Doktor Strange : Çoklu Evren Çılgınlığında / Doctor Strange in the Multiverse of Madness

Paralel evren yolculuğu tam gaz …

Örümcek Adam (2002), Örümcek Adam 2 (2004), Örümcek Adam 3 (2007) filmlerinden tanıdığımız, son 10 yıldır film çekmeyen yönetmen Sam Raimi yine uçanlı kaçanlı bir aksiyon-macera-bilimkurgu filmiyle karşımızda. Film, Doktor Strange (2016) ve Wanda Vision‘ın (2021) devamı niteliğinde. Aynı zamanda Doktor Strange’in uzun bir aradan sonra ikinci solo filmi.

Filmi izlemeye gideceklere küçük bir nasihatım olacak. Gerçekleşen olayların doğrudan bir devamı olan Doktor Strange : Çoklu Evren Çılgınlığında filmini izlemeden önce WandaVision‘u mutlaka izleyin. Anlatılan hikayeden daha çok keyf alırsınız. İzlemezseniz kafanız karışabilir. Benden söylemesi.

Film, Mistik Sanatlar ustası Doktor Strange’in (Benedict Cumberbatch) gördüğü rüya sekansı ile açılıyor. Gördüğü bu rüyaya bir anlam yükleyemeyen Strange, bir davette iken tepe göz diye tabir edebileceğimiz alnında gözü olan, devasa büyüklükte garip bir yaratığın şehri talan ettiğini görür ve yaratığa müdahale etmek için Süperman edası ile pelerinini kuşanarak kendini aşağı bırakır. Yaratık, Strange’in rüyasında gördüğü genç kızın peşindedir. Bir şekilde yaratık Wong’ın yardımı ile etkisiz hale getirilir.Boyutlar arasında dolaşabildiğini söyleyen Amarica Chavez (Xochitl Gomez), güçlerini isteyen kızıl cadının peşinde olduğunu söyleyerek Doktor Strange’den yardım ister.

Strange’de, genç kıza yardım etmek için Avengers üyesi olan Wanda’dan (Elizabeth Olsen) yardım ister. Ancak; iki erkek çocuğunun ölümüne şahit olan Wanda, çocuklarının ölümüne alışamamış ve hala onların hayalleri ile yaşamaktadır. Wanda, genç kızın gücüne sahip olarak çocukları ile sağlıklı günlere döneceğini düşünür ve Strange’e saldırarak kızın peşine düşer. Doktor Strange, Wanda ve America Chavez arasında ölüm kalım mücadelesi başlar…

Bol aksiyonlu, eğlenceli ama dengesiz

Doktor Strange : Çoklu Evren Çılgınlığında, bol aksiyonlu, cüretkar ve oldukça eğlenceli olmasına rağmen dengeyi tam tutturamayan bir yapım. Başka bir boyutta öldürülen Doktor Strange’in, diğer boyuttan gelen Strange tarafından ölüm uykusundan uyandırılıp zombiye dönüştürülerek, kızıl cadıya karşı güç birliği yapması oldukça eğlenceli. Önümüzde ki yüzyıl da Amerika’nın çevresinin, caddelerinin, binalarının kısaca her yerin ağaçlarla çiçeklerle donatılmış olarak gösterilmesi insanoğluna bir mesaj niteliğinde. Zaten filmde de Strange’e bir repliğinde ”-Neden, geleceğe iyimser değil de hep mahvolacak gözüyle kötümser bakıyoruz” dedirtiliyor.

Yapımda, Avangers üyeleri ve Örümcek Adam’dan bahsedilerek kendilerine selam gönderilmiş. İlk Kaptan Amerika‘nın kadın olduğunun altını çizen sahneler. Kaptan Amerika’nın, Süper gücü olmamasına rağmen diğer süper güçlerden daha güçlü gösterilmesini anlıyorum da kalkanın da neden İngiltere bayrağı olduğunu anlayamadım. Araştırmadığım için bilmiyorum, ilk Kaptan Amerika İngiliz miydi? Kaptan Amerika’nın soyadının Meksika’da yaygın olan soyisimlerinden biri olması da oldukça ilginç. Diğer yandan Profesör X, Fantastik Dörtlü üyelerinin gelecek zaman boyutunda süper kahramanları yargılayan konsey üyeleri olarak gösterilmesi de biryerlere mesaj niteliğindeydi. Yine, Doktor Strange’in gökdelenin en yüksek katından pelerinini kuşanarak Süperman gibi düşmanının üzerine uçarak gitme sekansı sevimli geldi bana.

Amerika ve üçüncü göz

Filmde herşeyi gören üçüncü gözden (seçkin bireyler tarafından oluşturulmuş küresel meseleleri kontrol etmeye çalıştığı iddia edilen gizli İlluminati topluluğu), görsel ve söz olarak sürekli bahsedilmesi ile nereye kime mesaj gönderilmek istenilmiş anlayamadım. Biz Amerikayız herşeyi görürüz, kontrol ederiz, yönetiriz demek mi istenmiş yoksa batıl inanca, önyargıya, dinin sosyal hayat üzerindeki etkisine, iktidarın kötüye kullanımına karşıyız mı denmek istenmiş karar veremedim doğrusu. Bence birincisi daha baskın gibi duruyor.

Amerika’da Amerika. Filmde baştan aşağı replikleri ve görselleri ile buram buram Amerika reklamı yapılıyor. Kendileri için iyi birşey olabilir ama diğer ülkelerin izleyicileri olarak bu durum ister istemez sıkıcı oluyor. Bu tür zırvalamalara ne gerek var diyor insan ister istemez. Uluslararası bir film yapıyorsanız kör gözüne parmağım dercesine bu tür milliyetçi reklamlara ne gerek var ki… Ayrıca anlatılan hikayenin Amerika’lı kahramanlarına Meksika, Portekiz, İspanya, Çin soyisimleri vererek biz Dünya’nın birleştirici, tek hakim gücüyüz mesajı vererek derin bir propaganda yapılıyor.

America Chavez’i tanıtma ve parlatma…

Filmin senaryosu daha iyi yazılabilir ve kurgulanabilirdi. Kamerası, bilgisayar hileleri ile zengilleştirilen görselleri ve olay örgüsüne uygun müzikleri iyiydi. Oyunculuklar ise ortalamanın üzerindeydi.   Benedict Cumberbatch‘e her rol yakışıyor ve her rolün altından başarı ile kalkıyor. Bu filmin en iyi oyuncusu bana göre Wanda Maximoff rolü ile Elizabeth Olsen‘di. İyi ve kötü kadın karakterlerini çok güzel yorumlamış. İki zıt karakteri aynı anda canlandırmak bir oyuncu için hiç de kolay değildir.

Sonuç olarak, Doktor Strange : Çoklu Evren Çılgınlığında bir önceki süper kahraman filmi Spider-Man : No Way Home’un yanında sönük kalan bir yapım. Biz bu filmi, yeni süper kahraman America Chavez’i (Chavez soyadı da Portekizce’dir) tanıtma ve parlatma filmi olarak da tanımlayabiliriz. Doktor Strange : Çoklu Evren Çılgınlığında, bu türün takipcilerini ve meraklılarını sinema salonlarına çekeceğini ve mutlu edeceğini düşünüyorum. Filmi ortakoltuğunuz da izlemeyi unutmayınız. İyi Seyirler.

Yönetmen : Sam Raimi

Senaryo : Michael Waldron, Scott Derrickson, C. Robert Cargill, Jon Spaihts, Jade Bartlett

Görüntü Yönetmeni : John Mathieson

Müzik : Danny Elfman

Oyuncular : Benedict Cumberbatch, Rachel McAdams, Elizabeth Olsen, Chiwetel Ejiofor, Benedict Wong, Xochitl Gomez, Bruce Campbell

ABD / Aksiyon-Macera-Bilimkurgu-Fantezi / 126 Dk.

OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz