Kuş Uçuşu

KANATLARINDA MÜREKKEBİN EN GÜZEL DESTANINI YAZAN ASLANLAR VE  KUŞLARA SELAM OLSUN…

Öncelikle gazeteciliği en iyi şekilde yapan ve bu uğurda can veren;basın yayın dünyasından başta; Yunan işgaline karşı ilk kurşunu atan Gazeteci ve yazar Hasan Tahsin olmak üzere;  Sabahattin Ali , Adem Yavuz, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Turan dursun, Ümit Kaftancıoğlu, Musa Anter, Metin Göktepe, Hrant Dink, Ahmet Taner Kışlalı’ya saygı duruşunda bulunarak yazıma başlamak istiyorum. 

Hangi görüşten olursa olsun; bu halk; onurlu, dürüst, araştırmacı ve gerçek haber yapana saygı duyar. Gerçek yayıncılık zaten tarafsız olmayı gerektirir.

Meslektaşlarının ayağını kaydırarak, yanaşmalık ve yalan haber yaparak bir yere ya da bir köşeye gelen gazeteci ve televizyoncu zatlar saygı uyandırmazlar. Saltanatları da kısa sürer ve tarihin sayfalarından çöp kutusuna atılırlar.

Her dönemde var olan,  mesleklerinde ve insanlıklarında  en basit tanımıyla iyiler ve kötüler bu dönemde de  varlar ve tarihin gözlemi altındalar. Yarın kimden söz edileceği ise biliniyor. Günümüzde  “z kuşağından” da çok iyi televizyoncular ve gazeteciler  mevcut. Bu genç arkadaşlara da kolaylıklar dileyerek dizi eleştirime geçmek istiyorum.

“ÖTEKİ TARAF”, ÖTEKİ YÜZ…

“Medya Mahallesinin arka tarafında neler olup bitiyor” sorusuna cevaben  tanık sandalyesine oturuyoruz. 

Kuşkusuz bu mahalle içinde olanlar  durumu bizden daha iyi biliyorlar ama her kurumun içinde ayak kaydıran, devirerek yıkıp geçen, hırsından her yolu mübah sayan kişiler olduğu için fotoğraf az-çok biz dışarıda olanların da gözünün önüne geliyor.

Çürüme, emek harcamadan yukarıya tırmanma şehveti, liyakatsızlık günümüzde sıkça karşımıza çıkan durumlar ve elbette iyiliği, dürüstlüğü, emeği, onuru savunanlar bu çirkefliğin karşısında duruyorlar. İyi ki onlar var…

Başarılı olmak için algı yaratmak yetmiyor..

Tutku, bilgi, emek yükselmek isteyenler için en temel faktörler. Bütün bunlar varsa yükselmek istemesen de bu beceriler seni bir yere taşıyor zaten.

Aslında dizide anlatıcı olarak yer alan Nejat İşler bütün mesajları araya girerek direkt anlatıyor… 

Dış ses; kral olan Aslan, Aslanlar ve kuşlar arasındaki çekişmeyi 17. yüzyılda yaşamış ünlü Fransız Yazar   La Fontaine masallarında olduğu gibi dersini vere vere ilerliyor…

Ancak bir de Ezop var; hani Milattan önce 6. yüzyılda yaşamış, Trakya topraklarında doğmuş olan köle Ezop; keşke onun karıncalara da bir el atılsaymış…

Ağustos böceği lümpenlerine ders veren karıncalar anlamında değil de karıncaların büyük emeklerine karşılık hala nasıl olup da ezildiklerine… 

Medya emekçilerini; satanların, satılanların tarafında değil, emeğin tarafında olduklarını ve ekranın arkasında ne büyük çaba sarf ettiklerini, emeklerinin karşılığını alamadıklarını görmek isterdik doğrusu…

“GERÇEK NEYSE HABER ODUR”

Kuşkusuz televizyonculuk; genel anlamıyla medya günümüzün dördüncü kuvveti!

Çağımıza artık medya, sosyal medya damga vuruyor. Örgütlenmeler bile medya üzerinde yapılıyor. Yalan haberlerle algı operasyonları yapılıyor, kitleler harekete geçebiliyor. 

Durum böyle olunca gerçek habercilik yapanlar da gerçek kahramanlar oluyor. Çok açık ve net bir ifade kullanayım (uzun zamandır böyle düşündüğümü de burada itiraf edeyim) Çağımızın devrimcileri artık bu gerçek haberleri yapan medya mensupları…

Lale (Birce Akalay), gerçek haber peşinde koşan bir haber sunucusu; işini iyi yapıyor; doğrusu rolünü de iyi yapmış, iyi oyunculuk çıkarmış ortaya.

Müge (İrem Sak) , haber masasının arkasındaki yetkili, ne kadar işini dürüst yapıyor ipucu vermeyeceğim ama İrem Sac’ı ilk kez bir dram oyuncusu olarak izledim; sadece komediye değil drama da çok yakıştığını ifade edeyim.

Kenan karakterine can veren İbrahim Çelikkol ise ekranın arkasındaki bir başka şahsiyet, oyunculuk anlamında rahatsız edici hiçbir çıkıntı, abartı  yok. 

Selim (Burak Yamantürk) Lale’nin eşini canlandırıyor. 

Gül (Defne Kayalar) Haber masasının baş müdürüresi, oyunculuk performansı çok iyi. (Kısaca bütün  oyuncular rollerinin hakkını vermişler) 

Aslı (Miray Daner) “Z kuşağı”ndan bir karakter, kötülükle olan dansında savurup atma da üstüne olmayan bir karakter, bu genç oyuncumuz da; İşimi Önemsiyorum filminde Maria karakterine can veren  Rosamund Pike kadar olmasa da seyirci üzerinde nefret uyandıran bir karakter yaratmayı başarıyor. Ayrıca bu diziyi izleyenler lütfen bahsettiğim filmi de izlesinler. I Care I Lot  (Çok  Önemsiyorum) Türkçe çevirisiyle eleştirisini yazmıştım (bu sitede mevcuttur) 

Z kuşağından bir kızım olduğu için dipnot ekliyorum genellikle. Doğrusu “Z” lere bu kadar kurnazlığı, küçük oyunları yakıştırmak içimden gelmiyor ama yıllardır televizyondan pompalanan diziler de  ne yazık ki bu ahlaki çürümeyi pompaladı. Bu kış yanıma gelen kızıma olayın  ne olduğunu hatırlamadığım bir konuda öğüt vermeye çalıştım; “Aman kızım kendine dikkat et, dostunu düşmanını tanı, tuzağa düşme” gibi… Bana ne dese beğenirsiniz. “Merak etme anne, ben Hürrem Sultanı izleyerek büyüdüm, bir de üstüne “Yasak Elma”yı ekle”…

Yasak Elma’yı zorunluluktan birkaç kez kızımla izlemiştim,  ne demek istediğini çok iyi anladım. Evet kızım çok vicdanlı ve hep kendinden önce arkadaşlarını düşünür ama bu neslin maruz kaldığı diziler de böyle. Bu dizileri izlemiş olanlar da benim ne demek istediğimi anlamışlardır sanırım…

Ay Yapım imzalı “Kuş Uçuşu” dizisinin  senaryosunda Meriç Acemi’nin imzası var, yönetmenliğini Deniz Yorulmazer üstlenmiş. 

Mon5 kanalı güzel iş çıkarmış ama kanal isminin Fransa’da Tv5 Monde kanalından  alındığı hissi uyandırdı bende, orjinal başka bir isim verilseydi  daha iyi olurdu. Mantık hataları da yok değil,neler  olduğunu seyirciye bırakalım

Yine de beğendim; akıcı ve günümüze  ayna tutmaya çabalamış. Bana yukarıda yazdığım şeyleri düşündürdüğü için beğendim.

Özel olarak; havuzda boğulma hissiyle televizyon ekranı arasındaki metaforik  bağlantıyı da beğendim. “son” da hayal kırıklığı yaratmamış.

sonuç olarak şu sözü hiç aklımızdan çıkarmamız gerekiyor galiba:

Gerçeğin ortaya çıkmak gibi kötü (pardon iyi) bir huyu vardır…

Yönetmen : Deniz Yorulmazer

Senaryo : Meriç Acemi 

Görüntü Yönetmeni : Olcay Oğuz

Kurgu : Selin Eren Şahin

Müzik : Toygar Işıklı

Oyuncular : Birce Akalay, İbrahim Çelikkol, İrem Sak, Miray Daner, Defne Kayalar, Burak Yamantürk

Türkiye / Dram / 8 Bölüm 40 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

3 YORUMLAR

  1. […] işte Netflix’te güzel bir dizi yayına girdi. Kuş Uçuşu… Tam da düşündüklerine uyduğunu düşündü. Peki biz insanoğlu […]

  2. Yeni izleme fırsatım oldu.birce hanimin güzelliği ve asaleti uğruna izledim..hırsından gözü dönmüş bir kızın ki bence oyunculuğu abartılı duygusal geçişleri izleyiciyi etkilemek uğruna yapay olan asli karakterini gerçek hayatın çok ötesinde kurgusal saçmalıklarla izlerken yok artık dedirtecek bu kadsr da olmaz senaryo kimin , yapımcı kim dedirten zaman kaybı bir dizi…

  3. Gayet başarılı, soluksuz izlenecek dizilerdendi. Oyunculuklar başarılı. Özellikle başroller. Hikaye çok güzeldi. İlk bölüm sıkılacağınızı ve yarım bırakacağınızı sanıyorsunuz ama gözünü bir açmışsınız: son bölüm. Belli ki paradan da kaçılmamış. Tüm kadroya buradan tebriklerimizi iletiyoruz. 👏

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz