Cem Karaca’nın Gözyaşları Basın Toplantısı

Bir biyografik film daha geliyor, bu kez Cem Karaca!

“Resimdeki gözyaşları”, sinemada akacak!

Çekimlerinin son haftasına girmişlerdi ki tanıtım toplantısı yapıldı Ses Tiyatrosu’nda. Bu tiyatronun içine tekrar girmek, Ferhan Şensoy’u anmak, neler yapılıyor demek için bile yeterdi gitmeye. Filmin yönetmeni Yüksel Aksoy. Muğla yöresi filmleri yapan yönetmen olarak anılmak istemiyor. Şaka bir yana, iyi bir yönetmen. Cem Karaca’nın hayatını filme çekmek kendisine geldiğinde mutlu olmuş, çünkü Cem Karaca onun için sadece bir şarkıcı değil, bir Cumhuriyet figürü. Bir devrimci. Hele böyle sevdiği bir cast, oyuncu grubuyla çalışmak da onu ayrıca tatmin etmiş. Cem Karaca’yı İsmail Hacıoğlu canlandırıyor.

Karakterinin üzerinde adeta bir doktora tezi yapar gibi çalıştı diyor yönetmeni. Hele gerçek ses kullanmamız filme ayrı bir renk kattı. Şarkıları da ben söyleyeyim dediğinde önce tereddüt ettim, meğer bir şarkıyı kayda almışlar. Dinlettiler, Cem Karaca zannettim, meğer İsmail’miş. Daha önce de bir programda Cem Karaca şarkısı söylemiş.” “Buna nasıl cesaret ettiniz?” diye soruyorum İsmail Hacıoğlu’na. “Tamam iyi oyuncusunuz, makyaj ve beden diliyle Cem Karaca’yı canlandırıyorsunuz, ama şarkılar için aynı ses, aynı ton lazım, kolay mı?” Güvenmiş, sesine de oyunculuğuna da, şarkı söyleyişine de. Bravo. Filmi izleyince anlayacağız, ne kadar haklı. Yönetmene dönersek, oyuncularının hepsinden memnun. Toto Karaca’yı canlandıran Yasemin Yalçın’ı bu rol için biçilmiş kaftan olarak düşünüyormuş. Onun ezilmiş kadın tiplendirmesini feminist duyarlık olarak nitelendiriyor ve birlikte çalışmayı çok istiyormuş. Yasemin Yalçın onay verdikten sonra biraz pişman olmuş ama şimdi mutlu. Filmin diğer oyuncuları babasını canlandıran Fikret Kuşkan, teyzesini canlandıran Meral Çetinkaya, senaristler, müzik direktörlüğü, tempolu ve heyecanla çalışmış.

Oynamış ve rolün altından kalkmış!

Ya İsmail Hacoğlu ne diyor? Toplantıya, askere alınmış dönemini canlandıracağı için üç numara kesilmiş saçlarıyla çocuk gibi gelen İsmail, “Cem Karaca çocukluk kahramanım, çok hayranıydım. İkimiz de Bakırköylüyüz. Onu canlandırmaktan çok memnunum”, diye kısa kesiyor. Onun yerine Yüksel Aksoy anlatıyor çekimleri, prodüktörlerine teşekkür etmek için. “Yeri geldi, İstanbul Erkek Lisesi’nde, Ses Tiyatrosu’nda, Altın Mikrofon yarışmasında 400- 500 figüranla çalıştık. 60’lı yılların kayıt stüdyosunu kurduk, O günkü müzisyenlerimiz geldi, kayıt yaptılar. Eskiden 45 dakikalık özgün senaryolara dayanan, Türk romanlarından uyarlama diziler çekilirdi, şimdi süreleri uzadı, 60-70 derken reklamlarla üç saatlik dışardan uyarlama dizi çekiliyor, gece yarılarına kadar seyrettiriliyor, kalitesi kalmadı, set yorgun, sanatçı yorgun düşüyor. Sinema çok daha kaliteli. Ancak pandemi sonrası seyircinin sinemaya ilgisi de azaldı. Böyle büyük prodüksiyonlarla o ilgiyi geri çekeceğiz.

Aşk yok mu, Aşk?

Anasından, babasından, halasından bahsediliyor da aşktan sevgiden, eşinden bahsedilmiyor toplantıda, soruyorum dayanamayıp, iki oyuncu varmış, biri eşi, biri sevgilisini canlandırmış, onların çekimleri bittiği için İstanbul dışındaymışlar. Onlar olmayınca da aşktan söz eden yok. Ama iki aşk hikayesi de varmış öyküde. Şimdi bize montajı beklemek ve sonucu görmek için gün saymak kalıyor. Fikret Kuşkan’ın aktardığına göre o da çok kolay olacak, çünkü Yüksel Aksoy, filmi çekerken zaten kurgusunu, sahnelerini kafasında montajlayıp çekiyormuş ve her şey hazırmış. Biz de izlemeye hazırız o zaman! Resimdeki Gözyaşları’nı!

FİKRET KUŞKAN-İSMAİL HACIOĞLU-YASEMİN YALÇIN
İSMAİL HACIOĞLU

CEVAPLA

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz