SIRADAKİ FİLMİN İSMİ ”PAMUK ŞEKER” Mİ?
İftarlık Gazoz filminin yönetmen koltuğuna, filmin senaryosuna da imza atan 1966 Muğla doğumlu Yüksel Aksu oturmuş. Yüksel Aksu, bugüne kadar “Dondurmam Gaymak (2006), Anadolu’nun Son Göçerleri Sarıkeçililer (2010) ve Entel Köy Efeköy’e Karşı (2011)” filmlerini çekti. İçlerinde en çok ses getiren ise Dondurmam Gaymak oldu. Yönetmen, çocukluğundan kesitler sunduğu hikayelerini, Ege şivesi ile Muğla’da çekmeyi tercih ediyor. Bu gayet doğal bir durum. O yörenin çocuğu olduğu için hem tabiat örgüsüne hem de örf ve adetlerine hakim bir yönetmen. Bu artı durum nedeniyle filmlerini sıkılmadan, rahat bir ortamda çekebiliyor. 1970-1980’li yılları anlatmayı seven Yüksel Aksu’nun, Dondurmam Gaymak, İftarlık Gazoz derken önümüzdeki yıllarda ”PAMUK ŞEKER” yada ”MACUNCU” ismini koyacağı bir dönem filmine daha imza atması yüksek bir olasılık 🙂
AH, O ESKİ KOMŞULAR…
İftarlık Gazoz, sımsıcacık hikayesi ile sizi sarıp sarmalayıp, hem güldürüp hem ağlatırken, 50 yaş üstü seyirciyi de çocukluğuna götürüyor. O yıllarda cep telefonları yok, sinemalar yeni açılmaya başlamış, televizyon Türkiye’ye yeni gelmiş (onu da sadece parası olan alabiliyor). Yani lafın kısası, teknoloji yok ama birbiri ile komşuluk ve insan ilişkileri yüksek mutlu insanlar var. Canın mı acıdı, sıkıntıya mı düştün, yardıma mı ihtiyacın var, düğün mü var, bayram mı var, cenaze mi var? Mutlaka yanında bir komşu, omuzunda dost eli görürsün. İşte, öyle içten ve samimi insanların yaşadığı dönemdi o yıllar. Sevgili Aksu’nun yüreğine, kalemine sağlık. O yılları içtenlikle anlatmış filminde bize.
Cem Yılmaz, Türkiye’nin yetiştirdiği ender yetenekteki oyuncu ve yönetmenlerinden. Özellikle, üstüne basa basa söylüyorum kimse onun oyunculuğuna laf söyleyemez. Adama odunu oyna deyin odunu, masayı oyna deyin masayı oynar. Bu yetenekli insanın, oyunculuğu ile çok şey kattığı filme bence yönetmen ve senaryo olarak da müdahalesi olmuş. Bazı sahnelerde yönetmen Cem Yılmaz filmi izliyorum sandım. Belki yanılıyorum ama bana öyle geldi 🙂
KİMİN YANINDAYIZ? HOLLANDA MI? ALMANYA MI?
Filmin artıları olduğu kadar eksileri ve eksikleri de var tabi ki.. Ramazan günü, tv’de Dünya Kupası turnuvasında Almanya ile Hollanda maçı var. Almanya’nın gol attığı söyleniyor ve bizimkiler kahvede Türkiye gol atmış gibi sevinip havalara uçuyor. Ne alaka? Kaldı ki beyaz perdeye yansıyan görüntülerde, Almanya yerine Hollanda’lı sporcuların gol sevinci görülüyor. Sevgili Yüksel, o sahneyi önemsememiş anlaşılan. Aslında bu hataları bizim yönetmenlerimiz çok sık yapıyor. Bir önceki çektikleri sahneleri, yeni sahneleri çekmeden önce kontrol etmiyorlar. Bir önceki sahnede oyuncunun dudağı kuru muydu, çatlak mıydı? Elbisesi aynı yerden yırtık mıydı değil miydi bakmıyorlar. Diğer bir sahnede sağcı bir grup, akrep ismi verilen ağır silahlarla taa Ankara’dan gelip herkesin içinde devrimci genci tarayıp, delik deşik ediyor. Yapma sevgili kardeşim, bu kadar acımasız olma. O dönemde tabanca varken, kim kaybetmiş ki sen bulasın 3 tane akrebi! Hem, o devrimci genç ortalarda elini kolunu sallayarak korumasız gezerken o kadar tantanaya ne gerek var? Bir de bu, sağ-sol muhabbetinin suyu çıktı artık. Güzel, sıcak bir konu yakalamışsın şart mı içine siyaset sokmak? Diyelim ki şart.. E, be güzel kardeşim o dönemdeki solcuların hepsi mi sütten çıkma ak kaşık, hepsi mi masum, hepsi mi kitap okumayı seven aydın kişiler? O dönemdeki sağcıların hepsi mi cahil ve katil?
TÜTÜN TARLASINDAKİ ATEŞ BÖCEKLERİ
Yönetmen Aksu, Çağan Irmak’ın hala mirasını yemeye devam ettiği “Babam ve Oğlum” filminden etkilenmiş olacak ki, hafızalara kazınan ”-benim yüzümdeeenn” repliği ile yürek yakan babanın isyan sahnesini cinsiyet değiştirerek filmine koymuş. Bana göre keşke koymasaydı o sahneyi. O sahneyi izleyenlerin doğal olarak aklına Babam ve Oğlum filmi geleceği için etkisi ve vuruculuğu azalıyor konunun.
Filmin en beğendiğim sahnesi, sabah karanlığında löküs lambaları ile tütün tarlasında tütün kıran işçilerin ateş böceklerine benzeyen muhteşem görüntüleriydi. Oyunculuklar genelde başarılıydı. Ancak, Cem Yılmaz’ın dışında küçük oyuncu Berat Efe Parlar ve annesini canlandıran Ummu Putgul diğerlerine göre bir adım öne çıkan isimler. Bu film iş yapar mı? O kadar kötü filmin içinde insani duyguların yüksek olduğu bu filmde iş yapmasa artık ”batsın bu dünya”..
Sözün özü: 1970’li yılların insanlarının sıcak hikayesini anlatan dönem filminde, eski yaşantıları hatırlamak, hem gülmek hem de duygu yoğunluğuna kapılıp ağlamak istiyorsanız bu film tam size göre, kaçırmayınız!
Çıngıraklı Top, Yüksel Aksu’nun sadece oyuncu olarak yer aldığı ve Egemen Ertürk’ün yazıp yönettiği bir filmdir. Dondurmam Gaymak ya da Entelköy Efe Köy’e karşı 70’lerde geçmediği için bu film Yüksel hocanın ilk dönem filmidir. Daha doğru bilgilerle ve daha seviyeli bir üslup kullanarak bir eleştiri yazısı yazmanızı tavsiye ederim. Ayrıca naçizane bir başka tavsiyem şudur “TÜTÜN TARLASINDAKİ ATEŞ BÖCEKLERİ!!” derken ünlem kullanılmaz, kaldı ki Türkçe’de ünlem kullanılacak herhangi bir cümlede iki ünlem işareti kullanılmaz. Bir sanat eseri eleştirme iddiasında olan birinin daha dikkatli bir dil kullanımı gerekir.
Bizleri eleştirip yanlışlarımızı düzeltmemizi sağladığınız için size çok teşekkür ederiz. Sizler için daha iyi olmaya çalışacağız. Sağlıcakla kalın.
“1970-1980’li yılları anlatmayı seven Yüksel Aksu’nun, Dondurmam Gaymak, İftarlık Gazoz derken önümüzdeki yıllarda ”PAMUK ŞEKER” yada ”MACUNCU” ismini koyacağı bir dönem filmine daha imza atması yüksek bir olasılık ?”
Çok zekice(!) bir espri olmuş, yazar ameliyatla komik olmuş sanırım :)))