Şahmaran

O güzel ve egzotik  doğa görüntüleri eşliğinde efsanenin modern anlatımıyla güzel bir mit ortaya çıkarılabilinirdi; yazık ki efsane zayi edilmiş…

Aslında Mitolojinin psikolojik literatüre yansıması denenmiş; açık konuşayım altından kalkılamamış. Birtakım güzel mesajları var; insanın doğaya zararlı olmasını , acımasızlığını, nankörlüğünü anlatan mesajlar veriyor ancak altı güzel döşenmeyince mesajların bir anlamı kalmıyor… Doğadaki seslerden; baykuş sesi, yılan tıslaması, rüzgarın uğultusu ile oluşturulan mistik ve spiritüel havanın altından kof bir efsane çıkıyor.

Birtakım şeyleri doğaüstü güçlerle açıklamak, kaderci olmaya yönlendirmek, mistik hava yaratmak nedense moda olmaya başladı. Hem de bunu en zeki en entelektüel kişilerin aracılığı ile yapmıyorlar mı insan zıvanadan çıkıyor. Şahsu Boğaziçinde öğretim görevlisi, Maran üç üniversite bitirmiş, baba Ural deneyimli hekim…Güya Maran ve Şahsu bu masallara inanmıyor ama  gelişen doğaüstü güçler onları inandırmaya uğraşıyor, akıllarında soru işaretleri yaratıyor. Bilimi hiçleştirmekten başka bir şey değil bu…

OrtaKoltuk Puanı:

 

“ŞAHMARAN” DİZİSİ POST MASAL OLMAYA SOYUNMUŞ!

Emine Buzkan’ın “Şah-ı Markitabından  uyarlanan dizi 20 Ocak 2023’te Netflix’te gösterime girdi. Büyük beklenti yarattı; bu beklenti hem masalın popülerliğinden hem de dizinin başrol oyuncularının popülerliğinden kaynaklanıyordu. Çeşitli mitoloji ve dillerde versiyonları olan  “Şahmaran”ın asıl kaynağının Mezopotamya toprakları olduğu biliniyor… Ben ilkokuldayken Binbir Gece Türk Masallarıkitabından okumuştum. İki kalın ciltli; içinde onlarca masal olan  kitaptı. Okuduğum o masalların tadı hala damağımdadır. Bana okumayı sevdiren kitaplar olduğunu bile iddia edebilirim…

“Şahmaran” ne demek? Şah malumunuz kral, sultan; “mar”  ise yılan  demek  Farsça kökenli bir sözcüktür.  Mar(an) çoğul anlamlı (bizdeki ler, lar ekidir.)Dolayısıyla “maran” yılanlar,  Şahmaran Yılanların Şahı, Yılanların Sultanı anlamına geliyor. 

Dizinin baş kahramanlarının adı da buradan esinlenilmiş.  Şahsu Serenay Sarıkaya”,“Maran Burak Deniz…

Emine Buzkan’ın kitabını okumadım, uyarlamanın nasıl olduğu konusunda fikir yürütemeyeceğim ama  okuyucuya ışık tutması ve dizi ile bağlantı kurması açısından kitabın arkasındaki kısa metinden bir pasaj paylaşayım: 

“Şahmaran Efsanesi hemen hemen bir çok ülkede bilinir ve her anlatının sonu Tarsus’ta noktalanır.” diye biliyoruz. Vezir, Şahmaran’ın bedenini üç parçaya ayırırken geride Şahmaran’ın kırma ırkını bıraktığından habersizdi. Düşünün ki bu ırk, gizlice aramızda yaşıyordu ve günümüze kadar geldi.

İnsan soyu bizi mar olarak bilmez. Bilmesini biz de istemeyiz. Bizler yani Şahmaran’ın çocukları insanoğlundan korkarız, uzak dururuz; çünkü insanoğlu tehlikeli ve nankördür. Aslolan iyilikle kötülüğün savaşıyken insanoğlu bunu unutmuş, derisinin rengine, ırkına, parasının miktarına göre insanla­rı değerlendirmiş, kendi gibi olmayanları düşman bilmiş ve acıma­sız savaşlarla, korkunç kırımlarla birbirlerini yok etmişlerdir.”

“ŞAHMARAN” MASAL MI, FANTASTİK Mİ, PSİKOLOJİK Mİ ?

Hepsi ya da hiçbiri diyebilirsiniz. 

Aslında Mitolojinin psikolojik literatüre yansıması denenmiş; açık konuşayım altından kalkılamamış. Birtakım güzel mesajları var; insanın doğaya zararlı olmasını , acımasızlığını, nankörlüğünü anlatan mesajlar veriyor ancak altı güzel döşenmeyince mesajların bir anlamı kalmıyor… Doğadaki seslerden; baykuş sesi, yılan tıslaması, rüzgarın uğultusu ile oluşturulan mistik ve spiritüel havanın altından kof bir efsane çıkıyor.

Öncelikle kısa bir özet vermekte yarar var:

Şahsu; Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji eğitimi almış ve aynı üniversitede asistanlık yapan genç bir öğretim görevlisidir. Geçmişi karışıktır, annesinin ölümünden sonra  Adana’da sempozyum  vermesi için hocasının Şahsu’yu davet etmesi üzerine genç öğretim üyemiz bir gerekçeyle şehre gelir ama asıl gerekçesi annesine sahip çıkmayan dedesiyle yüzleşmektir…

Dedesinin komşuları olan Mar ailesi  yukarıda alıntı yaptığım gibi yılan soyundan gelen şahmaran’ın kırma ırkından bir ailedir. İnsan ile yılan bir kez daha bir araya gelir; Şahsu (suyun şahı)  ile Maran  arasında aşk doğar…

Söylenenlere göre bir kehanet vardır, (kehanetin ne olduğu altıncı bölüme kadar belli olmamıştı, ya da ben anlamadım) bu kehanetin gerçekleşmemesi için (yoksa gerçekleşmesi için miydi) Mar ailesinin kızları tüm güçleriyle çalışırlar; özellikle Maran ile Şahsu arasında aşk çalışması bile yaparlar…

Dizide “Şahmaran” davası sadece insanla yılan arasındaki  dava değildir. Kadın ile erkek arasındaki davadır aynı zamanda. Şahmaran kadındır, hem de anadolu kadınıdır; fedakardır, bilgedir, erkeğin ihanetine bile bilgeliğini ona vererek olgunluk (aptallık demek daha doğru )gösterir. Erkek ne yapar sıkıştığı anda kaçar. Nitekim dizinin diğer  kahramanlarına baktığımız zaman; dede Davut (Mustafa Uğurlu) aileyi ve kızını bırakıp gitmiş, dizi boyunca niye gittiğine dair bir açıklama bekleniyor. Şahsu’nun babası da karısını ve kızını bırakıp kaçmış.Yani Şahsu’nun annesini önce babası, sonra kocası terk ediyor. Öte Yandan Yılan ailesine bakıyorsun orada da ne Ural’ın karısı (Mahir Günşiray) ne de Lakmu’nun karısı (Hakan Karahan) ortada görünmüyor…

Dizi ne anlattığını tam bilmeden devam edip gidiyor.

Birtakım şeyleri doğaüstü güçlerle açıklamak, kaderci olmaya yönlendirmek, mistik hava yaratmak nedense moda olmaya başladı. Hem de bunu en zeki en entelektüel kişilerin aracılığı ile yapmıyorlar mı insan zıvanadan çıkıyor. Şahsu Boğaziçinde öğretim görevlisi, Maran üç üniversite bitirmiş, baba Ural deneyimli hekim…Güya Maran ve Şahsu bu masallara inanmıyor ama  gelişen doğaüstü güçler onları inandırmaya uğraşıyor, akıllarında soru işaretleri yaratıyor. Bilimi hiçleştirmekten başka bir şey değil bu…

Zeytin Ağacı dizisinde de bu hakimdi, diziden sonra “aile dizimireklamları sık sık karşımıza çıkmaya başladı. Birileri sanki aile dizimi programlarını patlatmak için bu hikayeyi  sipariş vermiş.

Dizinin yönetmenliğini Umur Turagay yaptı, senaryosunu ise Pınar Bulut yazdı. Çekimler Adana,Tarsus, Datça’da yapılmış. Umur TuragaySıcak Kafanın üç bölümünün yönetmenliğini de yapmıştı.  Sıcak Kafa ile bu diziyi karşılaştırmıyorum bile…

O güzel ve egzotik  doğa görüntüleri eşliğinde efsanenin modern anlatımıyla güzel bir mit ortaya çıkarılabilinirdi; yazık ki efsane zayi edilmiş…

Yönetmen : Umur Turagay

Senaryo : Pınar Bulut

Görüntü Yönetmeni : Yon Thomas

Müzik : Hakan Özer

Oyuncular : Serenay Sarıkaya, Burak Deniz, Mahir Günşiray, Mustafa Uğurlu, Ebru Özkan, Mert Ramazan Demir, Nil Sude Albayrak, Berfu Halisdemir, Mehmet Bilge Aslan

Türkiye / Macera-Fantezi-Dram /

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz