Kalaşnikof

Name: Kalaşnikof
Rating: 3

Yazar:

Yusuf Baklac

26 Nisan 2020

1424

Hiçbir Silah Başarı Değildir..

Film Mikhail Kalashnikov adında bir savaş gazisinin hayatını anlatan aslında tarih sayfalarında önemli bir değişiklik yapan bir adamın hikâyesini anlatıyor.

Kalaşnikof tüfeğini herkes bilir ya da mutlaka duymuşsunuzdur fakat 28 yaşındaki bir adamın savaş yıllarında ne zorluklarla ne azimler ile bu silahı icat edip üretmeyi başardığını anlatan bir film izliyoruz.

Savaş yıllarını başka bir açıdan ele alan film askerlik yapanların ya da bilgisayar oyunlarından tanıdığımız AK-47 silahının adım adım nasıl üretildiğini bizlere gösteriyor. Film boyunca yaralanan, türlü bağdireler atlatan ama güçten düşmeyen Kalashnikov’un hayatı anlatılırken bir biyografi filmine göre çok yetersiz olmuş, kesik kesik anlatılmış diyebilirim.

Yine de dünya da üretilmiş en çirkin icat olarak değerlendirebileceğimiz bir makine (silah) için çok fazla olumlu yorumlar yapamayacağım. Üretildiği tarihten itibaren halen kullanılabilen ününü hiç bozmadan günümüze kadar gelebilen bir silah olsa dahi…

Birçok savaş filminde kahramanlık öyküleri işlenirken bu filmde kahramanlığın başka bir boyutta yansıtılması bu yapılırken de filmde her türlü sevimliliği seyirciye izletmeyi hedefleyen yönetmen Konstantin Buslov bir de olmazsa olmaz bir aşk hikayesini de filmin içine sıkıştırıyor. Normalde bu tür filmlerde izlemeye alışkın olduğumuz bacak kopma sahneleri ya da vücudu dağılmış askerler oradan oraya koşuşturan sıhhıyeciler görmüyoruz. Bu bahsetmiş olduğum gibi filmin biraz daha seyirciye oynanmış olan kısmı diyebilirim. Bu güne kadar belki de birçok yönetmenin sorumluluk almak istemediği, kaçındığı bir konu diyebilirim.

Film ilerleyişi boyunca tarihi nesneler ya da binalar, yapılar olsun yerli yerinde kullanılmış diyebilirim. Filmde bahsi geçen tren üretimine kadar detaylara özen gösterilmiş o günün koşulları ve imkanları başarıyla sunulmuş.

Ayrıca Rus yapımı filmlerden alışkın olduğumuz soğuk tonlar yok. Eğer film genel itibari ile dış ortam da geçiyorsa filmi izlerken gözümüze çarpan o verimsiz gibi gözüken uçsuz bucaksız araziler gösterilmek yerine tam tersi yapılmış. Yeşil alan ve ormanlar kullanılmış. Yönetmenin filmin puanını bir tık daha yükselttiği bir hareket olarak düşünebilirim çünkü hiçbir Rus yapımı filmde bu kadar yeşil alan görmemiştim ya da film ile ilgili aklımda bu kadar fazla yeşil alan kalmamıştı. Bilinçaltına güzel bir algı bırakmak istediğini düşünüyorum eğer bu film çok daha soğuk renkler ile çekilmiş olsaydı filmin konusu olan silahın üretiminin insanlar üzerinde olumsuz bir etki bırakacağına inanıyorum…

Başrol oyuncusu ve Rusya’nın önemli aktörlerinden olan Yuriy Borisov’un performansı film boyunca heyecanını kaybettirmeden, hiç hız kesmeden devam etse de yardımcı oyuncuların da bunu başardıklarını söyleyebilirim. Film bazen bir kişinin olağanüstü performansı ile de çok iyi noktalara gelebilir özellikle bir biyografi filmi ise… Ama bu filmde Yuriy Borisov’un yanı sıra Olga Lerman, Artur Smolyaninov ve Sergey Gazarov gibi isimlerinde filmin artı puan almasında etkisi olduğunu düşünüyorum.

Son olarak oyunculuk performansı, başarılı şekilde çekilmiş sahneleri ile ortalamanın üstünde olabilecek bir film olduğunu düşünsem de maalesef filmin konusu beni çok güzel bir film demeye ikna edemiyor. Film sonlanırken alışkın olduğumuz bazı biyografik bilgilerin verildiği esnada ”devlet başkanları ve krallar bu silahla fotoğraf çektirmeyi onur saydılar” cümlesi bile bence dünyayı yaşanılabilir bir gezegen haline getirme çabasındayken yolun daha çok başında olduğumuzu bizlerin yüzüne vuruyor…!