En Karanlık Saat
FİKRİNİ DEĞİŞTİREMEYENLER, HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞTİREMEZLER.
Yönetmen koltuğuna 1972 ingiltere doğumlu ”Aşk ve Gurur(2005), Kefaret(2007), The Soloist(2009), Hanna(2011), Anna Karanina(2012), Pan(2015)” filmleri ile tanınan Joe Wright oturmuş.
Doğruyu söylemem gerekirse, Büyük Britanyayı oluşturan İngiltere-Galler-İskoçya, insanlarını oldum olası sevmem. Bu durum, filmlerini izlememe ve yorum yapmama engel değil. Büyük Britanya başbakanı Churchill’de sevmediğim bir siyaset adamı ama bu filmde öyle sevimli, babacan ve esprili bir adam olarak gösterilmiş ki insanın içine sokası geliyor. Filmlerin özelliği de bu işte.. Bilmeyenlere tarihin en sevilmeyen insanını iyi, en sevilenini de kötü gösterip ikna edebiliyor.
Churchill’in kimine göre en kötü, kendisine göre en iyi özelliği de anında fikir değiştirmesi. Kral dahil tüm siyasiler, ”Bir insan, günde yüz kere fikir değiştirir mi?” diyerek ona kızıp tavır alıyorlar. O ise ”- Fikrini değiştiremeyenler, hiç bir şeyi değiştiremez.” prensibinden asla taviz vermeyerek söylenenleri umursamıyor bile..
”En Karanlık Saat” filminde, Churchill’in 2. Dünya savaşı sırasında mecburiyet sonucu yeniden başbakanlığa getirilişi ve iç muhalefete rağmen Almanlara karşı verdiği siyasi mücadele hikaye ediliyor.
2. Dünya savaşı eşiğinde olan Büyük Britanya Kralı Albert Frederick Arthur George, Gelibolu yenilgisinden sonra mecliste istenmeyen adam ilan edilen Winston Churchill’i yeniden başbakan olarak göreve getirir. Ortalık hayli karışık ve meclis Hitler’e karşı çaresizdir. Hitler, İngiltere’ye barış önermektedir. Barışı kabul etmek, Almanya’nın egemenliğini kabul etmek demektir. Bunu bilen Churchill, barışı reddeder ve Almanların bakışını başka yöne çevirip arkadan dolanarak onları hezimete uğratmak için Dunkirk bölgesinde konuşlandırılmış olan askerlerini Dunkırk’e bile bile ölüme gönderir ve operasyonun adını da ”Dinamo” olarak isimlendirir.
Savaşların seyrini neyin değiştireceğini kolay kolay tahmin edemezsiniz. Bazen cesaret, genellikle zeka ve olmazsa olmaz düzenli ve tam donanımlı güçlü bir ordu. Bu üçü mevcutsa zaten sorun yok. Biri eksik olunca iş biraz şansa kalıyor. Bu savaşta İngiltere’nin şansı Churchill’di. Churchill’in şansıda halktı. Çok bunaldığı bir günde, korumalarından kurtulup metroda halkla sohbet ederek onların fikirlerini öğrenmeseydi ve görüşlerine değer vermeseydi ülkesi adına vereceği siyasi karar farklı yönde olacaktı.
Halk adamı olmak böyle bir şey. Önce, halkın büyük bir çoğunluğu seni benimseyecek, sevecek ve saygı duyacak. Yoksa başarılı olamazsınız. En Karanlık Saat, esas olarak Churchill’in siyasi dehasına ve samimi sevimli bir halk adamı oluşuna vurgu yaparken, siyasiler tarafından sevilmediğine de yer veriliyor.
Hemen her ülkenin kuruluşuna veya kurtuluşuna katkıda bulunan önemli insanların filmi, o ülkenin yapımcıları tarafından değerine değer katarak anlatılıp diğer ülkelerinin insanlarının tanımasını isterken, biz neden kendi ülkemizin değerlerini onlara anlatmıyoruz?
Düşman işgalinden ülkemizi kurtarıp Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün neden eli ayağı düzgün bir filmi yapılmaz. Bizde, taşın altına elini koyacak yapımcı yok mu? Bizim yapımcılar, yüz liraya film çekelim yüz bin lira kazanalımın mı derdindeler? Yoksa; parayı finanse edecek yapımcılar olsa bile, Türkiye’deki siyasi ortamı göz önünde bulundurarak Atatürk filmi yapmaya mı korkuyorlar? Bu duruma, ülkemize büyük hizmetleri olan Atatürk ve İnönü’ye iktidar mensubu kişilerin ”iki ayyaş” diyerek hakaret etmeleri mi etken? Ben ümidimi yitirmedim. Ben göremesem de, elbet bir gün adam gibi, eli ayağı düzgün bir ”Atatürk” filmi çekilecek ve uluslararası yarışmalarda ödüllere aday olup bütün ödülleri toplayacaktır.
Filmin, o dönemi yansıtan tarihi dokusunu, oluşturulan mekanlarını ve kostümlerini beğendim. Kurgusu ve müzikleri de kusursuzdu. Oyunculuklar ise oldukça iyiydi. Gary Oldman şahane bir oyunculuk sergilemiş. Bence, Oscar’ın En İyi Oyuncu dalında tartışmasız favorisi.
Sözün özü: İster sevin ister sevmeyin, tarihe damga vurmuş önemli siyaset adamlarının yaşamlarını anlatan hikayeleri seviyorsanız bu film tam size göre. Kaçırmayınız!