İKSV ONLİNE FİLM FESTİVALİ II
“Her zamana anlaşamayabiliriz ama… ne olursa olsun bütün İsrailliler dosttur.”
Michael Mayer’ı birkaç yıl önce, İsrail ve Filistin Sinemaları üzerinde bir araştırma yaparken, yirmiye yakın uluslararası ödül alan ilk uzun metrajı “Alata / Out In The Dark” (2012) ile keşfetmiştim. İsrail’de psikoloji eğitimi alan Filistinli bir öğrenciyle genç bir İsrailli avukatın, hem etnik kökenlerinin hem ikisinin de erkek oluşunun tehlikeli mecralara sürüklediği yasak aşklarının öyküsü, politik bir film olmamasına karşın, Ortadoğu’daki ideolojik çatışmaya bakışı ve ateşkesin ancak sevgiyle sağlanacağına inancıyla, sinemada Arap-İsrail anlaşmazlığı üzerine yapılmış en güçlü işlerden biriydi.
1973’de Hayfa’da doğan, University of South California’da sinema eğitimi aldıktan sonra halen yaşayıp çalıştığı Los Angeles’e yerleşen Michael Mayer uzun bir aradan sonra, bu kez yaşadığı kentte geçen, komediyle gerilimi büyük başarıyla harmanlayan son derece farklı bir filmle, “Mutlu Günler / Happy Times” ile karşımıza çıkıyor.
“Mutlu Günler” bir cuma akşamı, Amerika’da yaşayan İsrailli-Yahudi iş adamı Yossi’nin Los Angeles’daki havalı evinde, geleneksel bir Şabat yemeği için yoplanmış insanların o gece yaşadıklarına odaklanıyor.
Kaba saba güvenilmez iş adamı Yossi ile çekici eşi Sigal’in verdiği bu yemekte, Sigal’in Afrika-Amerika kökenli sevgilisi Aliyah ile gelmiş olan kuzeni Michael dışında kimseyle pek büyük yakınlıkları yoktur. Tam tersine ev sahibinin tepeden baktığı bu misafirler, dostluktan çok çıkar ilişkisiyle bağlı, ev sahibine ve birbirlerine karşı, kızgınlık, kıskançlık ve düşmanlık duygularını gizlemeye çalışan uyumsuz bir guruptur.
Yahudi kökeniyle arasına mesafe koymaya çalışan Michael’ın dindarlık ve aileye kavramları konusundaki saldırıları zaten parlamaya hazır olan ateşi alevlendirir. Grubun Michael’e öfkesi patlak verdiğinde, alkolün de desteğiyle şişirilmiş egoların, Yahudi olanlarla olmayanların kültürel ayırımının, hasetin, açgözlülüğün, kibirin ve şehvetin körüklediği kavgalar durdurulamaz hâle gelir. Klasik bir burjuva şöleni gibi başlayan olaylar zıvanadan çıktıkça, din, ve aile virajlarını döner ve hem suçlu hem güçlü karakterleri aracılığıyla gerilim, kara mizahla aynı oranda yükselmeye başlar.
Farklı kökenlerden bir dizi insanın Şabat Günü’nü kutlamak için masaya oturdukları bir yemeğin hangi uçlara kadar gidebileceğini anlatarak izleme keyfinizi elinizden almak istemem. Ancak tabuları olmayan çılgın bir yazar yönetmen olan Michael Mayer’in, kutsama duasıyla başlayan öyküsünü bir Kadiş’le sonlandıracağını söyleyebilirim.
Karşımızda, içerdiği tüm şiddete karşın müthiş komik bir film var. Ve Michael Mayer, sadece gerilimi kapkara ve karanlık bir mizahla ustaca bağdaştırmakla kalmıyor, tüm insani, cinsel, duygusal ve ekonomik ilişkilere tokat gibi sert ve hınzır bir eleştiri getiriyor. Öykünün haham dahil hiçbir karakteri, Mayer’in saldırgan suçlamasından sıyrılacak kadar temiz değil. Bu bakış açısı aynı zamanda, Akdeniz sahillerinin yerini alan Kaliforniya güneşinin altında kurulmuş olan, kontrastlarla dolu İsrail mikro kozmosuna yönelmiş bir özeleştiridir.
Michael Mayer’in Guy Ayal ile birlikte yazdığı, Hayfa Film Festivalinde ödül almış senaryo, Yahudi gelenekleri, İsrail post-travması ve denizaşırı İsrail toplulukları ile ilgili heyecan verici gizli ipuçları da içerir. Tabii ki ikili geleneksel değerlerle dalga geçmekten, onları tersyüz etmekten de çekinmez. Örneğin Yahudilikte bayramlarda çalınan koç boynuzundan yapılmış şofar, “sanatla” uğraşan Sigal tarafından duvarda bir süs eşyası olarak sergilenmekle kalmaz, ve bu çok özel gecede bir silaha da dönüşebilir.
“Mutlu Günler” finansmanında hiçbir İsrail kaynağı olmayan ABD’de çekilmiş bir film ama, İsrailli Yahudiler tarafından yazılmış, yönetilmiş, İbranicenin İngilizceden çok konuşulduğu, Amerika’da yaşayan İsrailli oyuncuların oynadığı, bir İsrail festivalinden ödül almış bir film. İyi ki de öyle olmuş; bu müthiş saldırgan filmi Yahudi-İsrailli olmayan bir yönetmen çekmiş olsaydı, muhtemelen Yahudi aleyhtarı damgası yerdi.
Anlatılanlar bir yana, dört dörtlük bir ekip oyunculuğunun öne çıktığı, hem sinemada az rastlanır derecede ustalıkla kotarılmış bir oda sineması örneği olduğunu, hem de tek mekânda geçmesine rağmen soluk soluğa izlenen müthiş tempolu bir çalışma olduğunu söylemek gerek.
Sonuç olarak, alaycı ve dikenli bir özeleştiriyi her an kahkahalarla izlenecek derecede komik bir gerilimle iç içe geçiren çok iyi yazılmış, çok iyi oynanmış, çok başarılı bir kara komedi. Mutlaka izleyin derim.17 Hazirandan itibaren beş gün gösterimde.
Yazar : Erdoğan Mitrani
Yönetmen : Michael Mayer
Senaryo : Guy Ayal, Michael Mayer
Görüntü Yönetmeni : Ziv Berkovivh
Müzik : Guy Ayal
Oyuncular : Shani Atias, Michael Aloni, Iris Bahr, Stéfi Celma, Sophia Santi, Guy Adler, Kevin Thoms, Mike Burstyn, Liraz Chamami, İdo Mor, Rigo Obezo
ABD-İsrail / Aksiyon-Komedi-Korku / 93 Dk
ortakoltuk.com
aynen katılıyorum, filmdeki efekt,dış ses ve müzik kullanımı da harikaydı! izlemeye değer bir kara mizah ürünü