Galaksinin Koruyucuları 3 / Guardians of the Galaxy Vol. 3
Z kuşakları için yeni bir Marvel şöleni
Bu yeni Marvel ürünü tüm dünyada da çok farklı karşılanmış. Bir kesim (sanırım yeni kuşaklar) hayranlıklarını haykırırken, kimileri de pek övmüyor. Marvel, asıl malzeme, yani asıl ilgi görmüş büyük romanlar tükendiğinden, deposunun dibini kazıyor. Kısacası, Marvel de artık olaylar dibe vuruyor. Seçim siz değerli sinema severlerin…
1966’da sinema üzerine yazmaya başladım; demek ki eleştirmenliğimin 57. yılındayım ve üç yıl sonra 60. yılımı kutlayabilirim
O zaman has okurlarım bilir ki : sinemanın her türünü severim. Hollywood’la Fransız Yeni Dalga’sını, Yeşilçam’la çağdaş Türk sinemasını; Uzakdoğu sinemasıyla Hint sinemasını, western’le müzikali, melodramla komediyi pek ayırt etmem; iyi olmak kaydıyla her birini rahatça izlerim. Demek kio ezeli-ebedi “ticari film/ sanat filmi” ayrımını da pek takmam.
Ama elbette her şeyin bir sınırı, bir haddi var. Özellikle ‘comics- resimli roman’ uyarlamalarına dayalı fantastik sinemada… En iyi temsilcisi klasik sinemada Walt Disney, sonrasında çağdaş sinemasındaysa Marvel Comics olan, o bir adıyla ‘çocuk sineması’nda… Bu türe kolay kolay ısınamamışım; şimdi de ısınamıyorum. Örneğin ele alacağım seriye dönüşmüş filmlerin ilki için yazımdan bir bölümü vermek istiyorum. Bakınız neler demişim: Hayatımızı Değiştiren Filmler 2005-2015 kitabımdan naklen :
“İşte en görkemli yaz filmimiz karşınızda… Çizgi-romana nur yağdığından ve bu ihmal edilmiş gözde sanatın aslında dünyamızın genel zekasına (zekâ düşüklüğüne mi demeliydim?) ne kadar akraba bir alan olduğu iyice anlaşıldığından beri, üstün-yapım türü hemen tümüyle çizgi-roman uyarlamalarına dayanır oldu. Şimdi varsa yoksa çizgi-roman, çocuksu öyküler, gelecek üzerine sonsuz fanteziler, inandırmayan varsayımlar…Boşanmış bir fantastik dünya, dur-durak bilmeyen bir tempo, birbirinden garip yaratıkların bize dost diye sunulduğu ve onları sevmemizi isteyen bir büyük kandırmaca…” İşte bence son dönemin akıl düzeyi giderek düşen fantastik sinemasının ve ünlü ‘yaz filmleri’nin genel görünümü.
Bu yeni Marvel yapımıyla, artık olay dibe vuruyor. Neymiş, özetleyelim : “Tüm dünyayı tehdit eden Ronan’ın bulmak için can attığı bir küreyi çalan, yarı-insan yarı-yaratık maceracı Peter Quill, Ronan’la savaşmak için uyumsuz kişilerden oluşan bir grup kurar : silah taşıyan akıllı bir rakun, ağaca benzeyen ölümcül Gamora ve intikam dolu Drax. Quill, elinden geleni yaparak galaksiyi düşmanlarından bir kez daha korumak zorundadır“ imiş.
Bu özetten birşey anlamadınız kuşkusuz… Ama filmden de daha fazlasını çıkarmak olanaksız. Marvel artık asıl malzeme, yani asıl ilgi görmüş büyük romanlar tükendiğinden, deposunun dibini kazıyor. Bu kez Dan Abnett- Andy Lanning ikilisinin köşede kalmış birçizgi-romanını uyarlıyor.
Ve işin başına yazar-yönetmen, daha önce Slither- Yaratıklar, Super gibi doyurmayan filmler yönetmiş olan bugün 44 yaşında (1970 doğumlu) James Gunn geçiyor.
Sonuç? Bitmek bilmeyen (tam iki saat!); adım başı bir özel efekte dayanan (filmin tek başarılı yanı); ne olup bittiğinin anlaşılması zorsa da zaten önem taşımayan çocukça bir avantür. Kimi genç oyuncular enerjiyle işlerine asılıyor. Ama Zoe Saldana’yı bu denli sevimsiz yapmayı, Glenn Close’u bir ‘karikatür teyze’ye dönüştürmeyi, Benicio del Toro’yu tanınmaz hale getirmeyi nasıl başarmışlar? Ayrıca sık sık adı geçen Kevin Bacon’un ise, bir dönemin gözde dans filmi Footloose nedeniyle anıldığını dikkat etmezseniz kaçırabilirsiniz!”
Ve böyle devam ediyor. Serinin sonraki filmlerininse zahmet edip görmemişim. Ama yine bir Marvel marifeti olan Avengers serisini çok daha yakından izlemişim. Ve şimdi Galaksi Koruyucuları serisinin 3. filmi… Bunu da çok zor izledim: içimden birkaç kez çıkıp gitmek geldi. Ama işin tuhafı, bu tür filmler içinde belki en uzunu (150 dakika), görünürde en pahalısı ve emek harcananı olan bu film, belki bir noktadan itibaren seyirciyi kendine biraz da olsa çekiyor.
Hikâyenin ana kahramanı Peter Quill (Chris Pratt). O yaşadığı dünyayı 8 yaşındayken terk edip uzaya geçmiş! Eski maceralarından süzülüp gelen türün egzotik yıldızı Zoe Saldana, Gamora olarak önceki filmde öldüğü halde burada yeniden karşımıza çıkıyor! …Başka yeni karakterler de var. Güzel Nebula’da Karen Gillan, hep ayni sözleri tekrarlayan Groot’da Vin Diesel; en ilginç karakterlerden biri olan Adam Warlock rolünde Will Poulter; ününe yakışmayacak kadar küçük bir rolde Sylvester Stallone de var.
Ama birkaç yeni kişiliğin yanı sıra, bu kez hayvanlar da var! Örneğin bir rakun olan Rocket…Ki onu Bradley Cooper konuşmuş...Öylesine sevilen bir yaratık ki bu, onu tutulduğu hastalıktan kurtarmak için yapmadıkları kalmıyor… Ayrıca kunduzlar var; köpekler var, kimi zaman dev canavarlar çıkıveriyor…Öyle bir dünya işte…
Sonuç olarak bu yeni Marvel ürünü tüm dünyada da çok farklı karşılanmış. Bir kesim (sanırım yeni kuşaklar) hayranlıklarını haykırırken, kimileri de pek övmüyor. Artık seçim sizlerin…
Yönetmen / Senaryo : James Gunn
Görüntü Yönetmeni : Henry Braham
Kurgu : Greg D’Auria, Fred Raskin
Müzik : John Murphy
Oyuncular : Chris Pratt, Zoe Saldaña, Dave Bautista, Karen Gillan, Pom Klementieff, Vin Diesel (Groot / seslendirme), Bradley Cooper (Rocket / seslendirme), Sean Gunn, Chukwudi Iwuji, Will Poulter, Maria Bakalova
ABD / Aksiyon-Bilimkurgu-Fantezi / 150 Dk.