Kara Noel / Black Christmas
Kara Noel, 1974 Kanada yapımı aynı isimli filmin yeniden çekimi. Seyirciye korku üzerine hiç birşey vaadetmeyen filmi yeniden niye çekerler anlayabilmiş değilim. Konu, o kadar basit, yavan, sıradan ve inandırıcılıktan oldukça uzak ki.. Bildiğiniz üzere insanların kesilip biçilip parçalanıp hunharca öldürülmelerini konu alan boş filmlere biz slasher film diyoruz. Bu yapımda yukarıdaki tarife uyan bir slasher film.
Hawthorne Kolejinin ”Mu Kappa Epsilon” lakaplı kız öğrencileri Noel partisi için hazırlık yaparlar. Parti de erkekleri aşağılayan sözlerle dolu yeni yıl şarkısı söyleyen kızlar, maskeli bir sapığın hedefi olur. Sapık, kızları birer birer öldürmeye başlar. Genç kızlar, kendilerini korumak ve katilin kim olduğuna bulmak için mücadele vermeye başlar..
Filmin verdiği en önemli mesaj, erkeklerin kadınları küçümsemesi ve kadınların bu küçümsemeye isyan bayrağını çekmesi olmuş. Ama ne yazık ki, bu önemli feminist mesaj mantıklı dokunuşlarla süslenemediği için heba edilip itici bir duruma düşürülüyor. Tatile giren bir okulda hiç değilse nöbetçi bir görevli olmalı öyle değil mi? Bu okulda ne bir öğretmen, ne bir temizlik görevlisi ne de başka birisi var. Daha ilginç olanı ise kampüsün bulunduğu kasaba da hiç bir polisin olmayışı! Polisi bırakın yoldan geçen insan bile yok. Her yerin ışıklarla aydınlatılıp süslenmiş olmasına rağmen öylesine ıssız bir yer. Evde ışık olmasına rağmen ”-imdat, yardım edin” diye bağırıp kapıyı yumrukluyor tekmeliyorsun açan yok. Katil şehrin sokaklarında, evde, aklınıza gelen her yerde pelerini ve maskesi ile elini kolunu sallayarak rahat rahat dolaşıp kurbanlarını kolaylıkla kovalayıp avlıyabiliyor. Bunu da nedense ok ve yayla yapıyor. Sapık işte, fantaziyi seviyor :))
Kara Noel, umut vaadeden konusuna rağmen seyirciyi gerecek korkutacak bir gerginlik üretemediği için oldukça gevşek bir korku filmi olmuş. Fazlaca mesaj verme gayreti içerisine giren yapım ister istemez kendini açığa çıkarıyor ve sürpriz diye sunduğu gizemleri seyirci kolayca tahmin edebiliyor. Kurbanını çatı da buz tutmuş sivri uzun buz parçası ile öldürme, bıçaklama, poşetle boğma gerilim-korku filmleri için yenilikten oldukça uzak. Senaryoyu da yazan yönetmen Sophia Takal daha zeki ve yaratıcı olabilirdi.
Feminizmi övüp garip bir şekilde tavan yaptıran film, eline hiç yay, ok almamış bir kadına yayı gerdirip ok attırıyor ve hedefi tam isabet vurduruyor. Hiç yay gerip ok atan birisi değilseniz o iş öyle kolay değil. Ok atmayı ilk kez deniyorsanız ve nasıl atılacağını bilmiyorsanız oku gönderdiğiniz elinizi uzun süre kullanamazsınız. Bilen bilir. Yönetmen sırf hava olsun diye kadının gücünü ispata soyunup fantazi yapmış. Daha önce birçok kez kadın karakteri güçlü kılan filmler yapıldı. O nedenle kadını güçlü gösteren bir film yapacaksanız çok ince düşünmeli ve çarpıcı olmasına dikkat etmelisiniz.
Seyirci, sinemaya slasher film görmeye gittiğinde cinsiyet üzerine tartışmaları değil, eylem görmeyi istiyor. Yukarıda yazdığım bu filmde eylem yok diye anlaşılmasın. Var ama hikayenin ilerleyişi ve sonu öyle anlamsız ki.. Daha ne yazayım bilemedim. Lafın kısası, bana göre saçma bir gerilim-korku filmi. İzleyip izlememeniz size kalmış, taktir sizin.
Yönetmen / Senaryo : Sophia Takal
Görüntü Yönetmeni : Mark Schwartzbard
Oyuncular : Imogen Poots, Aleyse Shannon, Lily Donoghue, Brittany O’Grady, Caleb Eberhardt, Simon Mead, Cary Elwes
ABD / Gerilim-Korku / 92 Dk.