John Wick 2 filminin yönetmen koltuğuna, 1968 ABD doğumlu Chad Stahelski oturmuş. Stahelski, David Leitch ile birlikte ilk filmin yönetmen koltuğuna oturmuş ve olumlu eleştiriler almıştı. Üçlemenin bu ikinci bölümünde kamera arkasında tek başına olmasına rağmen, aksiyon sever izleyicilerden iyi eleştiriler alacağını düşünüyorum. İlk filmin eleştirisinde de bahsettiğim gibi filmin yönetmeni bir dublör ve bir çok kez K.Reeves’in dublörlüğünü yapmış. Filmin çekimleri New York ve ağırlıklı olarak Roma’da tamamlanmış.
john wick, duygu yoğunluğu yüksek, iyi giyinen, karizmatik, cool ama bir o kadar da sessiz bir adam. Her türlü silahı ustalıkla kullanma yeteneğine sahip ve dövüş sanatları uzmanı. Düşmanlarına karşı son derece acımasız olan ”İntikam Bağımlısı” dostumuz gerekmedikçe konuşmuyor ve sadece yaptığı işe odaklanıyor. İlk filmde,yeraltı dünyasında ”Baba Yaga : Öcü” olarak tanınan kahramanımız John Wick, tetikçiliği bırakarak emekliye ayrılmıştı. Ancak; Rus mafya liderinin şımarık oğlu, 1969 model ”Ford Mustang”ı satmadı diye Wick’in evine girip karısının hediye ettiği köpeği öldürünce kahramanımız tekrar silahlanmış ve intikamını alana kadar kimse durduramamıştı.
TALİH, CESURDAN YANADIR…
İlk filmdeki gibi yine görselliğe, çekim tekniğine ve koreografisi yüksek dövüş sahnelerine önem verilen bu bölümde hikaye kaldığı yerden devam ediyor. Wick,intikamını almıştır ama eski model Ford Mustang’ı ortada yoktur. Arabasının, öldürdüğü gencin amcasında olduğunu öğrenen Wick kaçıp-kovalamalı, vurdulu-kırdılı, silahlı-kanlı mücadelenin sonunda arabasını alır ve barış yaparak evine döner. Daha yastığa başını bile koymadan kapısı çalınır. Kendisine borçlu olduğunu söyleyen ünlü bir İtalyan şirketinin varislerinden birisi olan Santino, şirket yönetiminin tek yetkilisi olmak için kendisinden kız kardeşini öldürmesini ister. John Wick, teklifi kabul etmeyince evi havaya uçurulur. Continental Hotel’in patronu araya girerek Wick’in görevi kabul etmesini sağlıyor. Bunun üzerine Wick, Santino’nun kız kardeşi Gianna’yı öldürüp borcunu ödemek için yeniden silah kuşanıp İtalya’ya gider ve macera başlar…
John Wick 2’nin ilkinde olduğu gibi kolay ve anlaşılır bir hikayesi var. Sadece, filmin bütününe etkisi olmayan açılış sekansında ki heyecanlı motosikletli kovalama sahnesinin neden konulduğuna bir mana veremedim. Onun dışında aksiyon türünün mantığı olan olağanüstü bir sitil içerisinde hayranlıkla Keanu Reeves’i izliyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. İlk filmin 30 dakikasında sıradan bir adam olarak sunulan, sonrasında aslında öyle olmadığını anladığımız, yeraltı dünyasının ”intikam bağımlısı” olarak nitelendirdiği ”öcü” lakaplı ünlü bir tetikçisine tanık olmuştuk. Bu bölümde, dahada ileri gidilirken Continental Hotel’in tetikçilerini birer birer tanıyor ve hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyorsunuz. Siz ne düşünürsünüz bilemem ama John Wick serisi, James Bond ve aksiyon vaadeden benzeri ajan filmlerinden daha lezzetli geldi bana.
Bir parkta yürüyen yüzlerce insanın, simitçinin, satıcının, dilencinin tetikçi olduğunu düşünün! O yüzlerce insan, para ve nam sahibi olmak için sizi öldürmeye hazır emir bekliyor. İnsanlara fetva veren din adamları bile para için bu işin içinde. Siz böyle bir yaşamın içinde olmak ister misiniz? Tabi ki de istemezsiniz ama heyecan ve aksiyon seviyorsanız bu her türlü üç kağıtçılığın ve şiddetin var olduğu dünyayı orta koltuğunuza oturarak izlemek isteyebilirsiniz.
Filmin konusunu, kurgusunu, müziklerini ve oyunculuklarını beğendim. Keanu Reeves, oyunculuk olarak standardın üzerindeydi. 53 Yaşında olmasına rağmen karizmatik fit görünümü, John Wick serisinin aksiyon sahnelerindeki başarısı nedeniyle yeniden zirveye çıkmayı başardı. Eski dost Franco Nero’yu da yeniden perdede görmek güzeldi. Yaşlanıp karizmasını kaybetmiş olmasına rağmen kısa rolünde ki özgün oyunculuğu ile ben ölmedim buradayım diyordu adeta. Laurence Fishburne, Common,Ruby Rose, Bridget Moynahan, Ian McShane ve Peter Stormare da oyunculuk olarak iyiydi.
Sözün özü: John Wick 2, heyecan, macera ve aksiyon seven izleyicilerin kesinlikle seveceği bir yapım. Ancak; intikam bağımlısı, düşmanlarına karşı acımasız John Wick’in hikayesine dahil olabilmek ve tat alabilmek için ilk filmi izlemenizde fayda var. İyi seyirler.