Mavi İz / O Último Azul / The Blue Trail

İstanbul 41.Uluslararası Film Festivali kişisel önerilerim 6

Devriâlem bölümünde yer alan bu film, çok yakın bir gelecekte, güvenilmez, iki yüzlü, otoriter bir rejimin yönetimindeki Brezilya’da, Amazon’un insanı kucaklayan derinliklerinde geçen yarı distopik ve ekolojik bir masal. Yaratıcı Brezilyalı yönetmen Gabriel Mascaro’nun bu hem şiirsel hem gerçekçi yapımı, yaşlıların baskıcı bir yönetime rağmen onurlarını koruyarak hayatta kalma çabalarına sağlam bir saygı duruşu.

OrtaKoltuk Puanı:

 

Film ilk kez gösterildiği 2025 Berlinale’ de, Jüri Büyük Ödülü ve Ekümenik Jüri Ödülünü kazanmıştır. Distopik bir ortamda insanın içini ısıtan, dokunaklı bir özgürleşme ve kendini bulma öyküsü ile karşılaşmak pek alışılmış bir durum değil ama, Gabriel Mascaro ilk kurmaca filminden bu yana, sıra dışı öykü, fikir ve duyguları, olmadık zaman ve mekânlarda aktarmayı hep başarmıştır. Bir evvelki filminde de izleyicisini yakın bir geleceğe götürerek evlilik ve çocuk sahibi olmak konularına satirik bir gözle bakmış olan Mascaro bu kez öncelikle yaşlı olmaya, ikincil olarak da çevreye odaklanarak, kimi zaman hüzünlü, kimi zaman keyifli bir gülümsemeyle, durumlar eskisi kadar iyi olmasa bile, yaşamın olduğu yerde umudun her dem var olacağını hatırlatıyor.

 

 

Zaman belirtilmese de, günümüzden pek uzak olmayan bir tarihte, Amazon kıyısındaki bir kasabada yaşayan 77 yaşındaki aktif işçi Tereza’ nın (Denise Weinberg) minik evinin tepesinden devamlı uçan uçağın kuyruğunda “Gelecek Herkesindir” yazmaktadır. Ancak bu gelecek “herkes” için aynı değildir. Hükümet, “Ulusal yaşayan miras” olarak nitelendirdiği 80 yaşın üzerindeki herkesi hem “kendi iyilikleri” için, hem de “gençlerin önünü açmak” amacı ile özel kolonilere göndermektedir. Hiç kimsenin görmediği, söylentilere göre bir gidenin bir daha dönmediği bu kolonilerin ürkünç bir son durak mı, ya da gerçekten yaşlılar için huzur dolu bir ortam mı olduğu belli değildir ama, duvarlardaki ”bana büyükbabamı geri ver” diyen çok sayıda grafiti yazısı, pek de umut verir gibi değildir.

Teresa, beklemediği bir anda resmi bir tahliye emri alarak işinden çıkarılır: yönetim yaş sınırını 75’e indirmiştir ve birkaç gün içinde kolonilere gitmesi gerekmektedir. Hayatı boyunca çalışmış, kızı Joana’yı (Clarissa Pinheiro) bir başına yetiştirmiş olan Tereza, hiç olmazsa bir kez içinden geleni yapmak için uçağa binmek ister. Bunu yapacak parası olsa da, bu “herkese” ait olan bu gelecekte yaşlı biri için söylemesi kolay, yapması nerdeyse imkânsız gibidir. Velayeti artık kızına verilmiştir ve değil seyahat etmek, basit bir alışveriş yapmak için bile Joana’nın izni gereklidir ve kızı, annesinin bu kaprisini onaylamaz. Ama Tereza hiçbir dayatmaya kolayca boyun eğecek biri değildir. Amazon kıyısındaki bir köyde var olduğu söylenen bir planörle uçmak umuduyla, pek de yasal bir çalışan olmayan Cadu’nun (Rodrigo Santoro) teknesiyle sonu belirsiz bir nehir yolculuğuna girişir. Tereza’nın, Guillermo Garza’nın suyun üstünde kayarcasına gezinen kamerasının büyüleyici görüntüleri, Memo Guerra’nın kimi sekansa mizah, kimine duygu aşılayan şakacı müziği eşliğinde sürdürdüğü, “The African Queen” le rekabet edebilecek serüveninde neler yaşadığını izleyicinin keyfini kaçırmamak için burada bırakalım derim.

Ancak filmin asıl büyüsü, aklı başında, kendine bakabilecek güçte ve kendi geleceği için karar verebilecek bilinçte Tereza’nın kaderini kabullenmeyen, aksiliklerden başarısızlıklardan yılmayan müthiş kararlılığındadır. Kaçak ve kimliksiz bile olsa, normal yolda değil de kıvrımlı, dolambaçlı nehrin üzerinde de seyahat etse, Tereza her ne pahasına olursa olsun özgürlük hayalini gerçekleştirmek azmindedir.

 

Mascaro bu hem şiirsel, hem katı gerçeklere ustaca ayna tutan siyasi meseli büyük ustalıkla, duygusalla politiği başarıyla dengeleyerek, en sert anları hem ironik hem sevecen bir mizahla yumuşatarak yönetiyor. Kamerası filmin “ihtiyarlarına”, yaşlılığın tüm izlerini gösterecek, ancak hâlâ bir zamanki güzelliklerini fark edecek bir biçemde bakabiliyor. Tıpkı kıyıdaki hurda otomobil lastikleri yığınının Amazon’un o görkemli güzelliğini yok edemeyişi gibi…

Başını Brezilya tiyatrosunun ve sinemasının duayen oyuncusu Denise Weinberg’in çektiği oyuncu kadrosunun ekip oyunculuğu kusursuzdur. Sadece Weinberg değil, Amazon yolculuğunda ona eşlik eden kaptan Cadu’da Rodrigo Santoro, planörünü tamir etmek için bir türlü gereken parayı bulamayan, kumar borçlarına boğulmuş Adalino’ yu canlandıran Ludemir ve Tereza’nın can dostu olacak, teknesiyle dolanıp elektronik İncil satan “rahibe” Roberta olarak Miriam Socarras da çok başarılıdırlar.

“Mavi İz” Festivalin şu ana kadar en çok sevdiğim filmlerinden biri oldu. Festival tanıtımında Bir Film, Türkiye Hakları sahibi olarak görülüyor; yani büyük olasılıkla vizyona girecek. Mutlaka izleyin derim.

Yönetmen : Gabriel Mascaro

Senaryo : Gabriel Mascaro, Tibério Azul, Murilo Hauser, Heitor Lorega

Görüntü Yönetmeni : Guillermo Garza

Kurgu : Omar Guzmán, Sebastián Sepúlveda

Müzik : Memo Guerra

Oyuncular : Denise Weinberg, Rodrigo Santoro, Miriam Socarras, Adanilo, Rosa Malagueta, Clarissa Pinheiro, Dimas Mendonça, Daniel Ferrat, Heitor Loris

Brezilya / Bilimkurgu-Fantezi-Macera / 85 Dk.

 

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz