Film bir animasyon konsepti lakin daha önceleri izlediklerimizden çok farklı -sanırım pandemiden dolayı film şirketleri biraz daha kaliteli animasyon filmleri yapmaya yöneldiler örneğin Netflix’in The Liberator projesi de animasyon konseptiyle bayağı başarılı bir projeydi. Karakterlerin yüzleri vücut tipleri hareketleri resmen bireyler oynuyor gibiydi-. Şöyle ki daha profesyonel çalışmalar yapılıyor/yapılmış hareketlerden mimiklere görsellerden fiziksel özelliklere kadar her şey neredeyse sinema filmi boyutuna gelmiş örneğin 3d bir gözlüğünüz olsa gerçek karakter zannedebilirsiniz bu animasyon karakterlerini.
Tabi şirketler sanırım harcadıkları paraların karşılığını alıyor bizde Kötü Kedi Şerafettin yapıldı o da bayağı başarılı bir işti maalesef yeterli sayıda izleyici bulamadığı için onun üzerine çıkmaya çalışan veya o kalitede farklı bir proje yapmak isteyen bir şirket daha ortaya çıkmadı. Halbuki çok iyi karikatüristlerimiz var. Neyse ben bağlamdan kopmadan filme döneyim.
Soul filminin ana karakteri Joe bir caz sanatçısıdır. Yarı zamanlı bir şekilde çocuklara müzik eğitimi vermektedir. Annesi bir terzidir ve oğlunun artık başarılı olması/başarması için elinden gelen bütün desteği verir. Joe’de bunun farkındadır ve tam zamanlı olarak iş teklifi almak için elinden geleni yapar. O iş teklifi çok geçmeden gelir lakin Joe’nin bahtı birden açılır ve hayallerini süsleyen bir iş teklifi alır hemen oraya gider. Kıyafetlerinden üslubundan çok hoşlanılmasa da gittiği yerde Joe piyanonun başına oturur ve sanatını icra eder. Grup, Joe’dan memnun kaldığı için bir iş teklifi yapar, Joe oradan sevinçle ayrılır annesine haber vermeye giderken başına tam bir Orhan VELİ trajedisi gelir, çukura düşer.
Gözlerini farklı bir bedenle açar kendini tanımaya çalışır lakin anlam veremez olup bitene o sırada oradan geçen birilerine sorular sorar ve öldüğünü anlar. Hemen nasıl geri döneceğini sormaya başlar bu soru ve koşturmaca onu Yeni Dünya’ya -Sen Semineri’ne- taşır. Joe’nin tekrar Dünya’ya dönüp hayatına devam etme isteği seminer sırasında onu 22 ile ekip olmaya iter.
22, Dünya’ya gitmek istemeyen birçok başarılı bireyi pes ettiren bir ruhtur. Joe tam başarılı oldum annemi mutlu edeceğim başardığımı herkes görecek derken ölmesi nedeniyle bir an önce 22’i Dünya’ya gitmesi için ikna çabalarına başlar. Lakin 22 inatçıdır ve Dünya’ya gitmek istemez bunun için heyecan da duymaz. Bizim içimizde yaşayıp kimseye tutunamayan ve intihar eden bireylerin düşüncelerine paralel düşüncelerini Joe’ye ifade eder.
Joe, kendi keyif aldığı şeylerle ve basit sıradan hayatıyla onu bir şekilde ikna etmeye çalışır kendi gitmese bile heyecan duymasını hakkını kendisine vermesini ister. 22 ile beraber Joe bir bitirim ikili ortaklığına benzer duygusal bağlantı kurdukları yolculuğa çıkar. 22 Joe’yi çok istediği için kaçak yollarla hayatına kavuşturur ama işler geri dönüş yolunda ters gider. Joe kedi bedenine girer 22 Joe’nin bedenine. İnsanlar 22’yi Joe zanneder.
Bütün hikaye bu şekilde başlar aslında. 22’nin Joe’nin bedenine girmesi ve insanların onu Joe sanmasından yola çıkarak hem komik hem de üzerine çok fazla düşündürecek felsefi derinliği olan güzel bir hikaye içerisinde kayboluyoruz.
Animasyonun bütün mesajları buradan sonra karşımıza çıkıyor. Ufak değişimlerin hayatımızda olumlu yönde çok farklı etkiler göstereceğini az insan çok huzur bireylerle daha az samimiyet daha fazla yalnızlık tek düze bir yaşam mottosunun bizlere çokta mutluluk getirmediğini görüyoruz. 22’nin hareketleriyle ilişkileri daha farklı bir boyuta taşınan Joe’nin tüm sorunları çözülmüş gözüküyor lakin bizlerin sorunları nasıl çözülecek bunun cevabı için Gülseren Buğdaycıoğlu’nu aramak gerek.
Lakin müzik kullanımı için kimi aramak gerek onu bilemiyorum zira animasyon içerisinde müzik kullanımı çok iyi olmasa da sizi filmin sonuna taşır ve çok rahatsız etmez animasyonun tadını çok kaçırmaz lakin burada öyle bir müzik kullanımı var ki bizim sinemada yayınlanan filmlerinizin %90’ında böyle başarılı bir müzik kullanımı yok. Örneğin Joe’nin öldüğü sahnede siyahlığın içerisinde gösterilen beyazlıkla verilen ying yang felsefesi alt yapısını doğru müzik seçimiyle taçlandırıyorlar.
Soul için bundan sonra yazacaklarım spoiler içereceği için keyfinizi kaçabilir o yüzden mutlaka izlemenizi öneririm.
MİSAFİR YAZAR : BURAK GÖRE
Yönetmen : Pete Docter, Kemp Powers
Senaryo : Mike Jones, Pete Docter, Kemp Powers
Görüntü Yönetmeni : Matt Aspbury, Ian Megibben
Kurgu : Kevin Nolting
Müzik : Trent Reznor, Atticus Ross
Seslendirme Kadrosu : Jamie Foxx, Tina Fey, Daveed Diggs, Phylicia Rashad, John Ratzenberger
ABD / Animasyon-Macera-Komedi-Aile / 100 Dk.