Fidan

Şehirden kırsal filmi çekilemiyor

Şehirde yaşayıp da kırsal filmi yapmak, romantik olmaz, yanlış olur. Senaryo, gerçekçi değil. Durağan bir atmosfer. Boğucu. Üzücü. Sıkıcı. Yarım saat oldu, sadece görüntü. Bu kadar iyi bir kadro filme güvenmiş oynamış, ama film olmamış. Fidan, ne gerçekçi, ne de sanatsal.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Alican Yücesoy, Ayşe Bingöl, Göksel Kortay, Gürkan Uygun, Leyla Smyrna Cabas, Ilgın Bingöl‘lü oyuncu kadrosuyla Ayçıl Yeltan‘ın yönettiği ‘Fidan’ Altın Portakal’da Ulusal Yarışma adaylarındandı. En İyi Kurgu ödülünü de almıştı. Böyle bir kadro ve iddialı bir film, basın gösterimi dolu. Sadi Ağabey, ki bizim gösterimlerin müdavimidir, Antalya’da seyrederken uyuya kaldığı için bir kez daha doğru düzgün izlemeye gelmiş. Film başlıyor, on dakika oldu, iki kelime etmediler. Saatime bakıp duruyorum, durağan bir atmosfer. Boğucu. Üzücü. Sıkıcı. Yarım saat oldu, sadece görüntü. Okula giden iki çocuk; Fidan, orta okul, kardeşi ilk. Anne kanser. Nakliye şirketinde şoförlük yapan baba, karısını hastaneye götürüp getiriyor, üzgün. Babaanne ve eşini kaybetmiş yenge, evin direği. Yenge, evi çekip çeviriyor, dikiş dikip para kazanıyor. Çocuklar okula gidip gelirken yüzleri hiç gülmüyor, çocuk gibi değil, büyük gibiler. Filmin yarısı oldu, konuşma yok, filme hakim olan müzik.

Yönetmenin ilk filmi

Ayçıl Yeltan, oyunculuk dışında ilk kez soyunduğu yönetmenlikte senaryosunu da yazdığı filmi yönetirken kadın duyarlılığını mı abartmış? Çocukların annesi, hastalığa yenik düşünce baba, Emir, hayata küser. İşini boşlayınca işten atılır. Gecesi gündüzü birbirine karışır. Çocuklarıyla ilgilenmez, eviyle ilgilenmez. Yatağında karısının yemenisine sarılıp ağlama sahnesinde yok artık oldum.

Ölüm doğaldır

Sonuçta kırsal bölgedeyiz. Hayat olduğu gibi kabul edilir. Zordur. Acıdır. Gelir geçer. Öyle gidenin arkasından da helak olunmaz. Hele erkek, 15 yıllık karısının ardından perperişan olmaz, sorumluluklarına sarılır, hatta kendine yeni eş bakınır. Şehirde yaşayıp da kırsal filmi yapmak, romantik olmaz, yanlış olur. O ev nasıl dönecek? Emir, annesinin üç aylığını almaya zorlanmadı, kızının okumasına ses çıkarmadı? Senaryo, gerçekçi değil. Denize uzun uzun bakmalar, tek takılmalar. Fidan’ın sesini duymadık desem? Okulda, derste, arkadaşlarıyla da tek kelime konuşmaz mı, hiç mi arkadaşı olmaz? Kardeşiyle, evinde kaldığı öğretmeniyle bile hiç konuşmadı? Ama çok zeki, ortaokul öğrencisi 13 yaşındaki kız, matematik problemi çözmeye kalktığı tahtada nükleer formül yazdı neredeyse.

Bu kadar iyi bir kadro, güvenmiş oynamış, ama film olmamış. Kusura bakmayın, Sadi Bey, yine uyuya kalmış! Bana afakanlar bastı, action izlemeye gitmedik, tamam; ama bir Nuri Bilge Ceylan da kolay olunmuyor. Çok isterdim hemcinsime pozitif ayrımcılık yapmak ama sinema kaldırmıyor.

Altın Portakal’da yarışma filmiymiş? Seçici Kurulun, festival filmlerinin böyle olması gerektiğini düşündüklerinden olsa gerek. Sanat, seyirciyi sıkıntıdan boğmak için yapıldığında mı sanat oluyor? Fidan, ne gerçekçi olmuş, ne sanatsal, özetle olmamış.

Yönetmen / Senaryo : Ayçıl Yeltan 

Görüntü Yönetmeni : Arda Yıldıran

Kurgu : Melike Kasaplar

Müzik : Tolga Çebi

Oyuncular : Alican Yücesoy, Ayça Bingöl, Göksel Kortay, Gürkan Uygun, Leyla Smyrna Cabas, Ömer Asaf Bilgin, Pınar Tuncegil

Türkiye / Dram-Gizem / 79 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz