“Gerçekçi ol, imkansızı iste”

Rose adasının İnanılmaz Hikayesi” gerçekten inanılmaz.

Tam da 68 ruhunu yansıtan bir hikaye!

Özgürlük aşkının nerelere vardığının portresidir “Rose Adası

Ütopya ve bağımsızlık uğruna bir mühendisin denizin ortasına demirlerden inşa ettiği küçücük bir  adanın insanlara umut kapısı olması ve oraya akın etmeleri; bizim o coşkulu türkümüzdeki gibi “Deniz üstü köpürür, kayığa da binsem götürür… denizin ortasında, mum yanar sofrasında hey canım rinna nay..” duygusu yaratan bir film!

1500’lü yıllarda “Ütopya” kavramını ilk olarak ortaya atan yazar Thomas More, yakın dostu Erasmus’a tam da böyle diyordu:”Ütopya’yı yazarken yüreğim köpürüp kabarıyor” Deniz gibi yüreği kabartan ütopya, yaratıcısının boynunu vurdururken, aradan geçen 500 yıla rağmen insanların yüreğini dalgalandırmaya devam ediyor. 1968 yılında İtalyan mühendis Giorgio Rosa’nın da yüreğini kabartmış olmalı ki ütopyasının peşine düşüyor ve 400 metrekarelik bir ada cumhuriyeti kuruyor. Tıpkı More’nın eserindeki gibi; Ütopya, Güney Yarımkürede bir adadır, hikaye bu adada yaşamış bir gemicinin ada halkının kurduğu düzenin mükemmelliğini Avrupa’ya tanıtması biçiminde sürüp gidiyor…

Ütopya, Yunan etimolojisine göre “olmayan yer” anlamına gelir. Sözlük anlamı ise; gerçekleşmesi olanaksız, çarpıcı, ilginç tasarı ya da düşünce.

“Rose Adasının İnanılmaz Hikayesi” tam bir ütopya inşası…

Kaç kişinin 1968 yılında kurulan mikro devlet “Rose Adası Cumhuriyeti’nden haberi var?

Benim de yoktu, filmi izleyene kadar… 

Sinemanın  böyle bir etkisi var işte. Beyazperde sayesinde bilinmeyen bir dünyayı ve kişileri keşfediyorsunuz, bu keşif sizi araştırmalara yöneltirken inanılmaz hikayelerle karşılaştırıyor… 

Gerçek bir hayat öyküsünden yola çıkılmış gene; (son yıllarda güzel bir moda oluştu, seyircinin de çok ilgisini çekiyor)

Kahramanımız Giorgio Rosa, 19 Şubat 1925’te İtalya’nın  Bologna şehrinde dünyaya gelmiştir, uzun ve maceralı bir yaşamın ardından 2 Mart 2017’de, 92 yaşında vefat etmiştir. Pek çok kez hikayesi filme alınmak istenmiş ama bu tekliflere olumlu yaklaşmamış önceleri. İlerleyen süreç içerisinde ikna olarak öyküsünün bilinmeyen yönlerini yapımcılarla paylaşmış. Dolayısıyla  yönetmenliğini ve senaristliğini 1981 doğumlu Sydney Sibilia’nın yaptığı orijinal adı “ L’incredibile Storia Dell’isola Delle Rose” olan güzel bir film çıkmış ortaya…

Giorgio Rosa (Elio Germano) mühendislik fakültesinden mezun olmuş sakar bir icatçıdır.  Sakarlığı yüzünden; arkadaşlarının, ailesinin ve eskiden çıktığı kızın  küçümsemelerine ve eleştirilerine maruz kalır.  O günün koşulları ile icat ettiği arabanın plakası olmadığı için   sevdiği kız Gabriella’yı (Mathilde De Angelis)  evine götürürken bile başına gelmeyen kalmaz.  İkisi de gözaltına alınır, bir gün sonra bırakılsalar da olayın vahameti Gabriella’yı tekrar hayal kırıklığına uğratır. Eski sevgilisinden özür dilemek üzere Gabriella’nın ders verdiği üniversite anfisine   gelen Rosa, onun kızgınlığı ile karşı karşıya kalırken aralarında geçen konuşma Rose Adasının temellerini atmaya vesile olur:

“Giorgio, sen kendi dünyanda yaşıyorsun”

“Dünyamı sevmiyor musun?”

“sevmiyorum, çünkü tutuklandık, kendi dünyanda yaşıyorsun ama bu dünya sana ait değil, araba yaptığın gibi dünya yaratamazsın”

“Belki de kendi dünyamı yaratmalıyım…”

Eski kız arkadaşı ile yaptığı tartışma sonucunda büyük bir hayal kırıklığına uğrar ve üzüntülü bir şekilde üniversitenin kapısından çıkar…

O hayal kırıklığının üzerine büyük hayallerini yükleyerek uzaklaşır…

Böylece Rose Adasının hikayesi başlar…

Üç ay sonra İmola’dadır, bir motosiklet yarışında gördüğü  ilan onu hayallerini gerçekleştirmeye doğru götürür.

Bizim platformlarımız; sizin enerjiniz, sizin özgürlüğünüz!”

Rimini’de bir platform kurmaya karar verir ve soluğu arkadaşı  Maurizio Orlandi’nin (Leonardo Lidi) alır. Çünkü projesinin gerçekleştirmek için kendisi gibi hayalperest olan arkadaşının parasına ihtiyacı vardır…

Giorgio’nun sakarlığı, otoriteyi komik duruma düşüreren anlatım biçimi ve film içindeki esprilerle Charlie Chaplin’i çağrıştıran ve az dozda onun sinema lezzetini hissettiren güzel bir yapım olmuş. Özellikle Gabriella’nın sınıfta öğrencilere Nazi Hukukunu  anlatırken, bu durumda  emirlere itaat etmektense içsel bir adalet duygusuyla yasalara karşı çıkılması gerektiğini vurgularken Giorgio’nin sınıfa girdiğini görünce lafı birden ters yönde  değiştirmesi, adanın yapımı sırasında yaşanan anlar, İtalya hükümetinin yetkililerinin davranışları tam bir kara mizah tadındaydı. Oldukça hoş, insanı iyi hissettiren ve  ilham veren  dram-komedi türündeki filmi, bu yıl seyrettiğim iyi filmler arasına koydum bile…

Ayrıca küçük detaylarla  düzenin çarpıklığına değinilmiş: Giorgio’nun babasının yıllarca izin almadan dürüst bir biçimde ölesiye çalıştığı işyerinden, oğlunun bağımsız bir devlet kurması nedeniyle kovulması gibi. 

Rimini açıklarında, İtalyan karasularının 6 mil uzağında uluslararası sularda çelikten inşa edilen bu adanın özgürlük ihtiyacını ne kadar karşıladığını ise eleştiri  sorusu olarak bırakıyorum. Özgürlük yalnızca çılgınca dans etmek, eğlenmek mi demektir! Evet bütün bu hayal yolculuğumuzda hayalleri gerçekleştirdikten sonra yine bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya kalıyoruz. Öyle ise aslolan sonuç değil, sonuca giden yol ve o yola vardıktan sonra ortaya gidilecek yeni yolların çıkmasıdır…

İnsanlık arayışı ile varlığını sürdürecektir ancak…

Tıpkı eski sevgili Gabriella’nın sonunda  Giorgio’ya dönüp (adanın işgali sırasında diğer hamile kızla erkeklerin önüne geçerek adayı savunmak için gösterdiği cesaret takdire şayandı) söylediği söz gibi:

Önemli olan dünyayı değiştirmek, ya da bunu denemiş olmak…”

İcatları ve düşünceleriyle dünyayı değiştirenlere ya da değiştirmeyi deneyenlere; 68 kuşağına, Giorgio Rosa’ya  rinna nay canım,  selam olsun.

Yönetmen : Sydney Sibilia

Senaryo : Sydney Sibilia, Francesca Manieri

Görüntü Yönetmeni : Valerio Azzali

Kurgu : Gianni Vezzosi

Müzik : Michele Braga

Oyuncular : Elio Germano, Fabrizio Bentivoglio, Tom Wlaschiha, Luca Zingaretti, François Cluzet, Matilda De Angelis, Ascanio Balbo, Andrea Pennacchi

İtalya / Komedi-Dram / 117 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz