76. Cannes Film Festivalinin İlk Haftası

CANNES FESTİVALİ’NİN İLK HAFTASI

76. Cannes Film Festival’nin Açılış Galasını Chiara Mastroianni takdim etti. 51 yaşındaki aktris- yönetmen sahneye “Mi Sonno İnnamorato Di Te” şarkısını söyleyerek çıktı. Gecenin kraliçesi Catherine Deneuve Ukranyalı bir kadın şairin şiirini okuyup savaştaki bu ülkeye olan desteğini sürdürdüğünün altını çizdi. Açılış Galasında Onursal Altın Palmiye Ödülü ile taçlandırılan Michael Douglas İngilizce, Deneuve Fransızca 76. Festivalin açıldığını ilan ettiler. Ödülünü Tarantino’nun fetiş oyuncusu Uma Thurman’ın elinden alan Michael Douglas salonda bulunan 2200 kişi tarafından ayakta alkışlandı. 55 yıllık kariyerini geride bırakan 78 yaşındaki aktör : “ Kirk Douglas herkes için bir süpermen, bir ikon. Benim içinse bir baba. Yüze yakın film festivali var, ama Cannes bir tane” dedi. Jüri başkanı İsveçli Ruben Östlund : “Sinemanın ayrıcalığı bizleri salonlarda fiziken bir araya getirmesi. İsveç’te birlikte izlenen tek etkinlik Eurovision kaldı” dedi.

Cannes’ın gediklisi Nuri Bilge Ceylan’ın merakla beklenen filmi “Kuru Otlar Üstüne” tam 12 dakika ayakta alkışlandı. Filmin gösteriminden 1 saat önce yapılan bomba ihbarıyla Festival Sarayına girişler engellendi. Her taraf didik didik arandıktan sonra içeri alınabildik. Michael Douglas’tan 3 gün sonra bir başka Amerikalı aktöre Harrison Ford’a festival yönetimi bir Onursal Altın Palmiye takdim etti. Yaşıtım olan karizmatik aktör (81) bir macera filminde oynayacak dinçlikte olduğunu, yarışma dışı gösterilen “İndiana Jones And The Dial Of Destiny” filminde kanıtladı. Bir başka Amerikalı süperstar Sean Penn (59), eşi Amber Heard ile yaşadığı boşanma davası yüzünden dışlandığı Hollywood’dan gelip festivale damgasını vurdu. Penn, Jean-Stephane Sauvaire’in “Kara Sinekler / Black Flies” adlı filminde ailesi dağılmış bir ilk yardım doktorunu canlandırdı. Festivale kabulü 2 hafta boyunca polemikler yaratan Fransız Catherine Corsini’nin “Dönüş / Le Retour” filmi 2 yeniyetme arasında filizlenen bir lezbiyen aşka odaklanıyordu. Çok tartışılan, 15 yaşındaki bir kızın mastürbasyon sekansının filmden çıkarıldığına tanık olduk.

Sinema dünyasının en sevilen, en komik yönetmenlerin başında gelen Finli Aki Kaurismaki türlü şaklabanlıklar yaparak girdiği salonda, “Ölü Yapraklar” adlı romantik aşk filmiyle yürekleri ısıttı. Ana yarışmanın 6 kadın yönetmeninden biri olan Justine TrietBir Düşüşün Anatomisi” ile festivalin en kaliteli filmlerinden birine imzasını attı.

FESTİVAL AFİŞİNDE CATHERİNE DENEUVE

Jacques Demy, Luis Bunuel, François Truffaut, Agnes Varda gibi dahi yönetmenlerin ilham perisi Catherine Deneuve bu yıl 76. Festivalin afişini süsleyen süper star oldu. Filmleri 60 yıldır Cannes’da gösterilen, 2 Altın Palmiyeli filmin, Jacque Demy’nin “Şerburg Şemsiyeleri / Les Parapluies De Cherboug” (1964) ve Lars Von Trier’in Karanlıkta Dans / Dancer İn The Dark (2000) başyapıtlarının başrol oyuncusu, Onursal Altın Palmiye sahibi Catherine Deneuve 1994 Cannes Film Festivali’nde jüri başkan yardımcılığı da yaptı. Marco Ferreri, Manoel De Oliveira, André Téchiné, Emmmanuelle Bercot, Arnaud Desplechin, Roman Polanski gibi uluslararası üne sahip yaratıcılarla çalışan Catherine Deneuve, günümüz Fransız sinemasının en büyük kadın oyuncusu. Bu ikon aktris yalnız auteur yönetmenlerin filmlerinde değil, popüler sinemanın kaliteli yapıtlarında da yer aldı. Bu türler uluslararası film festivallerinin gözdesi olduğu için, Catherine Deneuve ünlü festivallerin programlarında yer alan filmleriyle ödül kovaladı.

Ben 57 yıllık Cannes serüvenimde sayısız kez karşılaştığım, 80 yaşındaki Catherine Deneuve’ün “güzel yaşlanan bir süper star” olmasının tanığı oldum. 1957’de başlayan kariyerinde, dur durak bilmeden üretkenliğini sürdürerek 140 filmde yer aldı. Bunların arasında Roman Polanski’nin “Tiksinti / Repulsion” (1965), Luis Bunuel’in “Gündüz Güzeli / Belle De Jour” (1967) ve “Tristana” (1970), François Truffaut’nun “Son Metro / Le Dernier Metro” (1980), Régis Wargnier’in ”İndochine” (1992) gibi başyapıtlar var. Neşeli, özgüvenli, romantik, güler yüzlü bu sarışın aktris geleceğine güvenle hissediyor. Açılış Galasının bu gözdesi geceyi takdim eden kızı Chiara Mastroianni’yi (51) iftiharla izledi. Marcello Mastroianni ile olan evliliğinden doğan Chiara ödüllerin dağıtıldığı Kapanış Galasında ev sahipliği ve sunuculuk yaptı. 76. Festivalin afişi, tarifsiz bir sihir ile adını sinema tarihine yazdıran Catherine Deneuve’ü ölümsüzleştiriyor. Afişte Deneuve’ün asaletle güzelliğini birleştiren, 1969’da Cote D’Azur’de rol aldığı filmin yönetmeni Alain Cavalier tarafından çekilen fotograf kullanıldı. Festivalin resmi sitesinde “ikonik Catherine Deneuve sinemanın asla vazgeçmemesi gerekenleri temsil ediyor; çünkü cüretkarlık ve sınırları zorlayıcılık..” denildi.

İLK KADIN BAŞKAN

Cannes Film Festivali tarihinin ilk kadın başkanı İris Knobloch 76. Festivalde ev sahipliği yaptı. Knobloch 16 – 27 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen festivalde kırmızı halılı merdivenlerin başında, yanında Festivalin Genel Delegesi Thiérry Frémaux ile birlikte konukları ağırladı. Hukuk eğitimi alan, 1963 doğumlu Alman kkenli Fransız vatandaşı İris Knobloch, 15 yılı Warner Bros’un Fransa CEO’su başta olmak üzere, 25 yılı aşkın süre Warner Media’da görev yaptı. Bu süre zarfında Cannes Film Festivaline pek çok usta ve yıldız katılımını sağladı. 2008 yılında Légion D’Honneur nişanına layık görüldü. Warner’den ayrıldıktan sonra İ2PO adlı eğlence şirketinin kurucu ortağı oldu.

Nisan ayı ortasında Festival filmlerinin ilan edildiği basın konferansında, İris Knobloch ilk kez Festivalin Genel Delegesi Thiérry Frémaux’nun yanına oturup, 76. Festival hakkındaki düşüncelerini paylaştı. İris Knobloch geçen yılın haziran ayında bir önceki başkan Pierre Lescure’den görevi devralmıştı. Görev süresini bir yıl öönce terkedip yerini Knbloch’a devreden Lescure bu konuda “Yerime geçecek kişinin bir kadın olması çok önemli. Meşaleyi İris Knobloch’a mutlulukla devredeceğim. O da yeni pozisyonunda vizyonunu ve yeteneğini sergileyecektir” yorumunu yaptı.

Knobloch 16 Mayıs gecesi Maiwen’in “Jeanne du Barry” filmiyle açılışını yapan Festival Sarayının ünlü kırmızı halısını katedip görkemli merdivenlerini tırmanan film ekibini ve sinema dünyasının ünlülerini, salonun giriş kapısı önünde karşıladı. 63 yaşındaki, Lyon doğumlu, jüdo ööğretmeni iken yönetmen yardımcısı olarak sinemaya geçen, 2004’te sanat yönetmeni olarak Cannes Film Festivali’nde başlattığı görevini Thiérry Frémaux 2007 yılından beri Festival Genel Delegesi sıfatıyla başarıyla sürdürüyor. Birlikte çalıştığı 2 Festival Başkanı, Giile Jacob ve Pierre Lescure ile büyük bir uyum içinde yürüten Frémaux’nun bu uyumu yeni başkanla sürdürüp sürdüremeyeceği sanat çevrelerinde merak konusu. Zira son derece katı prensipleri olan, örneğin Venedik ile Berlin’in aksine yıllardır NETFLİX’le anlaşamayan Frémaux’nun, ticari sinemadan gelen Knobloch’la prensip çatışmaları yaşayıp yaşamayacağını zaman gösterecek.

Ancak festival programına bu yıl sonradan eklenen Catherine Corsini’nin “Dönüş / Le Retour” filminde ikili iyi bir imtihan verdi. Nisan ortasında ana yarışma için ilan edilen 1 film arasında Corsini’nin çok ses getiren filmi dahil edilmeyince, Fransız sanat çevrelerinde 2 hafta boyunca polemikler yaşandı. Bazı Fransız feminist kuruluşlar filmin Cannes yarışmasına alınmaması gerektiğini hararetle savunurken, kendilerine destek veren bazı radikal, militan savcı ve yargıçların beklentisi boşa çıktı. Knobloch – Frémaux ikilisi sanatsal tercihlerinde bağımsız olduklarını göstererek “Le Retour”u ana yarışmaya dahil ettiler. Bu kararıyla Cannes Film Festivali yönetimi, festivalin bağımsız ve özgür bir etkinlik olduğunun altını çizmiş oldu. Filmin yönetmeni ve yapımcısına yapılan taciz şikayetlerinsen sonra filmin yarışmaya alındığı duyuruldu. “Le Retour” festival başlamadan 76. Festivalin ilk skandalına adını yazdırmış oldu.

Cannes’ın efsanevi başkanı Favre Le Bret 20 yıl boyunca festivalin genel temsilciliğini (1952 – 72) yaptıktan sonra, 12 yıl (1972 – 84) başkanlığını bir diplomat zerafetiyle yapmıştı. Sinema sanatına sayısız hizmeti olan Gilles Jacob 2001 – 2014 yıllar arasında son derece başarılı bir başkanlık dönemi yaşadı. Cannes Festivali’nin Genel Delegesi, seçici kurul başkanı Thierry Frémaux Cannes organizasyonunun en önemli kişisi. 12 gün boyunca kendisini her yere yetişirken görmekten yorgun düşerim: kırmızı halılı merdivenlerin başında karşıladığı her sanatçıya iltifat ederken, Festival Sarayındaki tüm salonlarındaki sahnelerinde filmlerin yaratıcılarını takdim ederken, sürekli talimat verirken…

JÜRİDE 4 KADIN SANATÇI

76. Cannes Film Festivali’nin ana yarışmasına İsveçli Yönetmen, senaryo yazarı Ruben Östlund jüri başkanlığı yaptı. 5 yıl içinde, “Kare / The Square” (2017) ve geçen yıl “Hüzün Üçgeni / Triangle Of Sadness” ile Altın Palmiye’ye ulaşan Östlund, Cannes’ın “çifte Altın Palmiyeli Yönetmenler Kulubünün” son üyesi oldu. Böylece vatandaşı Alf Sjöberg’den sonra bu ayrıcalığa sahip olan 2. İsveçli oldu. Jüri üyeleri arasındaki 4 kadın sanatçı, Fransız Julia Ducournau, Amerikalı Aktris, yönetmen ve yapımcı Brie Larson, Faslı yönetmen, senaryo yazarı Miriam Touzani, Zambia doğumlu İngiliz yönetmen ve senaryo yazarı Rungano Nyoni. Brie Larson’ın “Room” filmiyle kazanılmış bir En İyi Kadın Oyuncu Oscar ve Altın Küre Ödülleri var. Rungano Nyoni uluslararası yarışmalardan ödüller kazanmış bir sanatçı. Miriam Touzani geçen yıl 3. kez katıldığı Cannes Festivali’nde “Le Bleu Du Caftan” ile övgü almıştı. – 2 yıl önce “Titane” adlı filmiyle Altın Palmiye Ödülünü kazanan Julia Decournau, başkanı Ruben Östlund ile birlikte bu yılın galibine ödülü takdim etmesi, Kapanış Galasının hoşluklarından biriydi. Açılış Galasında Onursal Altın Palmiye Ödülü’yle taçlandırılan Michael Douglas gecenin en çok alkışlanan kişisi olmuştu. Jürinin erkek üyelerine gelince…Cannes’da yarıştığı bir kaç filmden tanıdığımız Fransız aktör Denis Ménochet geçen yılın müthiş filmi, Rodrigo Sorogoyen’in “Hayvanlar / As Brestas”ı ile En İyi Erkek Oyuncu Goya Ödülünün sahibi olmuştu. Paul Thomas Anderson’un “Kan Dökülecek / There Will Be Blood” filmiyle ünlenen, bu yıl Sreven Spielberg’in “Fabelmans”ında kendini aşan Amerikalı aktör Paul Dano jürinin 2. Amerikalısı. Afgan yazar ve yönetmen Atiq Rahimi, romanından alınan bir filmin takdimi için önceleri Cannes’a gelmişti. Kendisinin 5 uzun metrajlı filmi var. Jürinin son üyesi Arjantinli yönetmen, senaryo yazarı Damian Szifron. Kendisi “Asabiyim Ben / Relatos Salvajes” adlı mükemmel politik filmiyle Yabancı Dilde En İyi Film Bafta ödülünü almıştı.

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz