Her Şey Dahil
Güldürmeyen film aynı zamanda teknik bakımdan bir senaryoya da sahip değil. Tekrar ediyorum, kötü bir senaryosu yok demiyorum, tam anlamıyla bir kurguya sahip değil bu yapım.
Daha önce de sıklıkla bahsettiğim gibi emek ürünü olan yapımlara, emeğin büyük bir değer olması itibari ile saygım var. Ancak “Her şey Dahil”, sinema adına her olumsuzluğu içine dahil ederek bu yönü ile bile saygıyı hak etmiyor.
Bizim gibi özellikle oyuncuları itibariyle bu türden filmlere emek, zaman ve para vererek giden izleyicilere bu türden kötü yapımları layık görmek izleyicilere çok büyük haksızlık ve bu haksızlığa filmin isminden rol çalarsak saygısızlık da dâhil aynı zamanda.
Her Şey Dâhil Olabilir Ama Bu Bir Film Değil ki?
Bu haftanın festivallerden ödüllerle dönen ve merakla beklenen Emin Alper’in “Kurak Günler” ve Kazım Öz’ün “Elif Ana” filmiyle birlikte birçok sinema salonunda kendisine yer bulan başka bir yerli film de, yapımcılığını “Sacro Film”in üstlendiği, yönetmenliğini Hakan Eser’in yaptığı “Her Şey Dahil.”
Yönetmen Hakan Eser öncesinde de “Leblebi Tozu”, “Kaç Kaçabilirsen” gibi vasat altı filmler çekmişti. Eser’in geçmiş yapımlarına bakınca tabi ki sinema salonuna çekinerek gitmek için çokça nedenimiz var.
Basında galaya başrol oyuncularından Gonca Vuslateri’nin gelmediği haberleri ile kendisine magazin programlarında yer bulan filmin konusuna baktığımızda; Faruk (Gürgen Öz), Ayhan ve Kasım farklı donörlerden dünyaya gelen üç kardeştirler. Kardeşlerin farklı özellikleri bulunsa da üçünün ortak noktası herhangi bir işte tam olarak dikiş tutturamamalarıdır. Bunu en çok Faruk’un filmin ilk sekanslarında şahit olduğumuz telefon şirketindeki hallerinden anlamak mümkün. Bir gün üç kardeş babalarından az bir borcu varsa da bir tatil koyunun miras kaldığını öğrenirler.
Avukat Kutbettin’in (Sinan Engin) onlara bu müjdeli haberi vermeleri üzerine akıllarına bir tatil köyü açma fikri gelir. Ancak bunu yapacak ne maddi imkânları ne de klişe tabirle “vizyonları” vardır. Faruk bir gün otelde çalıştığı sırada yanlışlıklar komedisi olarak Gonca Vuslateri’nin hayat verdiği roman yazarı ile tanışır. Kendisini affettirmek için onu da köye çağıran Faruk bir süre sonra tatil için gelen müşterilere natürel hayat diye yarattıkları ve tatil köyünün ismine “Paradise” deseler de aslında ıstırap dolu bu cehenneme onu da ortak eder. Ve tatilciler ile üç kardeş arasında bu durum bir dizi sorunu gün yüzüne çıkartacaktır…
Bir “Gonca” Eziyet…
Çekimleri Datça’da yapılan, kimi oyuncularını daha önce hiçbir film deneyimi olmayan kişilerden tercih eden yönetmen Hakan Eser’in “Her Şey Dahil”in de avukat Kutbettin rolüyle spor yorumcusu Sinan Engin de filmin başı ve sonunda olmak üzere kısa rollerde karşımıza çıkıyor. Kâğıt üzerinde komik olması beklenen ve bu amaçla çekildiği anlaşılan film için bu teknik bilgilerden sonra okuyucularıma verebileceğim tek doğrudan tavsiye bu filmden uzak durmaları olacak. Zira film öncelikle hiçbir aşamada maalesef güldürmüyor. Böyle bir beklentiniz varsa (ki bu filme o amaçla gittiğimiz ön kabulümüz), hatta her şeye gülen yapınız olsa bile gerek filmin metni gerekse de oyunculukları itibariyle kesinlikle gülmeye imkân bulamayacaksınız. Espriler oldukça bayağı, yavan, ilkokul müsamerelerini aratmayan nitelikte…
Güldürmeyen film aynı zamanda teknik bakımdan bir senaryoya da sahip değil. Tekrar ediyorum, kötü bir senaryosu yok demiyorum, tam anlamıyla bir kurguya sahip değil yapım. Bilhassa tatil köyü kısımlarında filmin bir şekilde vaktini geçirtmek için o kadar çok hilelere başvurulmuş ki… Yok ağaç içinde aniden bakan genç tatilcinin kafasına sopa ile vurma, yok arada babalık üzerine konuşmalar vb. o kadar akıllara seza, kolaj görünümlü kısımlar var ki…
Oyunculuklarda ise, en başta Gonca Vuslateri’nin sürekli bağıran, kulaklarımızı tırmalayan sesi için zamanımız bu kadar çok mu Allah aşkına? Vuslateri’nin artık her an benzer şekilde karşımıza çıkan o tipik halleri, romantik komedi filmlerinde rol olmak adına kötü rollere bürünmeleri gerçekten de umut vaat eden genç oyuncu adına çok yazık. Bir tek Gürgen Öz ile bir başka kardeşi canlandıran Kaan Yılmaz’ın oyunculuğunu beğendim. Diğer tüm oyuncuların performansı tamamen inandırıcılıktan ve yetenekten yoksun, buna Hakan Bilgin de dâhil maalesef. Filmin kamera kullanımı, Saki Çimen’e ait müzikleri de yine vasat altı…
Daha önce de sıklıkla bahsettiğim gibi emek ürünü olan yapımlara, emeğin büyük bir değer olması itibari ile saygım var. Ancak “Her şey Dahil”, sinema adına her olumsuzluğu içine dahil ederek bu yönü ile bile saygıyı hak etmiyor. Zira bu türden yapımlar kimi yetenekli oyuncuların boşu boşuna vakitlerini ziyan ederek kendilerini iyi yapımlarda boy gösterme fırsatlarını belki de ellerinden alıyor.
Bizim gibi özellikle oyuncuları itibariyle bu türden filmlere emek, zaman ve para vererek giden izleyicilere bu türden kötü yapımları layık görmek izleyicilere çok büyük haksızlık ve bu haksızlığa filmin isminden rol çalarsak saygısızlık da dâhil aynı zamanda. O nedenle sinema salonlarında birçok nitelikli yapımın görücüye çıktığı bu verimli haftada filmdeki tatilcilerin “ama tatil değil ki bu” dedikleri gibi her şey dâhil olabilir ama kesinlikle iyi bir film buna dâhil edilmemiş diyelim ve sinema haftamıza her şeyi dâhil etmeyelim…
Yönetmen : Hakan Eser
Senaryo : Şeyda Delibaşı, Hakan Eser
Görüntü Yönetmeni : Mahir Gül
Kurgu : Aytekin Birkon
Müzik : Saki Çimen
Oyuncular : Gürgen Öz, Gonca Vuslateri, Hakan Bilgin, Kaan Yılmaz, Aslı Bankoğlu, Tuncay Beyazıt, Yağmur Ün, Nikki Wild, Özgün Bayraktar, Rüya Coriç, Hazal Erişkin, Gökhan Tevek
Türkiye / Komedi / 100 Dk.
Çok Haksız yorum yapmışsınız O kadar ortada bir emek var emek de hiçe sayılmamalı gayet güzel bir komedi boş konuşmak karalamak bu kadar kolay olmamalı
Ben çok beğendim oyuncular iyi Harikaaa
1986 yapımı, Harold Ramis’in yönetip, başrolde Robin Williams’ın oynadığı Club Paradise filminin “fazlasıyla” benzeri bu hikaye. Tesadüf olamayacak kadar örtüşüyor konular!
Oyuncuların hepsini severim ancak konusuz saçma sapan bir film olmuş,sürükleyiciliği olmayan espiri gücü çok zayıf bir film.