11. Uluslararası İpekyolu Film Festivali

Bereketli Yol

Umay Ana’dan İpekyolu Film Festivali’ne 

Hakkında öğrenmeye doyulacak gibi olmayan insancıl, doğacıl, eşitlikçi, hatta kimi yerde “kadın”ı önde tutan Türk Mitolojisi, mitolojimiz ne uzun ne geniş ne güzel. Şiddeti, tacizi marifet bilen tanrıları yok, “Erlik Han” dışında kötülüğü iş edineni yok, ki bu onun görevi, topluma yardımcı ruhlarıyla, iyiliğe özendiren kahramanlarıyla dolu dolu. Umay Ana gibi iyilikçi, kadını, çocuğu, yavru hayvanları koruyan kahramanları var. Dünya ataerkil döneme geçtikten sonra bile “Umay gibi annem hatunun kutu / devleti sayesinde küçük kardeşim kül tigin er adını aldı” (Kül Tigin Yazıtı, Doğu Yüzü) diyerek annesini Umay’a benzeten, kadına kut / devlet yakıştırmaktan ar etmeyen kağanları var… Peki, diğer mitolojilere kıyasla varoluşun tüm ögelerine daha saygılı sevgili yaklaşan, şiddetin başrol oynamadığı mitolojimiz dururken, mitoloji dendiğinde neden başka kültürlerinki aklımıza geliyor? Bu algıyı nasıl değiştirebiliriz?

Daha önce yazdığım mecralarda da bu konuyu açmışlığım, bu soruyu sorup yanıtlar üreterek önerilerde bulunmuşluğum var. Cumhuriyet gazetesinde (16 Kasım 2021) “Mitolojimizi ilkokullardan başlayarak okullarda okutsak, kültür sanat eserlerinde konu edilmesini ya da esinlenilmesini sağlayarak günlük yaşamımızın içine katsak, örneğin bir seramik eserinde, karikatürde, resimde… canlı, yaşanır kılsak, -yine- çağdaş medeniyetler seviyesini yükselten kültürlerden biri olmamız işten değil” diyerek ürettiğim öneriyi selamlayan güncel bir işle karşılaşınca yazımı bu girişle başlatmayı olanak bildim. “11. Uluslararası İpekyolu Film Festivali”nin afişi. Afiş tasarımında Kırgızistan’daki Cengiz Aytmatov Müzesi’nin bahçesinde sergilenen Köktürk Kağanlığı (6-8. yy) döneminden bize miras kalmış Umay Ana heykelinin fotoğrafı kullanılmış. Fotoğrafı çeken ise Türk Mitolojisi’ne çok değerli emeği geçen, sanat tarihi uzmanı Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu.

Çoruhlu, Umay Ana heykeline ilişkin şunları söylemekte. “Fotoğrafta bulunan heykel üç dilimli bir taç giymekte ve sağ elinde baş ve işaret parmağı ile bir sunu kadehini tutmaktadır. Bu kadeh ve içindeki sıvı ölen atayı dirilten veya insana can veren sıvıyı temsil edebilir veya öteki aleme götürülen bir sunu veya hediyeyi ifade ediyor olabilir. Boynunda bir gerdanlık bulunan taş heykelin temsil ettiği insan figürü aynı zamanda Bozkırda görülen türde bir kaftan giymiş olarak tasvir edilmiş olup yüzü bölge Türk kadın tiplerine uygun olarak yansıtılmaya çalışılmıştır. Bu yüz tipi genel olarak “ay yüzlü” diye de tabir edilir”.

Festival de Türkistan’ın bereketini Anadolu’ya taşıyan, Kibele’ye yeniden can veren Umay Ana’nın heykelinin sanatın, sinema sanatının geçmişten günümüze yaratıcı gücünü en iyi biçimde yansıttığından esinle bu yılki temasını “Türkistan’ın Bereketinden Anadolu’nun Bereketine…” olarak belirlemiş.

Festivalin başlıklarına baktığınızda da nasıl bereketli bir içeriği olduğunu hemen görüyorsunuz. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği, SETEM’in düzenlediği “11. Uluslararası İpekyolu Film Festivali” 15-18 Aralık tarihlerinde Atlas Sineması’nda ücretsiz izlenebilecek. Her yıl olduğu gibi bu yıl da İpekyolu güzergâhından yoğun ilgi gören festivale Türkiye, Çin, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan, Kazakistan, İtalya, Suriye, Hindistan, Irak, Yunanistan, İran, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden yapılan “Uluslararası İpekyolu Ödülü” başvurularının yanında, diğer kıtalardan da yoğun başvuru olunca, festival İpek Yolu’nu Avrupa, Amerika, Avustralya kıtasına değin “Uluslararası Kardeşlik Ödülü” de düzenleyerek uzatmak durumunda kalmış. Böylece ön jüri tarafından belirlenen Almanya, Arjantin, Avustralya, Bosna, Endonezya, Fransa, Mısır, Rusya, ABD’den filmleri de izleyebilmiş olacağız.

Ulusal Belgesel Film, Şafak Tavkul Ulusal Animasyon Film, Ulusal Kısa Film finalistlerini de göreceğimiz festivalde çok özel gösterimler de olacak. Kuruluşunun yirminci yılını kutlayan SETEM’in sinema ve telif alanındaki öncü eylemleri, sinema alanı ve üyeleri için elde ettiği kazanımları birinci dereceden tanıklıklarla konu eden belgesel çalışması “SETEM 20 Yaşında”nın yanı sıra, “Kameranın Ardındaki Kadın Bilge Olgaç”, “Güvendiğim Dağlar”, “Sadık Bey”, “Paramparça” olarak sıralanabilir bu filmler.

SETEM kurucu üyelerinden yönetmen, animatör ve müzisyen Şafak Tavkul‘u anma etkinliği ise ailesi, dostları ve sinema emekçileriyle hayata geçirilecek. Festival kapsamında Derviş Zaim’in yürüteceği yönetmenlik atölyesi de pek cazip.

Daha önce Vedat Türkali, Ertem Göreç, Safa Önal, Mehmet Dinler, Ülkü Erakalın, Aram Gülyüz, Necip Sarıcı, Yılmaz Atadeniz, Memduh Ün, Duygu Sağıroğlu, Ertunç Şenkal, Tolgay Ziyal, Hüsamettin Ünlüoğlu, Annie Pertan, Aycan Çetin, Aytekin Çakmakçı, Yavuz Turgul, Engin Ayça gibi değerli sinemacılara verilmiş olan SETEM Emek Ödülü ise bu yıl Feyzi Tuna’ya verildi. Tuna’ya ödülünü bir dönem asistanlığını yapan meslektaşı FİLM-YÖN Başkanı Biket İlhan 18 Aralık’ta Atlas Sineması’ndaki kapanış töreninde sunacak.

İyi seyirler. Sanata evet.

4 YORUMLAR

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz