EVCİL HAYVANLARIN GİZLİ YAŞAMI (The Secret Life of Pets)
“Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı” filmi 87 dakikalık bir animasyon film.
Bu sene geçen yıllara göre oldukça fazla animasyon film vizyona girdi. “Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı” filmi de bunlardan biri. Filmin hareket noktası çok basit, evcil hayvanımız biz evden çıktıktan sonra nasıl bir hayat geçirebilir? Evcil hayvan sahiplerinin hemen hepsinin aklından geçen bir soru, filmin hareket noktası ve bu soruya oldukça güzel, espirili cevaplar bulmamız mümkün…
Katie tarafından daha yavruyken sokakta bulunan Max, filmin ana karakterlerinden biri. New York, Manhattan’da bir apartman dairesinde yaşayan Max ve komşu evcil hayvanların başlarından geçen macera da filmin gelişim aşamasında karşımıza çıkıyor.
Max’in sahibi Katie ile geçirdiği güzel hayat, bir gün barınaktan alınan devasa köpek Duke’in eve gelmesiyle biter. Katie artık evde iki köpeğin yaşayacağını müjdelediğinde, Max için kötü günler başlar. Dev köpek Duke, tekrar barınakta olmamak adına Max’le mücadeleye başlar. Oyuncaklar, yemek, Max’in yatağı bile bu mücadelede Duke’in eline geçer.
Ertesi gün köpek dolaştırıcı sayesinde parka gittiklerinde, Max ve Duke kendilerini bir sokak arasında bulurlar. Etraflarındaki sokak kedileri tasmalarını çalarlar. Oradan canlarını kurtarıp kaçtıklarında ise tasmasız oldukları için, sokak hayvanlarını toplama ekibinin eline geçerler. Barınak için yolda giderlerken, aynı araçta yer alan arkadaşlarını kurtarmak isteyen, yeraltında yaşayan, liderleri tavşan Snowball olan çete sayesinde arabadan kurtulurlar. İnsanlar tarafından atılan veya eziyet görmüş çetenin amacı, insanlardan intikam almaktır. Max ve Duke bir anda kendilerini yeraltında çete üyesi olmak için sorgulanırken bulurlar.
Öte yandan, komşu evcil hayvanlar Max’in kayıp olduğunu anlar. Max ve Duke’ün bulunması için şehri aramaya başlarlar. Film iki köpeğin evlerini bulma, bu sırada peşlerindeki çeteden kurtulma, mahallelerindeki hayvanların Max ve Duke’ü bulma çabaları ile devam eder.
Filmde öykü başarılı bir biçimde akar. Detaylarda evcil hayvanların alışkanlıkları, karakterleri başarılı bir şekilde anlatılmış. Yatmadan önce köpeklerin kendi etraflarında dönmesi, sahipleri geri döndüklerinde sergiledikleri maharetler gibi. Filmi seyrederken aynı zamanda, teknik olarak başarılı olmasına rağmen “Kötü Kedi Şerafettin” filminin neden başarılı olmadığını da anlıyoruz. Sürekleyici olmaktan uzak, akmayan öykü, detaylarda seyirciyi inandırmak, karakterlere güvenmek adına minik planların yerleştirilmemesi…
Evcil hayvanlarla ilgili merakınız varsa, film tam size göre…
Ama, evde yanlız bırakacaksanız, tek başına saatlerce sizi bekleyecekse, sakın evcil hayvan almayın, filmde anlatılanlar gibi bir yaşamları yok, kendilerini iyi hissetmek adına insanlar bu tür hayaller kuruyorlar, bilesiniz. İyi seyirler.