Maskeli Balo / Mascarade

Guy Bedos filminde Cote d’Azur zenginlerinin ihtişamlı dünyasından, para ve şehvetin başrolde olduğu hiciv yüklü bir öykü anlatıyor. Rahatsız edici olduğu kadar heyecan verici bir “renkli olaylar kokteyli” sunuyor seyircisine. Yine bol sürprizli ve bol karakterli bir burjuvazi eleştirisi olan “Maskeli Balo”yu, tansiyonu hiç düşmeyen dinamik bir mizansen ile ilginç kılıyor.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Nicolas Bedos’un “Maskeli Balo”su…

Komedi türündeki aşk filmleriyle ünlenen Nicolas BedosMaskeli Balo / Mascarade” ile yine bol karakterli, bol entrikalı, ihanetli, polisiye soslu bir filmle yürekleri ısıtıyor. Komedyen, senaryo yazarı, yönetmen, aktör Nicolas Bedos henüz yayımlanmamış kendi romanından uyarladığı bu son filmi, dünya prömiyerini yarışma dışı olarak gösterildiği Cannes Film Festivali’nde yaptı. 2 yıl önce kaybettiğimiz sinema ve tiyatro oyuncusu Guy Bedos’un oğlu olan genç Nicolas Bedos’un (43) 4 uzun metrajlı filmi var.

Guy Bedos’un “Bay Ve Bayan Adelman” ile 2017’de başlayan kariyerinin en parlak başarısı, En İyi Senaryo César Ödülünü kazandığı “Yeni Baştan / La Belle Epoque” (2019). Filmde Daniel Auteuil’ün canlandırdığı , hayal kırıklıkları yaşamış 60 yaşındaki Victor, kendisine hayatının bir dönemine geri dönme fırsatı tanınınca, hayatının aşkını yaşadığı günlere dönmeyi seçiyordu. Guy Bedos’un senaryolarının özelliği hep bol karakterlere yer vermesidir. Bu karakterlerin tümünü ünlü ve popüler oyuncular canlandırır.

Guy Bedos filminde Cote d’Azur zenginlerinin ihtişamlı dünyasından, para ve şehvetin başrolde olduğu hiciv yüklü bir öykü anlatıyor. Rahatsız edici olduğu kadar heyecan verici bir “renkli olaylar kokteyli” sunuyor. Yine bol sürprizli ve bol karakterli bir burjuvazi eleştirisi olan “Maskeli Balo”yu, Nicolas Bedos tansiyonu hiç düşmeyen dinamik bir mizansen ile ilginç kılıyor.

Cote d’Azur’de geçen Françoise Sagan romanlarıyla, Somerset Maugham öyküleri ve kendi yaşamının “acınası bir dönem”nden esinlenen Bedos filmini şöyle tarif ediyor: “Kendinden yaşlı kadınların himayesine giren kayıp bir ruhun hikayesi diyebiliriz. Ve Fransız Rivyerası’nın kendimce son derece öznel bir portresi de diyebiliriz. Bu film benim genel olarak insani ilişkiler ve özel olarak da aşk ilişkilerine dair şahsi kabusum.

Filmin konusu şöyle: yaşadığı bir kaza sonucu kariyeri sonlanan yakışıklı ve karizmatik Adrien (Pierre Nimoy), günlerini Fransız Rivyera’sında geçimini sağlayan eski sinema ikonu Marthe (İsabelle Adjani) ile zaman öldürerek geçirmektedir. Adrien hem seks objesi hem uşak olarak hizmet vermekte, lüks villaya gelen güzel kadınlarla flört etme imkanını bulmaktadır. Bunlardan biri olan Margot (Marina Vacth), yaşlı para babası sevgilisini terkedip Adrien ile aşk yaşamayı tercih eder. İkisi de parasız olan aşıklar için, bölgenin görmüş geçirmiş lokanta sahibi Giulia (Laura Maurante) daha iyi bir hayat yaşamaları için bir plan yapar. Margot av olarak seçilen zengin emlakçı Simon’u seksapeliyle etkileyecek, fedakar karısı Carole’u (Emmanuelle Devos) terketmesini ve kendisiyle evlenmesi için ikna edecektir.

Ancak Adrien’e sırılsıklam aşık Marthe’ın ondan hamile kalması planları alt üst eder. İkilinin zengin olma hayaliyle kurdukları şeytani komplo, duygusal bir “maskeli balo”ya dönüşür. Genç jigolo Adrien, dolandırıcı olduğunu geç farkettiği hamisi aktris eskisi Marthe’ı terketmeden, tecrübeli İtalyan Giulia’nın kurduğu Makyavelist planı hayata geçirmiştir. Ancak bütün karakterlerin ikili oynadığı, gerçek yüzlerini maskelemeyi başardıkları “Maskeli Balo”da işlerin planlandığı gibi sonuçlanması zordur. Zira Avrupa sahillerinin bu en şık beldesinde yaşayan deneyimli insanların tümünün birer gizli ajandası vardır.

Gücün temsilcisi paranın kıral sayıldığı bir coğrafyanın zalim dünyasıyla dalgasını geçen Nicolas Bedos izleyicisine dengelerin her an değiştiği yeni bir duygusal fresk sunuyor. Bedos’un senaryosundaki “renkli karakterler kokteyli”, Cote d’Azur’ün parıltılı dünyasında bir jigolo, bir yaşlı aktris, gözü yükseklerde bir erkek avcısı ve ellili yaşlardaki burjuva karakterlerden oluşan bir kokteyl. Müşterek tek özellikleri ise hiç birinin masum olmadığı. Nicolas Bedos karikatür karakterler ve barok bir masal aracılığıyla, bir sosyal komedi inşa etmeyi denemiş.

Kendisine tümü deneyimli, 1. sınıf oyunculardan oluşan müthiş bir oyuncu kadrosu destek veriyor. Aralarında aksayan olmadığı gibi, tümü komik, alaycı ve acımasız olabiliyorlar. Nicolas Bedos’un bu karizmatik isimleri yönetirken büyük keyif duyduğu belli oluyor. 12 yıldır Comédie Française’de sayısız oyunda yer alan, sinemada 30 aşkın rol canlandıran Pierre Niney jigolo Adrien rolünde son derece başarılı. François Ozon’un “Peter Von Kant”ında olduğu gibi yaşına uygun rollerde usta oyunculuğunu kanıtlama fırsatını bulan İsabelle Adjani, eski tüfeklerden François Clouzet ve Emmanuelle Devos, Altın Palmiye ödüllü “Oğul Odası”nın unutulmaz oyuncusu Laura Morante tecrübeleriyle öne çıkıp rollerinin hakkını veriyorlar. 2 başrolden birinde Marina Vacth, François Ozon’un “Jeune Et Jolie”sinden beri en başarılı kompozisyonunu çıkarıyor.

Yönetmen / Senaryo : Nicolas Bedos

Görüntü Yönetmeni : Laurent Tangy

Kurgu : Anny Danché, Clément Selitzki

Müzik : Anne-Sophie Versnaeyen

Oyuncular : Pierre Niney, İsabelle Adjani, Marina Vacth, François Clouzet, Laura Morante, Emmanuelle Devos, Charles Berling

Fransa / Komedi-Dram / 133 Dk.

1 YORUM

  1. Sabah sabah seyredilmez, bir akşam seyredip keyfini çıkarayım diye gelmedim basın gösterimine, Viktor beyin yazdığı gibi öyleymiş ama tam bir eğlencelik!

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz