Sadakat Yolunda / Megan Leavey
https://www.youtube.com/watch?v=9-Uu1lagP5w&t=59s
Sadakat Yolunda filminin yönetmen koltuğuna 2010-2013 yıllarında çektiği belgesel filmler ”City Lax: An Urban Lacrosse Story” ve ”Blackfish” ile adını duyuran ABD doğumlu Gabriela Cowperthwaite oturmuş. Gerçek bir hikayeden esinlenilmiş filme, duygu yoğunluğu dozunda enjekte edilirken abartıya kaçılmamış ve detaylara fazlaca girilmemiş. Ancak; öyle ince göndermeler var ki hikayeye bilerek ve isteyerek eklenmiş. Bazılarının gözünden kaçabilir veya önemsemeyebilir ama bana göre önemli göndermeler.
Tüm müslümanları sakallı-bıyıklı, takkeli, hırpani giyimli ve terörist olarak göstermek diğer Amerika yapımlarında olduğu gibi bu filmde de var. Bir teröristin evinde yüzlerce seccade ve halı var. Bomba ve silah bulmada uzman köpeğimiz seccadelerin arasında silahları buluyor. Sonrasında Amerikalı askerler karargahlarında, seccadeleri yere sererek postalları ile tarikatların yaptığı zikir seanslarını taklit edip dalga geçiyor. Haklılar mı haksızlar mı yorumu size bırakıyorum ama şahsen ben Türküm, Müslümanım, Laik’im ve terörist değilim.
Annesi-babasının ayrılmasına üzülen ve yaşam koşullarında sıkışıp kalan Megan Leavey (Kate Mara), çıkış olarak askerliği seçer. Zorlu bir eğitimden geçen Megan, askerliğe kabul edilir. İstediği bölüme atama beklerken, mezuniyet gecesi eğlenirken yaptığı bir hata sonucu başka bir göreve verilir. Bu görev, bomba tespit ekibinde görev alan köpeklerin barınağını temizlemektir. Megan bu görevi yerine getirirken aynı zamanda bomba tespit ekibinde yer almak için azimle çalışır ve sınavları başarı ile geçer. Şans, Rex isimli Alman kurdunun eğitmenini ısırması ile yüzüne güler. Amiri, Rex’in eğitmenliğini Megan’a verir. Kısa sürede birbirlerine uyum sağlayan ikili, başarılı ayrılmaz bir bütün olurlar. Irak savaşında yer alan ikili, buldukları mayın ve silahlarla bir çok askerin hayatını kurtarır. Kalbi soğumuş Megan’ın yaşama sevincini yeniden canlandıran Rex, yaralı olarak döndüğü Irak’a yeniden gönderilince Megan, onu kurtarmak için imza kampanyası başlatır….
Bir kadının, asker olarak başarılı olması kayda değer bir olay. Demek oluyor ki, askerlik sadece erkeklerin işi değil. Güç olarak olmasa bile zeka, sevgi ve diğer branşlardaki başarıları ile onlarda mücadelenin içindeler. Duygularında dürüst olan filmin bazı sahnelerde göz yaşlarınızın yanaklarınıza süzülmesine engel olamazken sevgi dolu bir elin sessizce kalbinize dokunduğunu hissedeceksiniz.
Filmin hikayesine sözüm yok ancak senaryoya ve kurguya itirazım var. Senaryoya, bana göre gereksiz eklenen replik ve sahneler hikayeyi yavaşlatıp yavanlaştırıyor. Ehil ele teslim edilmeyen kurgu ise bazı yerlerde seyirciyi sıkarak esnemesine neden oluyor. Film için seçilen müziklerde fena değildi. Oyunculukları beğendim. Megan rolünü üstlenen Kate Mara, oldukça iyi bir oyunculuk sergilerken diğerleri de tadındaydı.
Sözün özü: Gerçek yaşam hikayeleri ve hayvan sever izleyicilerin sevginin gücünü anlatan bu filmi seveceğini düşünüyorum. Bu nedenle, bir çok askerin hayatını kurtaran Alman kurdu ile kadın askerin maceralarını ve tutkuya dönüşen sevgi bağını izlemenizi öneriyorum. Filmin finalinde hikayenin gerçek sahiplerinin görüntülerine de yer verilen filmi kaçırmamanızı tavsiye ediyor, iyi seyirler diliyorum.