Resıdent Evıl : Raccoon Şehri / Resident Evil: Welcome to Raccoon City
İmkansızı Başarmak
Korku filmleri izleyicilerin çoğu için sinema sanatının üvey evladı gibi görülüyor! Halbuki sinema sanatının incelikleri bu türde saklı. Kurgu, zamanlama ardından müzik-ses kullanımında ustalık gerektiriyor. Siz de bilirsiniz Türk sinemasında bir zamanlar korku filmleri korkutmaktan daha çok güldürürdü. Fakat zamanla sektöre emek veren Alper Mestçi gibi isimler sayesinde en azından korkutabiliyor. Korkutabilmek sinemayı anladığını bildiğini gösteriyor, elbette yetmiyor…
Resident Evil filminin elle tutulur başlayan ama sonra bitse de gitsek olan serisi bir yan hikaye ile yeniden başladı. İlk serinin sonuna kadar ara ara filmlerde yer bulan Claire ve Chris kardeşleri merkeze alan bu film, onların gözünden her şeyin nasıl başladığını anlatıyor. Kulağa hoş geliyor değil mi? Peki hoş mu, aslında evet olabilirmiş. Çünkü korku klişelerini dahi güzel değerlendirmiş yönetmenimiz. Gerilimi dozunda artırmayı başarmış. Tiplerimizi, tipik özellikleri ile en azından elle tutulur anlatmış ve onları bir ölüm kapanına imkansız bir göreve atamış. Öyle ki bir karakolda etraflarında yaşayan ölülerle tıkanıp kalmışlar! Ve yaşayan ölüler her ne kadar güçsüz ve yavaş olsalar da ağırlıkları ile kapıları kırmak üzereler. Bir şey yapmaları lazım. Tek kurtuluşları helikopter ve o da düşüp infilak ediyor! Arada ihanetler, korkaklar, çakallık yapmaya çalışanlar… Aman Allah’ım yoksa güzel bir film mi derkeeeen tüm zayıflıklar sırayla başlıyor…
İmkansızı başarmak; bunu en iyi bilecek bizleriz, kurtuluş savaşı ile imkansız denileni başardık. Size soruyorum eğer şunu yaparsak kesin kazanırız diye bir şey olsaydı imkansız olur muydu? Raccoon City‘nin sorunları da burada başlıyor. Filmin bir yerinde şunu yaparsak kurtuluruz diyorlar ve o andan itibaren onu yapacaklarını bildiğimiz için gerilim öğesi azalmaya başlıyor. Sinema tarihine bakın imkansızı başarma hikayeleri, iyi bir anlatıma sahipse hep üst düzey filmler olur.
Terminatör (1984) gelecekten gelen ve var olan teknoloji ile yok etmenin mümkün olmadığı bir robotu yeniyor karakterimiz. Aslında yaşayan ölüler mantığı da aynı, virüs yayıldı mı durdurmak mümkün değil, tek yapman gereken kaçmak ama bir yere sıkıştıysan, eyvah…
Eyvah ki bizden tüm gerilimi alıp sade bir yolculuk hikayesine çevirdiler! Bunu yaptıkları anda sanki filmin yönetmeni ve yazarları değişti. 80’lerin tüm kötü korku gerilim filmlerinin özelliklerini taşır hale geldiler! Canavara dönüşen insan, bir anda yoktan var olan çözümler, son anda ortaya çıkan bölüm sonu canavarı, asla ölmeyecek tiplerin sözde zorlukları, kötü görsel efektler ve havalı bir yürüyüş! En kötüsü ise ilk yarıda anlattıkları tüm tiplerin tipik özelliklerinin ortadan kalkması…
Not: Bir yan tipin, ilerleyen süreçte aslında karakter olduğunu öğreniyoruz. Tam haz alacağız ama sonra… Sonra hiç bir şey olmuyor, bir bazuka oluyor. Filmi izlerseniz, bunu unutmayın, bazukayı?
Yönetmen / Senaryo : Johannes Roberts
Görüntü Yönetmeni : Maxime Alexandre
Kurgu : Dev Singh
Müzik : Mark Korven
Oyuncular : Kaya Scodelario, Hannah John-Kamen, Robbie Amell, Tom Hopper, Avan Jogia, Lily Gao, Neal McDonough, Donel Logue
Almanya-ABD / Aksiyon-Korku-Gizem / 107 Dk.