Laure de Clemont-Tonnere tarafından yönetilen The Mustang filmi seyircilere farklı duyguları (kimi kişilerin uzun vakitler kabul etmediği.) deneyimleme imkanı tanıyarak, gönlü canlandıran bir yapım. Filmin içerisinde bulunan Roman (Matthias Schoenaerts) karakterinin içerisinde bulunduğu psikolojik gel gitmeler ve bu durumdan meydana gelen sonuçları kontrol altına alamaması ve başta kendine sonra etrafa zarar vermesini etkileyici bir şekilde anlatılmış.

Roman’ın duygusal bir boşlukta olması ve bu boşluğu doldurabileceğine dair bir imkan tanınması, hapishane programı olarak gayet yapıcı ve etkileyici aynı zamanda umut vaat ediyor. Genel yapı itibariyle hapishane durumuna düşen bir kimse umudunu kolaylıkla kaybedebiliyor fakat film bunun tersini kanıtlıyor. Duygusal bir yapım olan The Mustang filmi insani duyguları seyircilere hatırlatarak, duygusal bağlılığın ne kadar güçlü bir motivasyon kaynağı olduğunu etkileyici bir dille bize anlatıyor.

Roman’ın kendi içindeki yalnızlığının kaynağının duygusal boşluktan kaynaklandığını seyircilere sunarak, at ile etkileşime geçtiği ilk sahneden itibaren arayışının son bulduğunu etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Roman’ın kendi içerisinde barındırdığı yalnızlık ve agresifliği, arayış vakitlerinde bir vahşi at formunda görmesi filmin kilit sahnelerinden.

Kafesler ardında duran atı görünce hislerini anladığı ve kurtarmaya çalışması ve (Kelimenin tam anlamı ile) kurtarması seyircilere duygusal bağın iki insan arasında olma zorunluluğunun olmadığını göstererek, başka tür varlıklarla da olabileceğini göstermektedir.

Karakterin film boyunca belli başlı kişiler tarafından ezilmesi, ciddiye alınmaması, aynı duygularını ve durumunu at üzerinde de tecrübe edince duygusal bağ kurulmaktadır. Mustang filmi, merhametin her türden varlık tarafından hava gibi önemli bir ihtiyaç olduğu seyirciye başarılı bir şekilde yansıtılmış. Yönetmen, karakterin başarısızlıkları ve üst üste gelen ters durumlar doğrultusunda yine de kişisel bencilce çıkarlarının, kararlarını etkilemediğini kilit sekanslardan biri olan atı kurtarma sahnesinde seyirciye tecrübe ettiriyor.

Netice itibariyle film, duygusal yoğunlukta bir film olmasının yanı sıra insanlığa güzel mesajlar verirken her şeyin ikinci bir şansı veyahut şansı hak ettiğini seyirciye gösteriyor. Duygusal bağ aynı tür de olmak zorunda değildir, empati ve merhamet ile başka türlerle de kurulabilir.

.

Yönetmen : Laure de Clermont-Tonnerre

Senaryo : Laure de Clermont-Tonnerre, Mona Fastvold, Brock Norman Brock

Görüntü Yönetmeni : Ruben Impens

Kurgu : Géraldine Mangenot

Müzik : Jed Kurzel

Oyuncular : Matthias Schoenaerts, Jason Mitchell, Bruce Dern, Gideon Adlon, Connie Britton, Josh Stewart, Noel Gugliemi, James McFarland

Fransa / Dram-Gerilim / 96 Dk.

Misafir Yazar : BERK ANIL YAVUZ

https://youtu.be/k2a-KSOCIeY
OrtaKoltuk Puanı:

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz