mutluluk vermiyor. Bu da tipik Fransız karakteri, hiçbir şeyden mutlu olmazlar! Şaşırtıcı, renkli öyküsüyle, muhteşem oyuncularıyla, hızlı temposuyla su gibi akıp giden bir filmdi. Şimdiki Amerikan filmlerinden ne kadar farklı, ne kadar keyifliydi…
Yönetmen : Claude Sautet
Senaryo : Jean-Loup Dabadie, Claude Sautet, Claude Neron
Görüntü Yönetmeni : Jean Boffety
Kurgu : Jacqueline Thiédot
Müzik : Philippe Sarde
Oyuncular : Romy Schneider, Claude Sautet, Yves Montand, Sami Frey, Isabelle Huppert, Bernard Le Coq, Michel Piccoli, Eva Maria Meineke, Gisela Hahn, Henri-Jacques Huet, Hervé Sand, Jean-Paul Blonday, Betty Beckers
Fransa / Romantik-Dram / 104 Dk.