Geçmişe Dönüş / Memory

GEÇMİŞE DÖNÜŞ / MEMORY FİLMİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

 Filmi seyrettiğimde bana  ilk düşündürdüğü  şey şu oldu; insanlar neden ve nasıl bu kadar kötü, acımasız olabiliyor; küçük kız çocuklarının seks kölesi haline getirilmesini aklım almıyor; tonlarca uyuşturucu ticareti yapıp genç beyinlerin en verimli zamanlarında zehirlenmelerine ve işlevsiz hale getirilmelerini dünyaya karşı sorumluluk hisseden biri olarak hazmedemiyorum.

Bütün bu kötülükler ne uğruna yapılıyor? Para ve güç mü? Başkalarının üzerine basarak ve çiğneyerek elde ettiğin güç, güç müdür?…

OYUNCULUKLAR OLDUKÇA ETKİLİ

 Filmde en etkilendiğim şey ise oyunculuklar! Evet Geçmişe Dönüş aksiyon filmi ama durağan bir film olsa da bu oyunculuklarla rahatlıkla sonuna kadar seyredilir. Tabi başrol oyuncusu Liam Neeson olunca akan sular durur. 1993 yapımı o unutulmaz Steven Spielberg’in Schindler’in Listesi  filminde  Oskar Schindler canlandıran aktörün oyunculuğunu unutmak mümkün mü? 1994’de “ En İyi Film” ve “ En İyi yönetmen” dahil birçok  Oscar ödülünü alan filmde Liam Neeson’un “En İyi Erkek oyuncu adayı olmasına rağmen seçilmemiştir ama filmdeki performansı hala zihinlerdedir…Kuşkusuz sanatçının “En İyi Erkek Oyuncu” dalında başka festivallerden ödülleri mevcuttur… 

HAFIZA KAYBI YAŞAYAN BİRİ NASIL TETİKÇİ OLUR? 

Alex Lewis (Liam Neeson) alanında uzman bir suikastçıdır. Emekliliğine yakın son bir görev için kiralanır. Teksas, El Paso’da yaşayan  Alex görevini yerine getirmek için işe koyulduğunda hesapta olmayan bir durumla karşılaşır. Bir fuhuş çetesinin elinde olan 13 yaşındaki kızı öldürme olayıyla karşılaşınca orada durur ve ahlaki, vicdani hesaplaşma yaşar ve bu işi reddeder fakat  kurtulamaz, onu kiralayan yakın dostunun düşmanlığını kazanır bu kez ve bu kez ölüm tehdidiyle karşı karşıya kalır…

Alex aynı zamanda ciddi bir sorun yaşamaktadır; ilerlemiş derece Alzheimer hastasıdır ve sürekli ilaç kullanmaktadır. Bilgileri unutmamak için koluna notlar yazmak zorundadır. Zaten abisi de bu hastalıktan muzdarip bir hastanede bitkisel hayat sürmektedir…

Tabii aklımıza şu soru gelmeden olamazdı; ciddi bir hafıza sorunu yaşayan tetikçi hedefindeki  adamı öldürme yetisine nasıl sahip olabiliyor. Hastalığın başlangıcı olsa bir nebzeye kadar iş yapabilme yeteneği kabul edilebilir ama bu denli hafıza kaybı yaşayanlarda duyduğumuz, gördüğümüz örneklere bakılınca bunun pek mümkün olmadığı görülüyor…

Bir başka soru da gözünü kırpmadan adam öldürebilen bir adam karşılaştığı istenmedik bir öldürme olayında vicdanı nasıl yumuşayabiliyor? Kiralık bir katilin bile kendi kuralları olmalı düşüncesini oluştursa da arkadaki gerçek çok zor bir çocukluk geçirmiş olan Alex’in içindeki iyiyi bertaraf edip kötü olmak zorunda kalmasından ileriye geliyor olsa gerek. Ve sonunun iyi olmayacağını anlayan Alex  bu kez doğru bir iş yapıp  elindeki belgeleri güvenebileceği gizli bir FBI ajanı olan Vincent Serra’ya  (Guy Pearce) (ki o da rolünü çok iyi yapanlardan) vermek ister.  

Filmde bir başka ünlü isim Monica Belluci de var. Filmin neresinde olduğunu seyirciye bırakalım.  

Genel olarak hikayenin bütününde bir muallaklık var; kiralık katil hangi amaçla tutulmuş, hastane odasında adamı niye öldürmüştür net değil.

Bu  aksiyon, suç ve gerilim filminde beni etkileyen yukarıda yazdığım gibi  oyunculuklar oldu. Müzik de güzel ama filmle çok örtüşmüyor, dram müziği gibi olmuş…

Filmin yönetmenliğini Yeni Zelanda kökenli  İngiliz yönetmen   Martin Campbell yaptı. Aksiyon filmleriyle tanınıyor. En İyi Drama dizisi dalında BAFTA ödülü var. 

Aksiyon filmi sevenlere ve iyi oyuncular seyretmek isteyenlere önerilir…

Yönetmen : Martin Campbell

Senaryo : Dario Scardapane

Görüntü Yönetmeni : David Tattersall

Kurgu : Jo Fransic

Müzik : Photek

Oyuncular : Liam Neeson, Guy Pearce, Monica Bellucci, Taj Atwal, Ray Stevenson, Ray Fearon, Herold Torres, Antonio Jaramillo, Louis Mandylor, Lee Boardman, Natalie Anderson, Stella Stocker

ABD / Aksiyon-Gerilim / 114 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz