Oh, Canada
BİR ASKER KAÇAĞININ İTİRAFLARI
Paul Schrader “OH CANADA”da kefaret ödeme temasını işliyor
Schrader geçen yıl ölen Russell Banks ile 2. işbirliği olan film, geçmişte yapılan hatalar, itiraflar ve ihtiyarlık üzerine bir dram. Film, Vietnam’a gitmemek için Kanada’ya sığınan bir sanatçının ölüme yaklaştığı günlerde sırlarını bir röportajda anlatmasına odaklanıyor. Başrollerde Richard Gere ve Uma Thurman çok başarılı.
39 yıl aradan sonra Cannes Film Festivalinin ana yarışmasına dönen senaryo yazarı, yönetmen Paul Schrader, “Oh Canada”da izleyiciyi başarılı olduğuna inandığımız bir sanatçının hafızasının kıvrımlarında bir yolculuğa götürüyor. 2 kez zatüre hastalığı geçiren, sağlık sorunlarıyla boğuşan Schrader, muhtemelen bu vasiyet filminde kariyerinin sadık temalarından kefaret ödeme temasını tekrar otopsi masasına yatırıyor. Filmde 1960’lı yıllarda Vietnam’da görev yapmaktan kaçınmak için Kanada’ya sığınan 60 bin asker kaçağından biri olan Leonard Fife, efsaneleşmiş mitolojik yaşamının gizli kalmış sırlarını açığa çıkarma kararını alıyor.
SCHRADER’İN VASİYET FİLMİ Mİ ?
Belgesel yapımcısı Leonard Fife, alacakaranlık yıllarında Montreal’de kanserle mücadele ederken, son bir röportaj yapmayı kabul eder. Uzun süredir sakladığı sırları açığa çıkarmak için yaptığı şok itirafı eşi ve yapım ortağı Emma, sadık eski öğrencisi Malcolm MacLeod ve bu derin olayı yakalayan bir film yapım ekibinin huzurunda anlatır. Leo Fife’ın yıllar sonra röportaj vermesinin tek sebebi var: Karısına ve sanat çevrelerine, bu fırsattan istifade ederek hayatının gizli kalmış gerçeğini itiraf etmek. Kararsızlık ve burukluk duyguları eşliğinde, oportünist sanatçı Leo’nun geç kalmış bir kefaret ödemesine şartlandığına tanıklık ederiz.
“Oh Canada”nın senaryosunu, Paul Schrader yazar arkadaşı, geçen yıl vefat eden Russell Banks’ın “Foregone” adlı kitabından esinlenerek, yazar ile müştereken yazdı. Bu film Schrader’in Russell Banks’ın “Bela / Affliction”dan (1997) sonraki 2. uyarlaması. “Oh Canada” geçmişte yapılan hatalar, itiraflar ve ihtiyarlık üzerine bir dram filmi. Leo Fife kanserin kemirdiği zayıf vücuduyla oturduğu tekerlekli sandalyesinde, yalşanlarla dolu geçmişini, hayatının bilinmeyen, gizli tutulmuş gerçeklerini, yaklaşan ölüm hakkındaki düşüncelerini kefaret duygusıyla dile getirir. Karısı ve filmlerinin yapımcısı, uzun yıllardır hayatını paylaştığı eşi Emma, kendisinden gizlenen gerçekleri, ölüm döşeğindeki kocasının ağzından dinler. Leo Fife’ın kendisini ezen omuzlarındaki yükten kurtulmak, itiraflarda bulunmak için kendisiyle söyleşi yapma teklifini kabul ettiği açıktır.
Paul Schrader, Russell Banks’ın ince bir hümanizma barındıran romanını, ABD’ye eleştirel bir bakış yaklaşan bir yorumla perdeye aktarıyor. Massachusetts’de doğan, 83 yaşında ölen Amerikalı ünlü kadın yazar Russell Banks’ın en ünlü eserlerinden biri olan “Başka Bir Dünya / The Sweet Hereafter” bestseller’ini Kanadalı yönetmen Atom Egoyan 1997’de sinemaya uyarlamıştı. Egoyan kariyerinin en başarılı bu başyapıtıyla Cannes’da Jüri Büyük Ödülü ve FİPRESCİ En İyi Film Ödülü’nü kazanmış, Oscar’a 2 dalda aday gösterilmişti. Kanada taşrasında geçen konusuyla film, çocukların ölümüne sebep olan bir okul otobüsü kazasını soruşturan bir avukatı merkezine alıyordu. Paul Schrader’in Russell Banks ile ilk çalışması “Bela / Affliction”da son derece sorunlu bir küçük kasaba polisi, şüpheli bir av ölümünü araştırırken, gelişen bazı olaylar kendisinin akıl sağlığını tehlikeye atıyordu.
Paul Schrader son filmi hakkında “Ölmek üzere olan bir jigolonun, kel ve hasta bir adamın hayatını yoluna koymaya çalışması çok hoşuma gitmişti” demişti. Bir söyleşisinde Schrader, aynen başyapıtı “Mishima”da olduğu gibi “Oh Canada”nın görünürde dağınık ve zihinsel bir bulmaca olduğunu kabul etti. “American Gigolo”nun yeniden çevrimini yapılacağı çok konuşuluyor; ne dersiniz” sorusuna : “Öyle bir şey yok” cevabını verdi. Cannes Film Festivali Direktörü Thierry Frémaux “Oh Canada”yı şöyle takdim etti : “Yaşlılık ve hayatta yapılan hataların pişmanlığı üzerine, yüreklere dokunan, ama hüzünlü olmayan bir dram filmi”. Paul Schrader Cannes’a “Mishima” için gelmişti, o yüzden dönmesi gerekiyordu; uzun zaman oldu (39 yıl). Kendisi büyük bir yönetmen ve senaryo yazarı ve Robert Bresson hayranı. Bu film geçen yıl hayatını kaybeden Russell Banks’ın son senaryo çalışması olacak. Richard Gere ve Uma Thurman, yaşlanmayla, kişinin gençliğine dönüp bakmasıyla ve yapmış alabileceği hataların neler olduğuyla ilgili, hüzünlü olmayan filmin kahramanlarını canlandırıyorlar.”
Kanadalı-Amerikalı sol görüşlü Leonard Fire’ın ölümünün eşiğinde çektiği acıyı anlatan filmin kahramanının gençliğini Jacob Elordi, yaşlılığını Richard Gere canlandırıyor. Film adını Kanadalı besteci, söz yazarı, şarkıcı, folk rock türünün önemli ismi Neil Young’ın bir bestesinden alıyor. Paul Schrader Cannes Film Festivali’ndeki basın konferansında yeni projesi, kara film “Non Campos Mentis”in senaryosunu bitirmek üzere olduğunu ilan etti. Yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen, 78 yaşında üretkenliğini sürdürme yolundaki yönetmen, sonbaharda çekmeyi tasarladığı bu uzun metrajlı filminin yapımcısının gereken bütçeyi bulduğunu söyledi. Filmin iddialı oyuncu kadrosuna gelince…
GEÇMİŞTE YAPILAN HATALAR
Paul Schrader’in fetiş oyuncusu Richard Gere (75), ölüm döşeğindeki kanserli yaşlı bir adamı canlandırmak için saatlerce makyaj eziyetine katlanmış. Filadelfia’lı aktör, John Schlesinger’in “Yanks”ı (1979) ile ünlenmiş, Paul Schrader ile ertesi yıl “American Gigolo” ile bir araya gelmişti. Taylor Hackford’un 2 Oscar Ödüllü filmi “An Officer and a Gentleman” (1982) ile, Francis Ford Coppola’nın “The Cotton Club”ünde (1984) oynayan aktör, Gary Marchand’ın “Pretty Woman”inde (1990) Julia Roberts ile ikonik bir ikili olmuştu. 6 Oscar Ödüllü “Chicago”da (2002) yozlaşmış avukatı canlandan Gere, son 20 yılda unutulmaya başlanmıştı.
“Oh Canada”da eşini canlandıran Uma Thurman (54), fetiş oyuncusu olduğu Quentin Tarantino’nun Altın Palmiye Ödüllü “Ucuz Roman / Pulp Fiction”ında Oscar’a aday olmuş, 2 bölümlük “Kill Bill”inin başrolünde harikalar yaratmıştı. Paul Schrader’ın “Oh Canada”da hep yakın planda yüz ifadesini perdeye yansıttığı Uma Thurman, kocasının itiraflarını ilgiyle izlerken usta oyunculuğunu kanıtlıyordu. Leo Fife’ın gençlik dönemini canlandıran Avustralyalı Jacob Elordi (27) Sam Levinson’un 19 bölümlük TV dizisi “Euphoria” (2019) ile ünlenmişti. Elordi, Sofia Coppola’nın “Priscilla”sında (2023) Elvis Presley’i canlandırdı. Aktör son olarak Guillermo del Toro’nun çekimleri devam eden “Frankenstein”ında canavar rolünü oynuyor.
Sinema sanatına katkıda bulunmuş yönetmenlerin filmlerinin eleştiri yazılarımı, kariyerlerinin kilometre taşlarını hatırlatmakla bitiriyorum. Paul Schrader kariyerinde materyalizm ile püritarizm arasında parçalanmış bir toplum arayışını filmlerine yansıttı. 1946 doğumlu yönetmen, yapımcı, senarist sanatçı sinemaya senaryo yazarı olarak başladı. 2. senaryosunu yazdığı, Martin Scorsese’nin “Taksi Şoförü / Taxi Driver” (1976) Cannes’da Altın Palmiye Ödülü ile taçlandırıldı. Aynı yönetmenin 2 Oscar’lı “Kızgın Boğa / Raging Bull” (1980) ve “Günaha Son Çağrı / Last Temptation of Jesus Christ” (1988) ile ününü pekiştirdi. Brian De Palma’nın “Obsession” (1976) ve Peter Weir’in “Mosquito Coast” (1986) gibi iddialı filmlerin senaryolarını yazdı. Kamera arkasına geçtiği 3. film olan “American Gigolo”da (1980) fetiş aktörü olacak Richard Gere’e başrolü teslim etti. Cannes Film Festivali’ne ilk kez 1985’te “Mishima : A Life in Four Chapters” ile katıldı. Film ünlü Japon yazar Yukio Mishima’nın harakiri ile sonuçlanan hayatının 4 bölümden oluşan kurgusal öyküsüydü. Film bu festivalde En İyi Artistik Katkı Ödülü’nün sahibi oldu.
3 yıl aradan sonra Paul Schrader “Patty Hearst” ile Cannes ana yarışmasına döndü. 1970’lerde kaçırılan Amerikalı milyarderin kızı Patricia Hearst’ün gerçek hayat hikayesini anlatan filmde, genç kızın kendisini kaçıran Amerikalı devrimcilere katılmasını anlatır. Paul Schrader’in ilk yönetmenlik denemesi “Mavi Tasma / Blue Collar” (1978) cinayet draması bir kara komediydi. Konusunu gerçek hayattan alan “Auto Focus” (2002) bir biyografik cinayet dramasıydı. Schrader’in “Tavşan Uykusu / L,ght Sleeper” (1992) bir cinayet draması, “First Reformed” (2017) bir psikolojik dram filmiydi. “Oh Canada”dan önceki filmi “Usta Bahçıvan / Master Gardener”da (2022) titiz, işini iyi yapan bir bahçıvan (Joel Edgerton) işvereni olan zengin dul kadına (Sigourney Weawer) kendini adadığını anlatan son derece karanlık ama kaleteli bir filmdi. Ondan önceki filmi “Kumarbaz / The Card Counter” (2021) gizemli bir kumarbaza dönüşen eski bir askerin karanlık öyküsünü anlatan cinayetli bir psikolojik drama idi.
Yönetmen / Senaryo : Paul Schrader
Görüntü Yönetmeni : Andrew Wonder
Kurgu : Benjamin Rodriguez Jr.
Müzik : Phosphorescent
Oyuncular : Richard Gere, Uma Thurman, Jacop Elordi, Kristine Frøseth, Michael Imperioli, Gregory Connors, Caroline Dhavernas, Penelope Mitchell
ABD / Dram / 90 Dk.
güzel filmdi