Ayvalık “Başka Sinema” Festivali
Berlin Film Festivali 2021 Altın Ayı Ödülü “Babardeala cu bucluc sau porno balamuc / Talihsiz Düz..me ya da Kaçık Porno”
2009’dan beri, Rumenlere has hınzır bir gizli kara mizah duygusu yüklü filmler yazıp yöneten Radu Jude’ye Berlinale En İyi Yönetmen Gümüş Ayı dâhil pek çok festivalden yirmiden fazla ödül getiren Aferim! (2015), 1800’lerde Romanya’da, Rusların, Yahudilerin, Hristiyanların ve Türklerin iç içe yaşadığı bu geçmişte, görkemli bir siyah beyaz görsellikle eşitlik ve adaletin göreceli, ırkçılığın doğal olduğunu anlatır. Aferim!
Jude için bir tür bilinçlenme basamağı oluşturur ve kara mizah yüklü sinema anlayışı, aşırı sağın yeniden güçlenmeye başladığı, antisemitizmin, tüm farklı inançlara, tüm farklı cinsel kimliklere, tüm ötekilere düşmanlığın artmaya başladığı Romanya’ya karşı çok daha sert bir toplumsal ve siyasal eleştiriye dönüşür. Radu Jude’nin bundan sonraki tüm filmlerinde bu eleştirel bakış öne çıkarken, özellikle ülkesinin Holokost’a işbirliğini belgesele yakın bir biçemde gözler önüne serer.
2021’de Berlinale’de Altın Ayı ödülü alan, bizde Kaçık Porno adıyla gösterime girmesi planlanan Babardeala cu bucluc sau porno balamuc / Talihsiz Düz..me ya da Kaçık Porno” (2021) filminde aynı bakış açısı, zırvalamanın, bayağılığın ve kaba cinselliğin ele geçirdiği bir toplumun kokuşmuş ahlaki ikiyüzlülüğü üzerinden, bu kez daha çarpıcı ve daha eğlenceli bir tonlamayla karşımıza çıkar
Kaçık Porno, jenerik öncesi ev ortamında çekilmiş üç dakikalık hard porno seviyesinde bir kliple başlar. Bir ikilinin birbirini müstehcen konuşmalarla tahrik ettikleri, tüm ayrıntılarıyla gösterilen epey zevksiz ilişki pornosunun ardından, jenerik ve üç ayrı bölüme ayrılmış filmin ilk yarım saatlik kısmı gelir.
Pandemi sırasında çekilen filmin ilk bölümünde Jude’nin kamerası, neredeyse bütün Bükreş’i yürüyerek kat eden bir kadını belirli bir mesafeden izlerken kimi zaman onu bırakıp etrafına bakınır, sonra arada bir buket çiçek alıp yoluna devam eden kadını takip eder. İzleyicinin gözüne dönüşen kamera, günümüz Bükreş’inin ve kentte yaşayanların tüm çirkinliklerini gösterir: Artık kimsenin kimseye saygı göstermediği şehirde, en önemsiz bahanelerde kavgaya tutuşanlar, yayalara küfreden, arabalarını üzerlerine süren şoförler, yaya geçitlerine park edilmiş devasa çirkin araçlar, tüketim toplumunun birbirinden zevksiz afişleri, bağırgan renkleriyle göz acıtan aşırı cinsel içerikli reklam panoları, harabeye dönmüş güzelim eski binalar, ve de en önemlisi, kimsenin bu mide bulandırıcı gidişattan gocunmayışı…
Bir başka kadının evine ulaşarak getirdiği çiçekleri takdim ettiğinde, filmin başından beri izlediğimiz kadının öğretmen Emi (Katia Pascariu) olduğu, kocası Eugene’in, birlikte çekmiş oldukları seks videosunu ondan habersiz internete yüklediği, Emi fark eder etmez kaldırılmış olsa da, bazı öğrenci velilerinin videoyu izlemiş olduğu anlaşılır. Evine gitmiş olduğu okul müdiresi, Emi ile dayanışma içindedir ama, Emi’nin şikâyetçi öğrenci velileriyle bir toplantı yaparak kendini savunması ve soruna şeffaf bir demokratik (‘’’???) çözüm bulunması gerekecektir.
Görünüşte anlatıyla hiçbir organik bağı olmayan ikinci kısım, velilerin şoven cinsel politik bakışını aşan, ülkenin içinde yüzdüğü ürkünç haksızlık ve adaletsizlikle inceden inceye dalga geçen bir “anekdotlar, mucizeler ve harikalar” sözlüğüdür: Yerli kadınların memelerini tartaklayan sömürgeciler, ateş altındaki devrimcilere 1989’da kapılarını kapatan Ortodoks Kilisesi, Noel kutlamalarına geç kalmamak için Yahudi ve Çingene katliamlarını hızlandıran Naziler, vs.vs. Olayla ilgisiz görünse de, bu hınzır ve yakıcı klip, fotoğraf ve video dizisi, izleyiciyi ağırbaşlı cinselliğe alternatif bir heyecan arayan Emi’nin mi, yoksa yozlaşma ve vahşi önyargılarla elleri kana bulaşmış, cezalandırıcı kilisenin ve devletin mi hatalı olduğunu sorgulamaya yöneltir.
Üçüncü bölümde, ebeveynlerin, toplumsal hijyen amaçlı maskelerinin arkasından kustukları hakaret, kötü niyetli merak ve antisemit komplo teorileri karşısında Emi’nin kendinden emin ve sakin savunması yer alır.
Bir veli, görmemiş olanlar için, kaydetmiş olduğu porno videosunu bütün ebeveynlere izletir. Büyük merakla izlenen videonun ardından, belki de çocukluklarında duyumsamış oldukları öğretmen nefretinin de beslediği bir saldırı, bir imha savaşı başlar: “Bir öğretmenin, böyle bir filmi izleyerek şoka girmiş çocukları nasıl eğitmeye devam edebilir?”. Eli cevaben, yasa dışı bir eylem yapmamış olduğunu, kocasıyla birlikteliklerinin gösterildiği videonun ancak yetişkinlerin izleyebileceği özel bir sitede yayınlanmış olduğunu, ebeveynlerin, çocukların izlemeleri yasak olan bu tür sitelere girmesini engellemeleri gerektiğini söyleyince herkesin dili çözülür. Ahmak subay, takıntılı yaşlı kadın, tescilli ahlakçı, her biri ırkçı, cinsiyetçi, eğitim hakkında bilgisiz bir sözel vahşete girişirler.
Film bir son söz olarak bu absürt yargılamanın üç olası sonucu ile bitiyor. Sürprizi bozmayayım ama haberiniz olsun. Her çözüm çığırından çıkan bir final.
Sonuç olarak önümüzdeki sinema mevsiminin en ilginç işlerinden biri olmaya aday bir film. Vizyona girdiğinde sakın kaçırmayın derim.
Yönetmen / Senaryo : Radu Jude
Görüntü Yönetmeni : Marius Panduru
Kurgu : Catalin Cristuțiu
Müzik : Jura Ferina, Pavao Miholjevi
Oyuncular : Katia Pascariu, Claudia Ieremia, Olimpia Malai, Nicodim Ungureanu, Alexandru Potocean, Andi Vasluianu
Romanya-Hırvatistan-Çekya-Lüksemburg / Komedi-Dram / 106 Dk.