Hizmetçi
Üç perdelik tragedya
Güney Kore sinemasının heyecan verici yönetmenlerinden Chan-wook Park’ın “Hizmetçi ” filmi, üç bölümden oluşan ve tahmin edilemez yaratıcı bir yapıt. Her şeyi perdede görüp keşfetmek gerek
Kore… 19. yüzyıldan başlayarak Japonya etkisine girmiş bir ülkeydi. 1910’dan 1945’e kadar da aynı ülke tarafından ilhak edilmiş. İşte bu yoksul Kore’de başlıyor bu üç perdelik tragedya. 1930’lu yıllar… Yağmurun altında bekleyen bebekli ve yoksul kadınlar, zengin Japon evlerinde hizmetçi olarak çalışmayı umut ediyorlar. Kamera, yankesicilik işiyle geçimlerini sağlayan Sook-Hee’nin yaşadıkları mekana gidiyor. Kimsesiz bebeklerin karnını doyurursun eve dolandırıcı geliyor cazip teklifle. Zengin Japon evindeki Japon Hideko’yu etkileyip onunla evlenmeyi hayal ediyormuş. Dolandırıcı, Kont Fujiwara adıyla Hideko’nun amcası Kouziki’ye de yakın olabilecek. Hideko’yla evlendiğinde Hideko’yu akıl hastanesine yollayıp paralarına sahip olabilecekti dolandırıcı. Planı buydu. Despot Kouziki, Japon hayranı biri. Zenginliği de Japonlara yakın durarak elde etmiş. Büyük iki malikânesinin birinde Japon, diğerinde İngiliz mimarisi fark ediliyor. Onun Japon hayranlığı ismini bile Japonlarınkine benzetmiş.
Kouziki’nin baskısı, Hideko’nun teyzesini delirmiş ve kadın kendini aşmış. Kouziki, erotizm kitapları ve erotizm üzerine basılı her şeyi topluyor. Parası yetmediği için madencilik işine yatırım yapamıyor şimdilik. Öz yeğeni Hideko’yla evlenirse onun paralarını alabilirdi. Despot amcasının malikanesi de Hideko delirmek üzere miydi? Teyzesinin yaşadığını mı yaşayacaktı? Dolandırıcı, ya kesinlikle artık usta olan Sook-Hee’yi malikaneye hizmetçi olarak gönderiyor. Sürekli kitap okuyan Hideko’yla arkadaş gibi oluyor Sook-Hee. Kendisine Japon ismi de veriyorlar. Sook-Hee, Hideko’nun intihara yakın olduğunu da öğreniyor hemen. Çok geçmeden dolandırıcı da Kont Fujiwara olarak malikaneye düşüyor hemen. Hideko’yla resim yapmayı öğretiyor. Hideko’yu etkileyip evlenebilecek miydi dolandırıcı? İlk bölümde anlatıcı Sook-Hee’ydi. Sook-Hee’nin annesi ölmüş. Onu yankesici bir aile büyütmüş.
Tahmin edilemez…
Buraya kadar aslında bir şey yok. Belki de bu yüzden hikaye anlatıcı girebildim filmde. Aslında olan her şey, ikinci ve üçüncü bölümlerde saklıydı. Güney Kore sinemasının önemli ve yaratıcı yönetmenlerinden Chan-wook Park, bu heyecan verici gizem yüklü üç bölümlü 2016 yapımı sinemaskop “Agassi-Hizmetçi” filmini, Sarah Waters’ın “Fingersmith” romanından uyarlanmış. Kitabın İngilizce adı, hem yankesiciliğe hem de lezbiyenliğe metafor yapıyor. Filmdeki ikinci ve üçüncü bölümlere gerçekten bir polisiye titizliğiyle dokunmak gerek. Yoksa her şey yok olup gider. Bu roman/film, bir suç üzerine eserler. Romanı bir kadın yarattığı için, zarafet ve yumuşaklık hissediliyor. Yönetmen de bu zarafete sinematografik estetikle karşılık vermiş. Galli yazar Waters’ın 2002’de yayınlanan bu romanı Britanya’da Victoria Dönemi’nde, 1860’lı yıllarda geçiyordu. Waters’ın bu romanı ülkemizde 2016’da Nora Kitap tarafından “Ustaparmak” adıyla yayınlandı.
İkinci bölümde yönetmen, bu bölümde geriye dönüşler yapıyor daha çok. İlk bölümde boşlukta kalanlar dolmuş oluyor. Bu bölüm, Hideko’nun çocuk zamanlarında açılıyor, ama uzun sürmüyor. Yönetmen, Kouziki’nin kişiliğini daha ayrıntılı yansıtıyor bu bölümde. Hideko’nun teyzesinin psikolojik çöküntüye düşüşü ve intiharı da yansıyor. Hideko büyüyor ve ziyarete gelen insanlara erotizm metinleri okuyor. Dolandırıcı da bu gizli toplantılara katılıyor. Hatta sado-mazoşist gösteri bile yapıyor Hideko’yla. Bu ikinci ve üçüncü bölümdeki her şeyi perdede keşfetmek gerekecek. Zekice yazılmış senaryo, ayrıntılarıyla herkesi şaşırtacak. Anlatıcılığı Hideko devralıyor bu bölümde.
Erotizm kuşatması…
Bu film, yönetmen Park’in en erotizm yüklü filmi belki de. Hideko ve Sook-Hee’nin banyo sahnesinde birbirlerine dokunuşlar, sinemada az görülür anlardan. Lezbiyen aşkına düşen iki genç kadının sevişmeden anları da sinemadan gelen edebi bir metin gibiydi sanki. Dokunmak, nazikçe öpüşmek ve hep yavaş olmaktı. Sevişmek sanattı. Bu anlar erkekler için bir ders gibiydi. İki kadının sevişmesi, Uzakdoğu sevişme kurallarının yansıması da olabilir. Bu kültürlerde kadına hayatın her yerinde saygı vardı. Filmdeki işkence anları da erotizm gibi sarsıcı yansıyor. Yönetmen Park, filmlerinde intikam, öç alma bir takıntı. Bu filmde de devam ediyor.
Filmin estetiğini, 1970’lerdeki Avrupa sinemasına yakın bulduk. Daha çok da İtalyan sinemasının tadını aldık. Kameranın bazı anlarda sarsıntısı, kaybettiğini arıyormuş gibi yapması gerçekten estetik anlamda bambaşka yerlere götürüyor. Elbette “şok zum”lu çekimler de bunun içinde. Filmin ruhuyla da buluşuyor. Park’ın bu filmini perdede görmeli. Fonda duyulan müzikler de karakterlerin ruhlarıyla buluşuyor filmde. Bir usta yönetmenden bir armağan gibi görülebilir “Hizmetçi” filmi.
Seul’de 1963 yılında doğan Güney Kore sinemasının önemli yönetmenlerinden Park, ülkemizde daha çok 2003 yapımı “Oldeuboi-İhtiyar Delikanlı” filmiyle tanınıyor. Elbette başka filmleri de var. Bu önemli yönetmen, tema olarak intikam üzerinde daha çok duruyor. İnsanın içindeki kötüyü dışarı çıkartmaktan haz alıyor. Bu yönetmeni keşfetmeyen varsa bir yerden başlamalı.