Yaşamak Güzel Şey
Televizyon dizileriyle adını duyuran Müfit Can Saçıntı’nın üçüncü uzun filmi “Yaşamak Güzel Şey”, hayata mizahla yüklü felsefeyle bakan, güldüren, düşündüren iyi bir film.
Müfit, bir reklam şirketinde çalışan içine kapalı ve pısırık bir aile babası. Çiğdem’le aşkla evlenmiş. Duru adında liseli güzel bir kızları olmuş bu aşkla. İşte ve hayatta sıkışmış Müfit, bunların üstüne çizgilere basmama hastalığı var. Obsesif, takıntılı biri. Buna Obsesif kompülsif bozukluk deniyor. Yani saplantı-zorlantı bozukluğu. Simetri ve çizgilere basmama takıntılı oluyorlar. İşte böyle bir insan olan Müfit, tüketim toplumunun içinde hayatı taksitlere de bağlanmış. Sabah uğurlu ayakkabısını giyip evden çıkan Müfit, arabası çalışmayınca mecburen belediye otobüsüne biniyor. Ama durağa gitmek o kadar da kolay değil. Kaldırımlardaki karo çizgilerini aşmak yer çekimi kanununu keşfetmekten daha zor! İşe geldiğinde, çalışanlarını aşağılayan sadist patronundan azar işiten pısırık Müfit, geleceğini etkileyecek gerçeği öğrendiğinde yaşam akışını değiştiriyor.
Hayatı ertelememek…
Yaşam akışını değiştirmeye karar veren Müfit, hayatın anlamını keşfeder gibi yeni varoluşuyla, saplantılarından ve pısırıklığından sıyrılıyor. İlk önce çizgi takıntısını aşan Müfit, öz güveniyle ertelenmiş her şeye dokunmak istiyor. Çocukluğundan beri içindeki korkunun ve içine kapanıklığın sebebi olan babasına söyleyemediği o sözü söylemek istiyor. Ama bu o kadar kolay değil. Bir yerden başlamalıydı Müfit. Çocukluk aşkını bile sosyal medyada arıyor. Sadece o sıcak kelimelerin bir araya getirdiği küçük cümleyi söyleyebilmek için. Aslında milyonlarca insan o sihirli kelimeleri birbirlerine söyleyemiyor ve hep erteliyor.
Karısı Çiğdem de Müfit’teki değişikliği bir kadına yorunca mizah daha da çoğalıyor haliyle! Bir de Duru var. Liseli ve aşık. Babasının zamanında aşk nasıldı? Aşk her devirde farklı mıydı? Müfit, gençliğinde Çiğdem’i etkilemek için ne büyük acılar çekmişti? Geçmişte kızlar, sevecekleri gençleri okuduğu büyük yazarları, filozofları ve dinlediği klasik müzikleri öğrenerek mi karar veriyorlardı? Ya şimdiki kızlar neye göre karar veriyorlar?
1968’de Çorum’da doğan yönetmen, TRT’de yayınlanan “Seksenler” dizisiyle biliniyor. 2011’den 2016’ya kadar bu dizide çalışmıştı. İki de sinema film çekti. 2014’te “Mandıra Filozofu” ve devamında 2015’te “Mandıra Filozofu İstanbul’da” filmleriydi. Yönetmenin tiyatro oyunları da var. İyi bir gözlemci olan yönetmen, kendi hayat görüşlerini mizahla sunarak seyircisini güldürebiliyor. Belki filmdeki Müfit’in açıklamalı konuşmaları biraz ağdalı gelebilir. Öncelikle ilk başlarda böyle olabilir. Ama hikayenin derinliğinde rahatsızlık vermiyor. Filmin ön jeneriğinin yansıdığı anların yaratıcı olduğunu da belirtelim. Filmin görselliği de iyiydi. 2017 yapımı “Yaşamak Güzel Şey”, insana yaşama sevinci verirken, felsefeyle karışık güldürüyor.