Bana Karanlığını Anlat

Kaderimiz Böyleymiş…

Bu hafta sinemalarda gösterime giren “Bana Karanlığını Anlat”, İstanbul Film Festivali’nden “En iyi Özgün Müzik” ödülüyle dönerken, geçen hafta dağıtılan Adana Altın Koza Film Festivali’nden ise yine en iyi özgün müzik ve başrol oyuncusu Aslıhan Gürbüz’e de “Ela ile Hilmi ve Ali” filmindeki performansıyla başarısını perçinleyen sevgili Ece Yüksel ile birlikte en iyi kadın oyuncu ödülünü getirdi.

Yönetmen Gizem Kızıl‘ın ilk filmi olan “Bana Karanlığını Anlat” aslında karanlık bir olayı dramatize yanlar ile birlikte yer yer komik bazı anları da içine serpiştirerek sıklıkla artık sinemalarda bulunan feminist bir söylem yakalamaya çalışıyor fakat soru ortada, başarıyor mu? Gelin o zaman filme biraz daha detaylı bakalım öyleyse…

Nermin (Aslıhan Gürbüz) ilk sahneden de anlaşılacağı üzere kocası Veli ile tam anlamıyla iletişimsizlik içindedir. Veli yemek yerken bile gözü eşinde değil ilerideki sahneden anlaşılacağı üzere boşandıktan sonra yeni eşi olarak belirlediği, annesinin de biricik gelini olarak gördüğü Zeynep ile mesajlaştığı telefonundadır. Yemek yediği esnada bir anda kalp krizi geçirir fakat Nermin’in bu durumdan pek şikayeti yoktur sanki.

Tam bir kayıtsızlıkla kocasının kalp krizini ve de can vermesini izlemekle yetinir. İşte film bu andan itibaren “durun Nermin’i hemen acımasız görmeyin, o aslında esas kurban, garibimin ne dertleri var bir bilseniz” demeye getiren sahnelere geçiyor. Tüm bu geçmiş hesaplaşmaların dışavurumu gibi görülebilecek sahneler gasilhanede tek mekanda izleyene sunuluyor.

Karikatür Tipler…Hep Kötüler…

Veli’nin cesedi gasilhanede defin için yıkanmayı beklerken Veli’nin annesi, kardeşi Bilal ve onun da eşinin dahil olduğu gittikçe Nermin’in kötülendiği kısımlar başlar. Özellikle anne o kadar gelin karşıtı resmedilmiş ki oğlu için hiç ağlamayan ve vasat söylemlerde bulunan annenin gerçekliği kafamızda soru işareti barındırmakta. Bilal de öyle, o da çizgi filmlerin kötü karakterleri gibi külliyen menfaati peşinde bir görünümle karşımızda. Bir an önce kardeşinin cesedinin yıkanıp işine gücüne bakmak ister gibi halleriyle. Ve de miras hesapçılığıyla…

Başarılı oyuncu Mehmet Yılmaz Ak’ın canlandırdığı dayı da oldukça cimri bir karakter olarak kalın çizgilerle görülürken, morg görevlisi işi gereği hep ölülerle yani suskunlarla uğraşmaktan olsa gerek geveze biri olarak tasvir ediliyor. Ya imam, o da tam evlere şenlik. Yeri gelmişken belirteyim mezamorto kısımlar, diskurlar, izleyen olarak bizlere “daha neler göreceğiz” dedirtti. Buradan da anlaşılacağı üzere tüm karakterler biraz da verilmek istenen mesajın ağırlığı ve mekanın kısıtlılığı nedeniyle oldukça karikatürize olarak resmedilmişler. Bu da sığ bir hesaplaşma hikâyesini, basit bir feminist mesaj verme amacını ve de söze ağırlık veren geveze bir filmi çıkartmış.

Bu kaba tasvir tıpkı tiyatro sahnesindeymişçesine bir diyaloğun bitimi sonrası başka bir hikâyeye atlama türü tuhaflıkları da barındırıyor. Her ne hikmetse ölenle baş başa kalmayı başaran Nermin’in o eşiyle hesaplaşma kısımları o kadar kötü çekilmiş ve metin o derece zayıf ki murad edilen tüm hisler bize geçemeyip üstelik bir de sıkılmaktan bitap düşüyoruz. İlk film deyip geçmek mi lazım, yoksa bu son dönem sinemamızın durumunu mu yansıtıyor diye daha da kaygılanma mı? Zira takip edebildiğim Adana Film Festivali’nde en iyi film ödülünü alan “Ela ile Hilmi ve Ali” gibi bir iki film dışında neredeyse iyi bir yerli yapım izleyememek bence şapkanın önümüze konulmasını gerektirmiyor mu?

Filmin istisna başarılı hallerinden birisi kuşkusuz duygu geçişlerini iyi veren Nermin rolüyle Aslıhan Gürbüz. “Kor” ve “Kırmızı Oda”da da benzer karakterlere hayat vermişti başarılı oyuncu. Onun bence talihsizliği metni çok zayıf, kendisine de zorlayan kurguya sahip yapımda yer alması olmuş anlaşılan.

Aile çatışmasını leitmotiv olarak belirleyeceğinin haberini veren sekanslardan başlayarak sonuna kadar absürt ya da kara komedi janrına uymayan niteliğiyle “Bana Karanlığını Anlat” benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Belki de morg görevlisi ve Nermin’in dediği gibi “kaderimiz böyleymiş ne yapalım” Yine de iyi oyuncu Aslıhan Gürbüz ve özgün film müzikleri için izlemek isteyenler de çıkabilir her şeye rağmen…

Yönetmen / Senaryo : Gizem Kızıl

Görüntü Yönetmeni : Burak Kanbir

Kurgu : Selda Taşkın

Özgün Müzik : Taner Yücel

Sanat Yönetmeni : Atilla Çelik

Oyuncular : Aslıhan Gürbüz, Serpil Gül, Gizem Güçlü, Yasemin Szawlowski, Selim Can Yalçın, Mehmet Yılmaz Ak, Giray Altınok, Ersin Arıcı, Aytek Şayan

Türkiye / Dram / 84 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz