Hayvan Mezarlığı / Pet Sematary
Ölüleri dirilten bir toprak üstünde yaşamak…
Yönetmen : Kevin Kölsch, Dennis Vidmyer / Senaryo : Matt Greenberg, Jeff Buhler / Görüntü yönetmeni : Laurie Rose / Müzik : Christopher Young / Oyuncular : Jason Clarke, Amy Seimetz, John Litgow, Jete Laurence, Hugo Lavoie, Luas Lavoie, Obssa Ahmed / Paramount (UİP) filmi.
Daha önce iki kez filme alınmış bu Stephen King hikayesini bir üçüncü kez uyarlamaya gerek var mıydı? Bu tartışılır. Ama hem ilk iki filmle kıyaslamada, hem de yeni bir yaklaşım olarak bakmada filmin rahatça savunulabileceği de kesin.
Çünkü daha ilk baştan öylesine meş’um bir duygu, açık bir uğursuzluk hissi ve insanı abartılı ögelere başvurmadan korkutma becerisi var ki… Maine eyaletinin o sempatik kasabasının bir dehşet alanı olması doğrusu hiç gecikmiyor.
Yalnızca Creed ailesinin iki çocuklarıyla gelip yerleştiği bu yörenin hemen yakınındaki o garabet, yani hayvan mezarlığı yüzünden değil. Ki o bile ürkünç birşey. Evcil hayvanlarını gömmek için apayrı ve geniş bir alanı mezarlık yapmış bir yerel halk. Bu ne hayvan sevgisi böyle!…
Ama ayrıca evin burnunun dibinden geçen otoyol. Ve birden beliriveren ve bizdekinden de beter gözüken denetimsiz ağır vasıtalar. Yıldırım gibi gözüküp kaybolan kamyonlar, devasa TIR’lar… İş yorgunu doktor babayla kendi geçmişinde de facialar bulunan nevrotik annenin tüm bunlardan korumaya çalıştığı yavruları Ve de sevgili kedileri Church.
Ama Church’ün ölümüyle başlayan olaylar zinciri, hikayeyi daha da korkunç hale getirecektir. Yine çevrenin özelliklerinden biri olan o ölüleri diriltme geleneğinin de büyük katkısıyla….
Son derece eli-yüzü düzgün, hikayesi tutarlı, korku üstadı King’in ilginç romanına büyük görsellik katan bir korku filmi. Tek fantezisi olan (ama ne fantezi!) “ölülüri geri veren toprak” masalını bir kez kabul ettiniz mi, gerisi gayet inandırıcı biçimde geliyor. Doğanın kullanılışı, günümüzün büyük belası olan otoyol trafiğinin başlıbaşına bir dehşet unsuru haline getirilmesi, müziğin katkısı. Hepsi başarıyla gerçekleştirilmiş.
Ve de oyuncular. Creed çiftinde hiç tanımadığımız Jason Clarke ve Amy Seimetz ikilisi gayet iyiler. Filmin tek tanınmış ismi John Litgow, herşeyi bilen ve bildiği ölçüde olayları fişekleyen yaşlı Jud’da bize iyi oyunculuğunu hatırlatıyor. Genç Ellie’deyse oyuncu bir aileden gelen Jete Laurence, hikayenin önemli bölümünü sırtlanıyor. Ve bu yükü iyi taşıyor. Birden çok kedinin katkısıyla çekilen Church bölümleriyse kimi yerde tüyler ürpertiyor.
Sonuç olarak, türü sevenler kaçırmamalı.