Bir Gece / Une nuit
Bir gecede ne kadar delirebilirsiniz?
Tamamı gece çekilen filmi izlerken bana fenalık geldi! Bitse de gitsem diye saate bakıp durdum. Ben zaten, hem yazıp, hem yönetip hem oynayan, yani her şeyi kendisi yapanlara biraz kıl olmaya başladım. Fransız filmlerini severim, romantik film seven tüm kadınlar gibi. Ama görüyorum ki Fransız filmleri giderek romantik olmaktan çıkıp seks filmine dönüşüyor! Tamam Fransızlar seks sever, şarap içip sevişmedikleri gece yok gibidir, ama bu kadar mı?
Fransız filmlerini severim, romantik film seven tüm kadınlar gibi. Ama görüyorum ki Fransız filmleri giderek romantik olmaktan çıkıp seks filmine dönüşüyor! Tamam Fransızlar seks sever, şarap içip sevişmedikleri gece yok gibidir, ama bu kadar mı?
Film metroda başlıyor. Tipik Paris, itiş kakış binilen bir metro vagonu. İstanbul’u, Paris’e benzedikçe daha çok seviyorum, bizde artık metroya itiş kakış biniyoruz, çoğu istasyon ve saatte, ama Marmaray, daha vahim. O biraz RER gibi. Yani Paris’in etrafındaki banliyölere servis yapan trenler. Filme dönelim. Metroya zar zor binen bir kadınla adam, birbirlerini rahatsız ettikleri için ağız dalaşına girer. Fransızların “chier” dedikleri durum. Dır dır kavga, kimse susmaz. Metrodan aynı istasyonda inip de şipşak fotoğraf çeken perdeli makinenin içinde o da ne? Bir çift sevişiyor! Yok artık. Bizim itişenler! Ama gerçekten oha oldum. Biraz muhafazakar mıyım ne? Ne çabuk heyecanlandınız da hemen birbirinizin üzerine atladınız? Atladıkları yetmez, biri ötekinin telefonunu kanala atınca o da onunkini atar ve sanki mendillerini atmış gibi devam ederler!
Gece uzun
Sonrası bütün bir gece sürer. Oradan oraya sürüklenirler. Davetli olmadıkları bir gençlik partisine süzülüp bedava içer, koklaşırlar, o kimin eli kimin cebinde belli olmayan yerde çantaları da ceketleri de gitmiştir, onlar da başkalarınınkini yürütür. Hiç de genç değillerken!
Lokantaya gidip yer içer, paraları olmadığı için topuklarlar. Sabaha kadar orada burada koşuşur, maşallah hiç yorulmaz, Fransızların çok sevdiği gibi sürekli kavga eder, sürekli tartışır, sürekli felsefe yapar, sürekli aşktan konuşurlar. Ben de saatime bakıyorum, bitse de gitsek diye o arada. Galiba artık Fransız filmlerini sevmiyorum.
Arada bir de hastane sahnesi filan vardı. Birlikte izlediğim arkadaşım, oradan bir dram çıkardı ama ben çıkaramadım. Artık siz çıkarın bir zahmet.
Ben zaten, hem yazıp, hem yönetip hem oynayan, yani her şeyi kendisi yapanlara biraz kıl olmaya başladım. Alex Loutz, aslında yıllardır aktör olarak var sinemada. Bir Gece, yönettiği ilk filmi ve Cannes’da Özel bir Bakış bölümünde gösterildi. Orada verdiği bir söyleşide, bu filmde arkadaşı Karin Viard ile birlikte oynamalarına o olmasaydı olmazdı diyor. Ayrıca bütün filmi gece çekmişler.
Neden yazmış
Filmin hikayesine ise iki yıl önce metroda bir kadınla adamın kavga ederken tanık olduğu aralarında geçen diyalogların aynı zamanda çok zekice ve sevimli olduğunu gördüğü için karar verip yazmış. Sonra onları fotoğraf kutusunda seviştirmek çok ilginç gelmiş. Film boyunca hem birbirleriyle itişip hem de ayrılamamalarına takmış kafayı, bunu aşkın olmazsa olmazı olarak niteliyor. Filmini AŞKA DESTAN olarak niteliyor. İtişip kakışırsınız ama ayrılamazsınız. Çift olmak, birbirini tanımak, bir insanlık deneyimidir, çok heyecan verici ve güzeldir, diyor.
Bunu ne kadar başardığına seyirci karar verecek. Bana fenalık geldi!
Yönetmen : Alex Lutz
Senaryo : Alex Lutz, Karin Viard, Hadrien Bichet
Görüntü Yönetmeni : Éponine Momenceau
Müzik : Vincent Blanchard
Oyuncular : Alex Lutz, Karin Viard, Jérôme Pouly, Noémie De Lattre, Kenza Fortas, Nicole Calfan
Fransa / Romantik-Dram / 90 Dk.
