Damsel
PRENSESLİKTEN AMAZONLUĞA TERFİ!
Hatırı sayılır bir bütçe ile yapılmış filmde görsel efektlerin iyi olmasına rağmen hikayede çok boşluklar var. Senaryo zayıf kalmış. Fantastik bir film olsa da mantık hataları kabul edilir gibi değil. Tamam onlarca erkeğin yenemediği ejderhayı Elodie’nin yenmesi gururumuzu okşadı ama hikaye bize tam anlamıyla geçmedi, yüzeysel kaldı…
8 Mart dünya Kadınlar Gününde Netflix’te aksiyon fantastik türünde, ABD yapımı “Damsel” filmi gösterime girdi. Filmin dörtte üçü tek oyuncu ile geçti. Prenses Elodie karakterine can veren Millie Bobby Brown sinema dünyasının son yıllardaki parlayan genç yıldızı, Netflix’in de abone yüzü oldu neredeyse. Güçlü ve savaşçı karakter profiliyle öne çıkan Brown daha önce de çok ses getiren Stranger Things ve Enola Holmes’te oynamıştı. Enola Holmes’i izlemiştim, nasıl değerlendirdiğimi şimdi hatırlamıyorum ama Jack Thorne romanından uyarlanan ilgi çekici filmdi…
Filmin yönetmenliğini İspanyol kökenli Juan Carlos Fresnadillo üstlendi. Kendisini tanımadığım için çekmiş olduğu filmlere baktım. Elli yedi yaşında olan yönetmenin çok da fazla filmi yoktu, 2012 yılında çekmiş olduğu “Paranoyak” filmini romanım “Paranoyak ve Melankolik aşk”ı çağrıştırdığı için (“Damsel” yayınlanmadan önce) izledim. Fena değildi, karakterin paranoyak özellikleri iyi verilmişti. Oyuncunun jestleri, bakışları, hareketleri ve zihin dünyası oldukça inandırıcıydı… Ayrıca 2002 yılında İspanya’nın Goya ödüllerinden “en iyi çıkış yapan yönetmen ödülünü” almış. “Damsel”i izlediğimde o çıkışı henüz tamamlayamadığını gözlemledim….
“Damsel”i, filmin konusuna göre “Genç Prenses” olarak çevirebiliriz. Daha önce aynı adla 2018 yılında bir film çekilmiş “Küçük Hanım” diye çevirisi yapılmış ama bu filme “Küçük Hanım” olarak çevirmemiz çok yanlış olur. Evet genç prensesimizin sonradan nasıl bir amazona dönüştüğünü izleyeceksiniz…
KADININ FENDİ EJDERHAYI YENDİ!
“Pek çok kahramanlık hikayesi vardır, cesur şövalyenın yardıma ihtiyaç duyan kadını kurtardığı. Bu, onlardan biri değil”
Filmin giriş cümlesi böyle başlıyor. Bir ortaçağ filminde şövalyelerin hikayelerini izlerdik, kadın o hikayenin içinde edilgen bir karakterdi genelde; fakat artık kadın kurtarılmayı beklemiyor; o, hem kendini hem başkalarını kurtarıyor. 8 Mart’a özgü bir filmin de böyle olması gerekirdi… Masalımıza başlayalım o halde;
Kuzeyde bir ülke kıtlıkla ve yoksullukla karşı karşıya kalır. Kuzey olunca soğuk kaçınılmazdır ancak yakacak odun dahi kalmamıştır çünkü dikili ağaçlar zaten sökülmüştür… Kuzey krallığının kızı olan Elodie ve kız kardeşi halkına yardımcı olmak için ellerinden geleni yaparlar; ne ki yoksulluk derinleşmiştir güçleri artık yetmemektir…. Tam bu esnada Elodie’ye karşı kıyıdan dünürcü gelir. Orea ülkesi zenginlik, ihtişam ülkesidir.
Kuzey ülkesinin kralı halkının iyiliği için kızını bu evliliğe razı eder. Orea’nın prensine gelin gitmek üzere denize açılırlar… Orea kıyılarına indiklerinde yeşillik ve bereket ilk anda hissedilir. Orea Kraliçesi ve oğlu prens Henri de (Nick Robinson)onları güzel bir şekilde karşılarlar. Elodie, prensi içten içe beğenir ve ona ısınır… Tam mutlu olacağına inanacakken düğün günü kendini bir kuyuda bulur.
Anadolu’da, kız verilen yerin foyası sonradan ortaya çıkınca “kızı ateşe attık” derler… Bu metaforik deyim filmde gerçek anlamıyla karşımıza çıkıyor. Elodie, ateş üfleyen ejderha ile kuyunun labirentlerinde başbaşadır artık…
O ejderha ki yüzyıllar öncesinden beri vardır insanları ateşiyle yakmıştır. İçlerinde kral olanı dahi mevcuttur. Kralı ve onlarca adamını ateşiyle küle döndürmüştür…O günden sonra da gelin adayları adak kurbanlar olarak ejderhaya sunulmuş, ülkelerini bu şekilde sağ selamet tutmaya çalışmışlardır… Bundan sonrasında film sadece Elodie’nin mücadelesine odaklanıyor… Kraliçeyi canlandıran Robin Wright ve Millie Bobby Brown oyunculukları iyiydi…
Hatırı sayılır bir bütçe ile yapılmış filmde görsel efektlerin iyi olmasına rağmen hikayede çok boşluklar var. Senaryo zayıf kalmış. Fantastik bir film olsa da mantık hataları kabul edilir gibi değil. Tamam onlarca erkeğin yenemediği ejderhayı Elodie’nin yenmesi gururumuzu okşadı ama hikaye bize tam anlamıyla geçmedi, yüzeysel kaldı…
Yönetmen : Juan Carlos Fresnadillo
Senaryo : Dan Mazeau
Görüntü Yönetmeni : Larry Fong
Müzik : Dave Fleming
Oyuncular : Millie Bobby Brown, Robin Wright, Angele Bassett, Nick Robinson, Ray Winstone, Brooke Carter, Ulli Ackerman, Mens-Sana Tamakloe