The Perfect Couple

ZENGİN EVİNDE BİR CİNAYET DAHA!

Altı bölümlük mini dizi Amerikalı yazar Elin Hilderbrand’in 2018 yılında aynı adla yayınladığı romandan uyarlanmış. Günümüzde olduğu gibi sosyal medyadan gülen yüzler, mutlu pozlar gerçek yaşamı yansıtmıyor. O pozların arkasında ne dramların olduğunu bu dizide de görüyoruz. Dizinin jeneriği ve introsunu çok beğendim. Hep birlikte sahilde dans şovu görülmeye değer. Senaryo ile çelişiyor ama seyirciyi de anlık mutlu hissettiriyor.

OrtaKoltuk Puanı:

Film ve diziler tekrara düşmeye başladı. Özellikle Netflix ürünlerinde çokça görmeye başladığımız polis ve dedektiflik hikayelerinin alıcısı çok fazla belli ki. Öte yandan bakıyorsun hayatın içinde de böyle hikayeler çok var. (Belki de çoğaldı demeliyiz.) Ülkenin gündemine bomba gibi düşen ve on sekiz gündür bulunamayan sekiz yaşındaki “Narin”in hikayesi film ya da dizileri aratmayacak biçimde. Hatta bir adım öte geçip gerçek hayattaki olaylar bizim gibi ülkelerde kurgunun çok ötesinde diyebiliriz, aklımız hayalimiz almıyor. Şimdi sormak istiyorum gözlerinin içinden gülmeye başlayan Narin nerede? İki gün sonra okulda olması gereken kız nerede?…

Onun gülüşünü katledenlere lanet yağdırmak bile az. Vicdanlarımızı kanıyor ve çaresizlik içinde öylece bu öykünün sonunu bekliyoruz. Yaşayacağına dair umutlar da söndü artık. Çok yazık çok… İnsan giderek kötüleşmeye mi evrildi? Bizim çocukluğumuzda bu kadar kötülük yoktu? Olsa küçük kasabalara da yansıması olurdu… Dizideki kötülüğe gelelim şimdi…

NANTUCKET SAHİLİNE VURAN CESET

Dizi üç erkek evlatlı zengin Winbury ailesinin etrafında dönüyor. Ailenin zenginliği atadan babadan değil anneden kaynaklı. Anne Greer (Nicole Kidman) Amerika’nın ünlü yazarı, kitapları bestseller, daha romanı yazma aşamasında medya ordusu peşine düşüyor…

Annenin karakterini sonraya bırakıp olay hakkında bilgiyi hemen verelim. Ailenin ikinci oğlu Benji (Billy Howle) sevdiği kadın Amelia (Eve Hewson) ile evlenecektir ve bizde kına gecesi dediğimiz seramoni demek ki Amerika’da düğün arifesi olarak kutlanıyor. Bu eğlence için eş-dost Nantucket Adasına kurulmuş malikanenin bahçesinde toplanmışlardır. Vinbury ailesinin ilk oğlu Thomas (Jack Reynor) zaten evlidir ve karısı Abby (Dakota Fanning)hamiledir. küçük oğlan ise Willy (Sam Nivola) daha 20 yaşında bile değildir. Mükemmel ailenin babası Tag (Liev Schreiber) ailenin direği değil korkuluğudur. Karısının başarısının arkasına gizlenmiş mutlu aile pozlarında yerini almıştır.

Dizi ilk açılışı turistik şovla yapar, kamera Nantucket sahilinin eşsiz güzelliğini, Amerikan bayraklı yatları, tekneleri, denize girenleri, ağaçlıklar arasında serpiştirilmiş malikaneleri gösterir. Bayrakların rüzgarda dalgalandırması da unutulmaz. Ve kamera o görüntüler arasında deniz kenarına kurulmuş eğlence platformunda durur. Oldukça renkli kişiler vardır.

Düğün arifesinde gelin sağdıcı (aynı zamanda gelinin yakın arkadaşı) Merritt (Meghann Fahy) ve damadın sağdıcı Shotter (İshaan Khattar) şenlikte yerlerini alırlar. Akşama kadar süren eğlencede davetliler tek tek kameraya takılırlar. Her şey mükemmel görünür. Medya ordusu da orada olduğu için fotoğraflar ve videolar çekilir. İlk fotoğraf anne ve üç oğlundan gelir, daha sonra Green kocasıyla birlikte poz verir ve en sonunda gelinlerle birlikte tüm aile toplu olarak poz verirler…

Her şey çok şahane şekilde bitti derken gece yarısı denizden bir kadın çığlığı duyulur. Ve sabaha yakın kıyıya bir ceset vurur. Ceset gelin yakın arkadaşı ve sağdıcı olan Merritt’e aittir…

Baştan beri seyircide şüphe uyandıran kişi değildir katil. Ve artık herkes zan altındadır. Hadi ipucu vereyim en umulmadık kişi katil çıkacaktır. Ummadık taşbaş yarar atasözünün dizi ve filmlerde son olması da yavaş yavaş bayatlamaya başladı. Seyirci daha orjinal daha değişik son bekliyor…

HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİLDİR!

Günümüzde olduğu gibi sosyal medyadan gülen yüzler, mutlu pozlar gerçek yaşamı yansıtmıyor. O pozların arkasında ne dramların olduğunu bu dizide de görüyoruz. Katili araştırılırken ailenin sırları da bir bir ortaya dökülmeye başlıyor. Anne çok güçlü; başarılı, zeki ve evin ekonomisini sırtında taşıdığı için oğullarının gözünde saygın ve dokunulmaz. Özellikle küçük oğlu annesine tapıyor. Diğer iki büyük oğlanın tuhaf yanları var ama anne o kusurların üstünü kapatmayı çok iyi beceriyor. Gelinlerine karşı da kaynanalık yapmaktan geri durmuyor. Gerektiği zaman iğnelemeyi ihmal etmiyor. Çevreye karşı iyi görünmek için aşırı efor harcıyor. Aşırı kontrollü bir kadın ama Merritt’in ölmesiyle olaylar kontrolden çıkıyor artık…

Nicole Kidman için izledim bu diziyi. Netflix’te sık görülmeye başladı. Güzelliğinden, inceliğinden bir şey kaybetmeyen aktris oyunculuğuna çok şey katmaya devam ediyor.

Kocasını canlandıran Liev Schreiber de son derece başarılı, ne iş yaptığı belli değil, medya basınına eşiyle bolca poz verip 29 yıllık mükemmel evliliğinden söz etmekten başka bir şey yapmıyor. Zenginliğin keyfini çıkarıyor, denize bakarak içkisini yudumluyor..

Temel rollerden birini canlandıran düğünü olacak gelin yazık ki iyi performans göstermiyor. Fiziğiyle oynuyor ama ruhuyla oynamıyor. Hiç inandırıcı gelmedi bana. Eve Hewson’un oyunculuğunu beğenmedim.

Düğünde davetli olan Fransız kadın İsabelle Adjani’yi zor tanıdım, botoks yaptırmaktan yüzünün o güzelim ifadesi tamamen kaybolmuş. Onu ilk kez 1994’te gösterime giren “Kraliçe Margot”da izlemiştim. O ne güzellik, o ne oyunculuktu öyle…Sanırım o filmle Cezar En İyi Kadın Oyuncu ödülü almıştı. Eminim doğal yaş alsaydı, yüzünün ifadesi ile daha güzel olacaktı…

Altı bölümlük mini dizi Amerikalı yazar Elin Hilderbrand‘in 2018 yılında aynı adla yayınladığı romandan uyarlanmış. Mini dizileri izlemeyi seviyorum, film tadı veriyor. Ayrıca dizinin jeneriği ve introsunu çok beğendim. Hep birlikte sahilde dans şovu görülmeye değer. Senaryo ile çelişiyor ama seyirciyi de anlık mutlu hissettiriyor. Bir de dizideki bir cümleyi çok beğendim. Altını çizmek için yazımı bu cümle ile tamamlayayım.

“En iyi yalancılar bile çok iş çevirmekten yorulur veya bunalır ve sonunda patlar” 

Yönetmen : Susanne Bier

Senaryo : Courtney Grace, Jenna Lamia, Elin Hilderbrand,  Alex Berger, Leila Cohen, Bryan M. Holdman, Evelyn Yves

Görüntü Yönetmeni : Roberto De Angelis, Shane Huribut

Kurgu : Sam Williams, Morten Højbjerg

Müzik : Rupert Gregson-Williams

Oyuncular : Nicola Kidman, Liev Schreiber, Dakota Fanning, Eve Hewson, Billy Howle, Meghann Fahy, Jack Reynor, Sam Nivola

ABD / Suç-Gizem-Dram / 6 Bölüm 5 Dk.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz