BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN KOSOVA IŞIKLARI
Mükemmel Bir Gün filminin yönetmen koltuğuna, 1968 İspanya doğumlu ”Familia(1997), Barrıo(1998), Güneşli Pazartesiler(2002), Prensesler(2005), Görünmeyenler(2007) ve Amador(2010)” filmlerinden tanıdığımız Fernando Leon de Aranoa oturmuş. Geçen hafta ”Annemin Yarası” filmi ile 1995 yılında yaşanan Balkan ülkelerinin kanayan bir yarasına değinilmişti. Bu haftada Mükemmel Bir Gün ile 1995 yılında yaşanan başka bir yaraya parmak basılıyor. Amerika, Fransa, İspanya, Ukrayna ve Porto Riko’lu beş gönüllüden oluşan yardım ekibi bölgedeki insanlara, ellerinden geldiği kadarıyla yardım etmeye çalışıyor. Su sıkıntısı çeken halka su bulabilmek ve nadir bulunan kuyulardan birinin içine düşen cesedi çıkarmak için uğraş veren ekip, ip bulamazken birde bürokrasi ile mücadele eder. Ekibin verdiği mücadeleyi mizah ve esprilerle süsleyen yönetmen, sıkıntılı geçen süreci hafif travmalarla atlatmayı hedeflemiş. Kosova halkının yaşadığı çaresizliği, trajediyi ve kaderine terk edilişini yönetmen çarpıcı bir dille gözler önüne sererken, sağlam bir senaryo eşliğinde Dünya halkının gerçeklerle yüzleşmesini hedeflemiş. Oyunculuklara gelirsek, bütün oyuncuların birbiri ile paslaşması ve uyumu gayet iyi ama yinede oyunculuklar üst düzey değil. Müzikler ise filmin olay örgüsüne uygun olarak titizlikle seçilmiş. Görüntü yönetmeni de iyi iş çıkarmış doğrusu.Sözün özü: Mükemmel Bir Gün, yakın tarihte yaşananları anlatan filmlere ilgi duyan seyircileri mutlu edebilecek bir yapım.Ancak, öyle hoplamalı zıplamalı bir film değil. Mükemmel Bir Gün, mizahla dramın ustalıkla harmanlanarak beyaz perdede can bulmuş hali. İyi seyirler.