Emeklilik Planı / The Retirement Plan
Nicholas Cage’ın Emekli Olmaya Hiç Niyeti Yok
Emeklilik planı, Diyaloglar ve B-tipi filmlere selam gönderen yapısı ile, Bobo ile Sarah’ın “Leon / Sevginin Gücü” filmini anımsatan duygusal tonunu da iyi kotaran yönleri ile hiçte fena bulmadığım bir yapım. Seyir zevki yüksek, izleyiciyi sıkmayan, kolay lokma diyebileceğimiz, dudak bükülmemesi gereken filmi izlemenizi öneririm.
Son dönemlerde, başarılı kariyere sahip oyuncu Nicholas Cage yönünden en temel eleştiri, B tipi filmler kategorisine sokulabilecek birçok niteliksiz yapımda sıklıkla kamera arkasına geçmesi olarak görülüyor. “Yüz Yüze”, “Melekler Şehri” gibi kalburüstü filmlerde yer alan, 1995 yılında ise “Leaving Las Vegas” filmi ile en iyi erkek oyuncu oscarını almayı başaran yüksek kariyerli oyuncunun bu tarz düşük bütçeli filmlerde oynamasının nedeni olarak borçlarının ödenme amacı olduğu da dilden dile dolaşmakta bir dedikodu olarak. Ancak ben kendi adıma oyuncunun son dönem filmlerini, başta da kendisini tiye almayı başaran “Yetenekli Bay Cage” olmak üzere birçok son dönem filminin halen oyuncu gücü ile hiç de yabana atılır olmadığını düşünenlerdenim.
Rambo Gücünde Bir Dede
Bu hafta vizyona girecek olan oyuncunun son filmi olan “Emeklilik Planı/The Retirement Plan” filminde kamera arkasına Tim Brown geçmiş. Film, hızlı bir aksiyon sahnesi ile açılıyor. Ana karakterlerden Ashley’in (Ashley Greene) siyahi eşi, tehlikeli bir suç örgütünde şoför olarak çalıştığı esnada ulusal istihbarat kurumlarının da peşinde olduğu gizli sırları taşıyan bir flashbelleğe ulaşır. Ancak bu başına bela olur. Başında acımasız bir karaktere sahip Donnie’ın (Jackie Earle Haley) olduğu suç örgütünün ailenin peşine düşmesi nedeni ile Ashley ve sevimli kızı Sarah’ın (Thalia Campbell) bir an önce Miami’yi terk etmesi gerekir. Ancak Ashley havaalanında yakalandığından kızı Sarah tek başına uçakla dedesi olan Matt’ın (Nicholas Cage) Cayman sahillerindeki evine ulaşır. Buradan itibaren bu tehlikeli yolculuğa geçmişte kızı Ashley ile sorunlar yaşayan dede Matt’ın da dâhil olduğunu göreceğiz. Bu sırada Matt ile kızı Ashley arasında geçmişten kaynaklanan sorunların nedeni de su yüzüne çıkar.
Ashley çok uzun süredir babasını görmemekte ve hatta kızına dedesinin öldüğü yalanını da tekrarlamaktadır. Ashley’in de kötü adam diye tabir edilen Bobo (Ron Perlman) ve yanındaki adamlarınca zorla çanta içerisinde saklanan gizli bilgi dolu flashbelleği almak amacı ile Cayman’a gelmesi ile olay tam bir sürek avına dönüşür. Ancak dede Matt hiç de kolay ceviz çıkmaz. O klasik bir emekli değildir. Yani pijamasıyla televizyonda günlerini geçiren, bahçe bostanla uğraşan bir kişi yoktur önümüzde. Onun kızından bile sakladığı ve aslında ailesi ile ilgisinin de kopmasına neden olan istihbarat birimlerinde suikastçı olarak çalışması nedeni ile bu suç örgütünün onunla uğraşması hiç de kolay olmaz. Nerede ise bir Rambo edasıyla peşine düşen mafyanın kökünü kurutur. Ve hikâye şimdi kız-baba ve torun ilişkisinden, istihbaratın ve eyalet valiliğinin de işin içine dâhil olduğu karmaşık bir hale bürünür.
Kuru Otlar Üstüne Haftasında Kolay Bir Seyirlik.
Filmin kısmen izlenmeyi sağlayan yönü aslında başlı başına aksiyon yapısı değil elbette. Çünkü aksiyondan öte bir yanı var. O da kendisini bazı sahnelerde belli eden sıkı bir mizah tonunu da barındırması. Özellikle torun Sarah ile Bobo arasında Othello’dan, İngiliz yazar Charles Dickens’e kadar devam eden entelektüel soslu sohbetlerine kadar ve de aralarda dede Matt rolüyle Nicholas Cage’in son dönem filmlerinde sıkça görülen kendisiyle dalga geçen replikler izlenirliği oldukça arttırıyor. Ve sonuna kadar o kadar karmaşık ve değişen dengeleri görüyoruz ki, bu hareket filmin genel aksiyon halinden öte bir devinim sağlayarak izlenirliği daha da arttırıyor. Bobo rolüyle Ron Perlman ile küçük siyahi sevimli kız olan Sarah rolüyle de Thalıa Campbell oldukça başarılılar. Ve aralarında kötü adam olmaya giden seyir üzerine yapılan sohbetler aslında oldukça da düşündürücü.
Bu hafta vizyona giren “Emeklilik Planı”, “yine mi bu Nicholas Cage, sürekli filmlerde oynuyor” denmeden, dudak bükülmemesi gereken yapımlardan. Açıkçası ben diyaloglar ve B-tipi filmlere selam gönderen yapısı, Bobo ile Sarah’ın “Leon / Sevginin Gücü” filmini anımsatan duygusal tonunu da iyi kotaran yönleri ile hiçte fena bulmadığım bir yapım olarak filmi tamamladım. Bu hafta yine bu filmle birlikte vizyona girecek olan, üç saati aşkın Nuri Bilge Ceylan’ın “Kuru Otlar Üstüne” filmini izleme cesaretini kendisinde bulamayanlar için sinemada seyir zevki yüksek, kolay lokma, alternatif bir yapım olarak izleyenlerinin karşısında. Şans verin derim. Ama bunları derken, elbette “Kuru Otlar Üstüne” filmini de izlemeyi ihmal etmeyin.
Yönetmen / Senaryo : Tim Brown
Görüntü Yönetmeni : Mark Irwin
Kurgu : Robert Brakey, Kurt Nishimura
Müzik : Roger Suen
Oyuncular : Nicholas Cage, Ashley Greene Khoury, Ron Perlman, Jackie Earle Haley, Thalia Campbell, Ernie Hudson, Joel David Moore, Grece Byers
Kanada / Aksiyon-Gerilim-Komedi / 103 Dk.