Anlamaya çalışma, hisset..
Christopher Nolan, filminin bir sahnesinde yukarıdaki repliği kullanma ihtiyacı duymuş. Yani diyor ki; beynini, anlatılan hikaye de ne oluyor diye zorlama, sadece zamanı ve aksiyonu hisset. İyi de, filmde olanları anlamadan neyi, nasıl hissedeceğiz ? Neyse.. Nolan‘ın senaryosunu da yazdığı bu film beni hayal kırıklığına uğrattı dersem yalan olmaz. Batman serileri, Batman ve Superman, Çelik Adam, Başlangıç, Dunkırk, Yıldızlararası, Prestij, Uykusuz, Transcendence, Memento gibi filmlere imza atan Nolan bu kadar kötü film yapmamalıydı diye düşünüyorum. Akıl oyunları şovmenliğine soyunan Nolan’ın karmaşık gibi görünen senaryosu oldukça klasik, kurgusu vasat, oyunculukları yavan. Tenet‘in tek beğendiğim yanı, kusursuz görüntüleri bize sunan kamerası ve müzikleri oldu. Kendimi zorlamama rağmen bir türlü filmin içine giremedim, giremediğim için de keyfini çıkaramadım. Belki bende bir eksiklik var o yüzden filmden tat alamadım ama iddia ediyorum, geçmiş, gelecek, zaman makinesi, geçmişe geleceğe git gellerle uğraşan fizik ve bilim adamları bile Nolan‘ın filmini izleyince böyle saçma sapan senaryo mu olur deyip dudak bükerek birbirlerine bakacak, keşke bizden danışmanlık hizmeti alsaydı diyerek sitem edeceklerdir.
Tenet‘in Türkçe sözlük anlamı İlke, inanç veya doktrin olarak geçiyor. Tenet, Nolan‘ın ”Memento” filminden de esintiler taşıyor. Zaten o filmin senaryosu da kendisine ait. Filmin 5 dakikalık açılış sahnesi oldukça iyi. ”Hahh! iyi bir film izleyeceğiz galiba süper..” diyorsunuz, o ne? onuncu dakikadan itibaren film laf salatasına dönüşüp çekilmez hal alıyor. 150 dakika da laf salatası ile bitmez ki kardeşim. Filmin baş oyuncusu siyahi aktör John David Washington‘ın ne oyun gücü ne de karizması var. Babası Denzel Washington‘dan oyunculuk yerine sadece yürüyüşünü almış. Her zaman armut dibine düşmüyor demek ki.. Kadın oyuncu Elizabeth Debicki 1.90 cm. boyunda, baston yutmuş gibi duruyor. Kadraja zor sığdığı gibi oyun gücü de sıfır. Son yıllarda yardımcı rollere aşina olan Robert Pattinson ise vasatın üzerindeydi. Umarım, yeni ”Batman” i canlandıracak olan Pattinson o filmde kötü bir oyunculuk sergilemez. Filmin kötü adamı ise, daha önce onlarca kez aynı basma kalıp standartlar da karakterize edilerek izlediğimiz, suratsız, acımasız, gaddar Rus patronu.
Film, bazı arkadaşların söylediği gibi kapasitesinin sınırını aşmış, çılgın, devrimci ve sıradışı bir yapım değil, hemde hiç değil. Kapasitesinin sınırını hangi çılgın, devrimci, ufuk açıcı fikirle açmış birisi bana açıklasın. Dünyamızın yarısının okumamış, kendi halinde, beynini hiç ya da kısıtlı zorlayan insanlardan olduğunu varsayacak olursak hikayede anlatılan ”objelerin evriltilme algoritma” sını kim çözecek? Türk izleyicisi deyince de nedense aklıma rahmetli Aziz Nesin geliyor..
Anlatılan hikaye şöyle : CIA’deki meslektaşlarına işkence altında ihanet etmeyi reddettikten sonra, kötü adamların elinden kurtarılıp hafızası silinen kahramanımıza 3. Dünya savaşını engelleme görevi veriliyor. Ancak; kahramanımız hafızasının silinmesi, geçmişle ilgili bağının koparılması nedeniyle sadece ”Tenet” kodu ve kendisine sunulan oldukça kısıtlı bilgiye sahip. Gizli servisler, tersine çevrilmiş nesneler (tabanca mermileri gibi), gelecekten gelip zamanda geriye gidenlere şahit oldukça kahramanımızın kafası iyice karışıyor. Kahramanımız, yol arkadaşı ile birlikte bu tuhaf git-gellerle dolu labirentin içinde ki soru ve sorunları tek tek çözerek bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor..
Sözün özü, 3. Dünya savaşının engellenmesini ana konu edinen ”Tenet”i, geçmiş ve gelecek zamana yolculuk fikrini ilginç bulanlar izleyebilirler ama anlatılan hikayeye vakıf olabilmek için kendilerini filme 150 dakika boyunca vermeleri gerekiyor. Beyninizi zorlamayı sevmiyorsanız, sadece aksiyon ve eğlencelik bir yapım arıyorsanız bu film size göre değil! Diğer taraftan, hikayedeki kötü adamın amacının zamanda geriye giderek olumsuzlukları yok edip dünyayı güzelleştirme isteğine filmin kahramanın cevabı da kayda değer : ”-Buna sen karar veremezsin!”
Yönetmen / Senaryo : Christopher Nolan
Görüntü Yönetmeni : Hoyte Van Hoytema
Müzik : Ludwig Göransson
Oyuncular : John David Washington, Robert Pattinson, Elizabeth Debicki, Michael Caine, Aaron Taylor-Johnson, Dimple Kapadia, Clémence Poésy, Kenneth Branagh
ABD / Aksiyon-Gerilim-Suç-Dram / 150 Dk.
Ellerinize sağlık
Merhaba protoganistin hafızasını silindiğini emin miyiz çünkü uyandıktan hemen sonra arkadaşlarım nerede iyiler mi gibi sorular soruyor.
*Protagonist
İzledim ve beğenmedim
Ellerine sağlık ama yüzeysel bir eleştiri olmuş.. Nolan izleyiciyi olağanın dışına çıkarmak için uğraşıyor.. inception ve interstellar düzeyinde bir yapım ile yine sevenlerini mest etti..
Ben filmi beğendim ve sizin dediğiniz gibi kötü bulmadım. Nolan’ı birçok şeyi düşünebilen büyük bir yönetmen olarak görüyorum. Kendi içindeki kurgusu ve mantığı var.
Arkadaş film ile ilgili yazılabilecek tüm olumsuz sözleri haklı olarak yazmış. Ben de ne idiğü belli olmayan şeye kendimi sıkıp sadece aklımı filme versem de zevk alamadım. Kadro dahil herşeyi ile kötü olmuş. Nolan bu filmle nasıl 7 üzeri puan aldı şaşıyorum.
Nolan hayran ve takipçileri artık daha az şaşırıyordur. (*Spoiler içerir! : Kadının tekneden altladığı sahnede kendisinin oldugunun , kilitki kapı onunde yatan adamın arkadası oldugu vb.)*** İlk fimler tahmin edilemez kıvamında seyrettiği için hayret uyandırıyordu ama bu sefer aynı etkiyi yaratmadı gibi.. Ayrıca zaman konusuna aşırı değindiği için karakterler ve hikayeleri çok zayıf kalmış, filmde hikaye kısmı eksik.