Mıssıon Impossıble : Yansımalar

Yazar:

26 Temmuz 2018

4339

Mıssıon Impossıble : Yansımalar / Mission İmpossible : Fallout

GÖREVİMİZ BİRAZ KARIŞIK

Bir aksiyon, polisiye veya casusluk filmi izlemek isteyen sinemaseverler, doğal olarak bazı beklentilerle sinema salonlarına akın eder… Bu ister artık ikon haline gelmiş James Bond gibi kahramanların maceraları olsun, isterse de Jack Reacher gibi göreceli olarak daha yeni, ve karizmatik karakterlerin öyküleri olsun bu beklentiler değişmez: Filmi tek başına sürükleyebilecek ağırlıkta bir yıldız oyuncu, dinamik ve tempolu bir hikaye örgüsü, seyircileri şaşırtacak bazı sürprizler ve tabii ki bu tür filmlerin olmazsa olmazı baş döndüren ve göz dolduran aksiyon sekansları…

Bu hafta sinema salonlarımızda gösterime giren ‘Görevimiz tehlike: Yansımalar’ yani başka bir deyişle Görevimiz Tehlike 6, beklentiler açısından bakarsak, bizce son derece dürüst bir film. Çünkü değindiğimiz görevleri neredeyse tamamen yerine getiren ve heyecanlı bir casusluk filmi izlemek isteyen sinemaseverlerin hayal kırıklığıyla sinema salondan ayrılmayacağı bir yapım. Özel ajan Ethan Hunt’ın son görevi çalınmış yüklü miktarda bir plütonyumu pazarlamak üzere olan bir organizasyonu ve onların bağlantıda olduğu tehlikeli terörist Lane’i yakalamaktır. Operasyona başlamadan önce Hunt’ın yanına kendi özel ekibi dışında bir CIA ajanı da verilir. Operasyon ilerledikçe hem Hunt, hem de ekibi olayın çok daha derin ve karmaşık olduğunu anlarlar.

Filmin zayıf yanlarına değinmeden önce, bizce ‘Görevimiz Tehlike 6’ filmine başka bir pencereden bakmamızda yarar var. Bu yapım her şeyden önce Tom Cruise’un başrolünde oynadığı bir film değil, bir ‘Tom Cruise’ filmi. Bilindiği gibi, yıldız oyuncu, ‘Görevimiz Tehlike’ filmlerinde hiçbir zaman yönetmenlik koltuğuna oturmasa da, bu filmlerde inanılmaz bir hakimiyete ve kontrole sahiptir. Zaten filmin ana yapımcılarından birisi kendisidir, filmin yönetmeni ile ilgili seçim onun onayından geçer ve filmin senaryosu hem aksiyon hem duygusal sahneler açısından onun kendisini en fazla gösterebileceği biçimde dizayn edilir.

Bu durum Tom Cruise hayranları ve saf aksiyon bekleyen seyirciler için yeterli gözükse de, unutulmaması gereken nokta, ‘Görevimiz Tehlike’ aynı zamanda bir casusluk filmi olduğudur. Dolayısıyla birçok sinemasever için artık 50’li yaşlarını devirmiş bir kahramanın fit olması ve yumruk yumruğa kavga, araba takibi, silahlı çatışma sekanslarının etkileyici bir şekilde işlemesi yeterli gelmez, aynı zamanda filmde açığa çıkan entrikalar, beklenmeyen ihanetler, şaşırtan sürpriz olaylar ve kimin gerçekten dost, kimin düşman olduğunu anlayamayacağımız sert senaryo virajları olması gerekmektedir. Bu filmde de bunu sağlayacak çift taraflı çalışan casuslar, göründüğü gibi olmayan gizli servis ajanları ve düşmanla işbirliğine hazır karakterler mevcut ancak bunların sayısı o kadar fazla ve yol açtığı olaylar o kadar dallanıp budaklanıyor ki, seyirci olarak bir yerden sonra hikayeyi izlemekte zorlanıyoruz.

Sonuçta sadece birkaç karakterin gizli yüzünü keşfetmeyi beklerken neredeyse her karakterin bir sırrı ortaya çıkıyor. Tam karakterler yerli yerine oturmaya başlayıp, senaryo şekillenirken, yeni bir sürprizle yine karakterler değişik yönlere savruluyor, hikaye başka bir tarafa kayıyor. Ortalama olarak adlandırabileceğimiz diğer casusluk filmlerindeki sürpriz olay eksikliği burada gereksiz bir zirve yapıyor, afallatan bir yüksek dozda seyirciye sunuluyor. Bu gereksiz oranda sürpriz olay bolluğu filmin yönetmeni ve ‘Olağan Şüpheliler’ filminin unutulmaz senaristi Christopher McQuarrie’nin çok iyi yaptığı izleyiciyi ‘ters köşeye yatırma’ sevdasından mı geliyor bilemeyiz ancak bu filmin bu kadarını kaldıramadığı da bizce bir gerçek.

Bunun yanında filmin aksiyon açısından başarısının hakkını vermemiz gerekir. Dövüş sahneleri ( özellikle tuvalette geçen sekans) gerçekten etkileyici ve çok iyi bir koreografiye sahip, arabayla takip sahneleri baş döndüren bir kıvraklıkla çekilmiş, Cruise ise değindiğimiz gibi formunun zirvesinde ve en inanması güç aksiyon sahnelerini bile gerçekçi ve heyecan verici bir hale dönüştürmeyi beceriyor. Filmin dağlarda geçen final sekansının ise Cliffhanger (1993) filminin finalinden ciddi esintiler getirdiğini de bir not olarak düşelim. Oyuncular da açıkça, performansları açısından göz dolduruyorlar ve sanki Cruise dışındaki diğer ana karakterler olgunlaşmış gibi duruyorlar. Çekirdek kadrodan Benji (Simon Pegg) artık tam bir saha ajanı olmuş ve şaşkın halinden sıyrılmış, dövüşmeyi bilen bir halde karşımıza geliyor.

Teknik uzman Luther (Ving Rhames) ise giderek daha bilge ( ve kilolu!) bir hale gelmiş ve operasyonların en kritik noktalarında yine gerekli müdahaleleri yapıyor. Ekibe yeni katılan, eski ‘Superman’ Henry Cavill gizemli ve karizmatik bir ajanı, Sean Harris ise filmin kötü adamı Lane’i başarıyla canlandırıyor.

Görevimiz Tehlike: Yansımalar, iyi yanlarına rağmen bizce serinin en iyi bölümü kesinlikle değil. Biz, şahsen daha dozunda sürprizler barındıran ve daha orijinal buluşların olduğu bölümleri ( örneğin Görevimiz Tehlike 3) tercih ediyoruz. Ancak en azından aksiyon açısından üst düzey bu filmi, üstelik ismi de bir nevi bir garanti belgesiyse, kaçırmamak bu türe meraklı sinemaseverler için iyi bir tercih olacaktır.