Hatır

Hatır / Memory

ABD – Meksika yapımı Hatır, (Memory)Baştan söyleyeyim, çok daha iyi olabilecekken, başı sonu pek belli olmayan bir film olmuş! Kentin pek de güvenli olmayan bir semtinde evi, kızı ve işi arasında tek düze bir yaşantısı olan bir kadın. Kiminle evliydi, nasıl evlendi, niye boşandı, yoksa hiç evlenmedi mi, kızın babası kim, bilmediğimiz gibi, film boyunca da yansıma olmayacak. Kadının hakkında edindiğimiz ilk izlenim, içine kapanık olduğu. Okul arkadaşlarının düzenlediği buluşma partisinde hiçbir eğlenceye katılmadığı gibi içki de içmiyor, yerine su içiyor ki, “alkol almak” Amerikan toplumunda sıradan bir durum. Demek ki başka bir sıkıntısı var. Onu da katıldığı bir iki arınma toplantısında öğreniyoruz. Alkolizm gibi bir derdi var, bırakalı epey olmuş ama dikkat ediyor. Alkolizm dışında dışardan gelebilecek olana karşı da korkuları var. Evinin kapısında 4-5 kilit olması ve her birini her giriş çıkışta sıkı sıkı kilitlemesi kanıtlıyor bunu.

Takip ediliyor

Nitekim kendisiyle tanıştığımız ilk geceki okul partisinde hiçbir eğlenceye katılmadan birinin ilgisinden sıkılıp eve dönerken, arkasından takip eden ve peşinden evin kapısına kadar gelen adamdan acayip korkuyor. Üstelik sabah kalkıp da camdan baktığında bu kez şaşırıyor, adam kapının orada uyuyup kalmış, üzerine de bir naylon örtmüş. Yanına gidiyor, konuşmaya çalışıyor, doğru dürüst yanıt alamıyor, telefonunu istiyor, listedeki kişilerden birisini arıyor ve o birileri gelip adamı alıp götürüyor. Sosyal hizmetler, polis ya da sağlıkçılar değil, ailesinden birileri. Böylece adamın da sorunları olduğunu anlamış oluyoruz.

Demans hastasıymış

Nitekim, kadının alkolizm sorunu ve adamın demans hastası olduğunu el yordamıyla öğrendikten sonra olaylar biraz gelişiyor. Örneğin, kadının bir kız kardeşi, kız kardeşinin eşi ve çocukları var, kızı arada bir teyzesiyle görüşüp onlarda kalıyor ama teyzesinin görüştüğü anneanneyle kızının görüşmesini istemiyor, çünkü kendisi de görüşmüyor ve annesine karşı öfke dolu.

Anne ile arasında ne var?

Hikayenin gerisini, annesiyle arasında nasıl bir kan davası olduğunu size bırakayım, zaten çok da bir şey kalmadı. Filmin ana karakterleri arasında sancılı ve engellenemez, iç burkan, acıklı ve acılı bir duygusal yakınlaşma oluyor ki olmasa zaten film olmayacak. Kadının geçmişindeki ailesiyle olan sıkıntıları öğreniyoruz, ama erkeğinkileri öğrenemiyoruz. Geçmişleriyle sıkıntılarını aşıp birbirlerine destek olmalarına aileler niye karşı çıkıyor, onu da anlayamıyoruz.

Hikayenin sonu ortada kalıyor. Sizden gizleyecek değilim. (!)

Beni etkileyen şeyler olmadı değil, mesele adam demans hastası ama, kadından hoşlandığını unutmuyor? İzleyemediği için film bile seyredemiyor ama sevdiği müziği de, yemeği de unutmuyor, zaman zaman düşüp bayılıyor, niye bilmiyoruz? Demans hastası olmak böyle bir şey mi?

Kadının psikolojik sorunları içinde sadece alkolizm yok, diğerlerinin terapisine niye gitmiyor? Böyle bir ilişki yürüyebilir mi? Bunların yanıtları yok. Onun için diyorum, yarım kalmış bir hikaye ve çok iyi olabilecekken yarım kalmış bir film olmuş. Ama yine de ilginç.

Jessica Chastain ve Peter Sarsgaard’ın oyunculukları iyi. Senaryoyu da kendisi yazıp yöneten Michel Franko’nun en büyük zaafı da bu galiba. İnsan kendi yazdığı senaryoya o kadar hakim oluyor ki filmi yönetirken bunu anlarlar mı diye düşünüp karar vermiyor, başkasının yazdığı senaryoyu daha sorgulayarak yönetebilir halbuki. Yine de psikolojik dram sevenler için uygun.

Yönetmen / Senaryo : Michel Franco

Görüntü Yönetmeni : Yves Cape

Kurgu : Óscar Figueroa, Michel Franco

Oyuncular : Jessica Chastain, Peter Sarsgaard, Merritt Wever, Josh Charles, Elsie Fisher, Jessica Harper, Blake Baumgartner, Brooke Timber, Elizabeth Loyacano

ABD-Meksika-Şili / Dram / 99 Dk.