Tehlikeli Bölge
Kurtuluş Savaşı’nda uzaylı istilası!
Düşman hatlarının arkasına sızacak olan askerler, büyük taarruzdan önceki gece yarısı telgrafla bir mesaj yollayacaklar. Bu görevin geri döneni de muhtemelen olamayacak, onların işi savaşmak, yası başkaları tutacak.
Tam da 30 Ağustos Zafere yürüyüşü yeni anmışken, Kurtuluş Savaşı günlerinde cephe arkasını anlatan bir film izlemek etkileyiciydi. Filmin “Tehlikeli Bölge” olan adı, gerçi alıştığımız dönem filmlerine gönderme yapmaktan çok aksiyon filmini çağrıştırıyorsa da hem bir kahramanlık öyküsü izledik, hem tarihe yapılan göndermelerle hüzünlendik, hem de böyle bir konuya ilk kez “sokuşturulan” bilim kurgu ögesi yaratıklarla, heyecanlandık diyemeyeceğim, kafamız karıştı.
Açıkçası, onlar olmasaydı bence bir dönem filmi ve kahramanlık öyküsü olarak filmi daha çok beğenirdim ama bu yaratık hikayesiyle belki de genç nesil sinema seyircisine daha çok hitap edecek bir iş çıkmış ortaya.
Bilim kurgu eklemeli
“Türkiye’nin ilk dönem bilimkurgu filmi” olarak tanıtılan Tehlikeli Bölge, Kurtuluş Savaşı sırasında Büyük Taarruz’a üç gün kala, bizzat Mustafa Kemal tarafından görevlendirilen bir manga askerin yaşadıklarını anlatıyor. Düşman hatlarının arkasına sızacak olan askerler, büyük taarruzdan önceki gece yarısı telgrafla bir mesaj yollayacaklar. Bu görevin geri döneni de muhtemelen olamayacak, onların işi savaşmak, yası başkaları tutacak.
Görevli ekibe yolda rastladıkları bir subayla, kuvayı milliyeci bir genç kadın da katılır. Subay, baytar olarak görev yaptığı yerden sağ kalan tek kişidir ve kaçarken onlara rastlamıştır. Önce en yüksek rütbeli olarak komutayı almayı ve cephe gerisine dönmeyi önerse de manganın komutanı çavuş, kendisini hizaya getirir. Bir görevleri vardır ve hepsinin ölümü pahasına da olsa, onu yerine getireceklerdir. Kuvayı Milliyeci genç kadın ise köyünde herkes öldüğü için silahını alıp dağa çıkmıştır ve gözü pek bir savaşçı olarak zaten ölümü aramaktadır.
Mekan ve oyuncu seçimi güzel
Beş gün süren yarı aç, yarı tok yürüyüşte ülkenin her bölgesinden, her yöreden askerin özelliklerine ve özel hikayelerine de tanık oluruz. Mesela ekibe sonradan katılan firari subayın baytar olmasının bir nedeni vardır, olayları anlamlandırmakta işe yarayacaktır? Filmi Adana bölgesinde çekmişler, doğa çok güzel ve zorlu: kanyonlar, dağlar, bataklıklar, tepeler ve mağaralar saklanmaya elverişli olsa da yürümeye hele film çekmeye değil. Zaten iç çekim de olmayan filmde çekimlerin zor geçtiğini düşünmek yanlış olmaz. Kostüm ve aksesuarların, askerlerin kullandıkları materyallerin dönemi yansıtmasına titizlikle dikkat edilmişse de bir ara baytar subayın beyaz gömleğinin pırıl pırıl temiz olduğu gözümden kaçmadı değil!
Hepsi ayrı bölgelerden
Filmde savaşın insan yüzüne, insan hikayelerine de ayrı önem verilmiş. Bunun için de hayli başarılı bir cast seçilmiş. Hiçbiri yakışıklı jön değil, tam macera filmi karakterleri, hepsinin de ayrı bir hikayesi var ve aslında daha bile çok işlenebilirmiş, tabii o bilim kurgu yaratıklar olmasaydı…
Ama muhtemelen filmin genç seyirciye en ilginç gelecek yeri de, uzaydan gelen yaratıklar: baytar subayın deyimiyle yabanlar. Ne oldukları belli olmayan kırmızı gözlü canavarların gece ava çıktıklarını anladım da kurbanlarını ne yaptıklarını anlamadım? Yiyorlar mı, yakıyorlar mı, nasıl yok ediyorlar, uzay gemisinden dünyaya düşmüş bir canlı türü olan bu yaratıklar tesadüfen geldikleri dünyada insanları neden yesin? Filmin en tutarsız yanı bence burası.
Bu tehlikeli uzaylılar Türk sanatçılardan oluşan bir ekip tarafından 3D modelleme, konsept çizimleri ve animasyon çalışmalarıyla yaratılmış. Ben yine de mesela niye mağarada saklandıklarını da pek anlamadım. Işıktan mı korkuyorlar, askerlerden korkacak değiller ya.
Özetle, her zaman yazdığım gibi, iyi bir öykünüz ve iyi bir castınız varsa, kötü bir yönetmen de değilseniz iyi bir film yaparsınız. Tehlikeli Bölge filmini adı ve uzaylı hikayesi dışında pek beğendim. Hikaye güzel, cast güzel, çekim alanı güzel, oyuncular iyi oynuyor, film de iyi çekilmiş! Gişesi çok olsun, Türk sineması yaşasın! Uzaylı filmi yapmak için başka hikayeler seçilse, çok daha başarılı olunacak demek ki? Cem Yılmaz’ın Gora’sından bu yana epey yol almışız…
Yönetmen / Senaryo : Ramazan Ekmekçi
Görüntü Yönetmeni : Alican Atıcı
Müzik : Çikolata Müzik Fabrikası
Oyuncular : Kadir Parlak, Ozan Turan, Hasan Şenbayrak, Sevim Oyar, Aykut Yavuz, Seyfi Azrak, Abdurrahman Demir
Türkiye / Bilimkurgu-Gerilim / 87 Dk.