Kapının Diğer Tarafı filminin yönetmen koltuğuna, 1976 İngiltere doğumlu ”Korku Kapanı(2012) filminden tanıdığımız Johannes Roberts oturmuş. Yönetmenimiz korku filmleri çekmeyi seviyor ve bu konuda da hayli iddialı. Son filmini de Hindistan’ın Bombay kentinde çekmiş ve bunu da filminde belirtiyor zaten. Önce kısa özet: Maria(Sarah Vayne Cannias) ve Michael(Jeremy Sisto) Hindistan’ın Bombay kentinde tanışıp evlenirler ve Bombay’a yerleşirler. Bir kız bir erkek iki çocukları olan aile, oğullarını trafik kazasında kaybeder. Kazadan kendini sorumlu tutan acılı anne, psikolojik bunalıma girer. Mara’nın durumuna üzülen evin hizmetlisi, oğlu ile bir kapının arkasında son kez konuşabilmesi ve özür dilemesi için yardımcı olacağını söyler. Ancak, tek bir şartı vardır. Asla ve asla, oğlu yalvarsa dahi kapı açılmayacaktır…
Kadere inanmak lazım. Bütün canlıların, kendimiz dahil olmak üzere bir gün öleceğini biliyoruz. Ancak, bazı ölümler erken olabiliyor. Ya kendi hatamızdan ya başkalarının hatalarından yada eceli ile ölen yakınlarımızı kaybedebiliyoruz. Ama bu Tanrının taktiri. Yarattığı insana belirlediği yaşam süresi o kadar. İşte bu filmin özünde, bu konuya değiniliyor ve yakınlarımızın ölümünü kabullenmemiz gerektiği dikte edilirken, ne kadar severseniz sevin, onlarla konuşmak ve geri getirmek için çaba göstermeyin yoksa, iki tarafında dengesini bozarsınız deniliyor.
Ben filmin konusunu, kurgusunu, kamerasını ve ses efektlerini beğendim. Son zamanlarda yapılan korku filmlerinden bir tık yukarıda duruyor Kapının Diğer Tarafı. Bizim, başarısız cinli-perili filmlerimizin can sıktığı şu dönemlerde izleyiciler için iyi bir seçenek. Aşksa aşk var, gizem var, gerilim ve korku var. Aman aman diyebileceğimiz üst düzey bir film değil ama seyirciye vermek istediğini veriyor. Titiz bir çalışmayla senaryodaki eksiklikler giderilebilseydi ve bütçesi yukarılara çekilebilseydi bir tık yerine üç tık yukarılara taşınabilirdi. Bu handikaplarına rağmen yinede benzerlerine göre daha iyi durumda.
Sözün özü:Kapının Diğer Tarafı, korku filminden hoşlanan seyircilerin sinema salonundan istediğini alarak ayrılabileceği bir film. Kaçırmamalarını tavsiye ediyor, iyi seyirler diliyorum.